| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakan ve Komisyonu saygıyla selamlıyorum.
Bugün konuşmamı dört başlıkta aktarmak istiyorum. Bir tanesi Sayıştay raporu, sonra aktif ve sağlıklı yaşlanma, sonra engelli nüfus ve son olarak da sosyal yardımlar olarak gideceğiz. Sayıştay raporunda öne çıkan üç maddeden bahsetmek istiyorum, bence gerçekten sorunlu maddeler. "Hizmet binasında bakılan engelli sayısının 72'yi geçmesi durumunda eklenen her 12 engelli için ilave bir bakıcı personel çalıştırılır." maddesi yapılmamış ve bu Sayıştay raporuna geçmiş. Biliyorsunuz, engelli sayısı arttıkça bakım personelinin de artırılması gerekiyor ama bunun artırılmadığı Sayıştay raporuna yansımış. Bir diğeri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu'nun yüzde 5 kadarı Aile Bakanlığının Engelli ve Yaşlı Genel Müdürlüğüne aktarılması gerekiyor. Bu aktarılan rakamın ki yaklaşık 644 milyonluk rakamın sadece 385 milyonu kullanılmış, yaklaşık yarısı kullanılmamış, ta 2021'den bu yana kullanılmadan duruyor ve nerede olduğu... Bu, Sayıştay raporunda, benim bulgun değil.
Üçüncüsü: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları üzerinden "çalışılabilir" olarak nitelendirilen 607 bin kişiden, İŞ-KUR'a yönlendirilen 607 bin kişiden sadece yüzde 22'si, 137 bini İŞKUR'a kaydedilmiş, bunun da sadece 19 bini çalışma hayatına başlamış, bu da bir Sayıştay raporu.
Aktif ve sağlıklı yaşlanmaya bakacak olursak... Biliyoruz, nüfusun yüzde 10,6'sı, yaklaşık 9 milyon küsur yaşlımız var, 65 yaş üstünde; burada dikkat çekmek istediğim şey, ağırlığımız 65-74 yaşında ve 75 yaşın üstünde de yaklaşık 800 bin kişi var. Artık 100 yaşının üstünde bu ülkede 7.632 kişi var ve çalışma çağında her 100 kişiye düşen yaşlı sayısı olarak takip ettiğimiz yaşlı bağımlılık oranı giderek artıyor ve bu, gerçekten önümüzdeki dönemde sıkıntı yaratabilecek bir oran.
Demografik dönüşümden bahsetmek istiyorum. Nüfus piramidi olarak bahsettiğimiz şey artık daha arı kovanı şeklinde yani orantısal olarak genç nüfus daha az ve yaşlanan nüfus artıyor. Türkiye bunun neresinde? Biz ağırlıklı olarak çalışmalarımızda Japonya ve İtalya'nın göstergelerini kullanıyoruz çünkü bunlar artık yüzde 20'leri geçmiş ülkeler, göstergelerimizi alırken -uluslararası- onlara bakmamızda fayda var. Kendi illerimiz de çok önemli, hangi ilde yaşlı oranı daha fazla, ona bakmalıyız ki politikalarımızı belirlerken de bunu öngörmeliyiz. Şu anda en yüksek oran Sinop'ta, en düşük oran Şırnak'ta.
Aktif ve sağlıklı yaşlanmaya bakarken hanede tek yaşayan yaşlılar bizim için çok değerli. Yaklaşık 1 milyon 750 bin 65 yaş üstünde tek yaşayan var, bunun da yüzde 75'i tek başına yaşayan kadınlar, yaklaşık 1 milyon 300 bin ve bizim politikalarımızı üretirken bunlara ağırlık vermemiz gerekiyor. Baktığımız zaman, bu kadınların, 65 yaş üstü kadınların hâlâ neredeyse yüzde 20'si okuma yazma bilmiyor. Çok büyük bir tehlike çünkü topluma katmak istiyoruz onları.
İş gücüne katılıma baktığımızda, erkeklerde yüzde 20'ye varan bir oran varken kadınlarda yüzde 6,1'de kalıyor. İstihdam keza yine öyle, kadınlar yine dezavantajlı.
Evde bakıma bakacak olursak... Evde bakım desteğine ihtiyacı olan esas 75 yaş ve üstü, biz buradaki nüfusu almalıyız ki ne ihtiyacımız var, ona bakmalıyız. Şimdi, sizin kullandığınız göstergelere geçecek olur isek... Siz -yeni açılan bu aktif ve gündüzlü yaşam merkezleri gayet güzel, yatışı olmadan giden- her yıla birer artış planlamışsınız ama buradaki yaşlı birey sayısını da 20'şer 20'şer yıllar içinde artırmışsınız, bakılacak yaşlı sayısını. Huzurevlerine bakıyoruz, diyorsunuz ki: "Biz ağırlıklı olarak evde tutmayı istiyoruz bu kişileri." Doğrudur fakat hastalık yükümüz artıyor ve yetemediğimiz durumlar var. Burada toplam 730 daha fazla yaşlıya bakacağınızı iddia ederken kadın artış sayınız sadece 135 fazla. Oysa bizim kadın yaşımız daha fazla, bizim oraya ağırlık vermemiz gerekiyor. Bakın, 2025'te yeni 8 huzurevi açmış olmanıza rağmen -sizin bugünkü sunumunuzdan- toplam 452 yaşlı bakım merkezi var, bir önceki yıl 461'di bu, azalan da bir trend var aynı zamanda ve bunların yüzde 62'si özelde, yatak olarak yüzde 47'si özelde. Yaşlı aylığı şu anda 5.390 lira ve özeldekilerin ortalama rakamı 50 ile 60 bin lira arasında. Palyatif bakım yataklarına bakacak olursak... Çünkü hastalık yükü, en azından 65 yaş üstünün yüzde 80'inde bir sağlık problemi var, yaklaşık 6 bin yatağımız var burada ve bunlar da çok yetersiz.
Sizi geçen yıl da eleştirmiştim, toplumsal yaşama aktif katılımda bizim bakacağımız şey ücretsiz seyahat hizmeti kapsamında gelir desteği verilen araç sayısı olmamalı asla yani araç sayısına değil "Kaç kişi ücretsiz ulaşımdan yararlanıyor?"a bakabilirsiniz, kaldı ki bu yıl o sayıyı da düşürmüşsünüz, verdiğiniz hedef daha önce 18 binken bu yıl 16 bin göstergelerimizde. Artık dünya Birleşmiş Milletlerin Aktif Yaşlanma Endeksi'ni kullanıyor. Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok, 4 standardımız var bizim; yaşlı bireyin istihdama katılımı, topluma katılımı, sağlıklı, bağımsız ve güvenli yaşam, aktif yaşlanma için kapasite ve elverişli ortam. Bakın, 2024'te daha sağlıklı çalıştı, artık TÜİK bu verileri de vermeye başladı. Topluma katılım ve bağımsız, sağlıklı, güvenli yaşamda iki yıl arasında hiç fark yok. Ülkeler arasında bakacak olursanız Türkiye en sonda, ortalama 36 kriter var ve ona göre bir puan veriliyor 100 üzerinden, Türkiye 29,7'de. Her bir bileşen için ayrıca karşılaştırdığımızda Türkiye oldukça dezavantajlı durumda. İstihdam için gösterdim, topluma katılım için gösterdim, sarı ortalama değer, kırmızı Türkiye. Bağımsız, sağlıklı ve güvenli yaşam için gösterdim, orada da dezavantajlı.
Bir şeye daha vurgu yapmak istiyorum. Artan obezite 65 yaş üstünde çok büyük bir tehlike, bütün hastalıklara davetiye çıkaran şey ve şu anda ortalama total obezite yüzde 35'lere çıkmış durumda 65 yaş üstünde, kadında yüzde 47,7; neredeyse 65 yaş üstünde her 2 kadından 1'i obez.
Bakım güvence sistemi... Orta vadeli planda sürekli söylenmesine rağmen hâlâ hayata geçmemiş bir bakım güvence sistemi sorunumuz var.
Engelli nüfusa gelecek olursak... Engellilerde esas sorunumuz veri. Bakın, üç farklı veri var; 2011 yılında yapılan, ICF'le, uluslararası bir standartla bakılanda nüfusun yüzde 6,9'unu veriyor, TÜİK'in sağlık araştırması verisine göre yüzde 15, Ulusal Engelli Veri Sistemi'ne göre 2,5 milyon ve biz ortalama 10 milyon engellimiz olduğunu tahmin ediyoruz sadece. Bakacak olursak, yine sizin göstergeleriniz bu, engellilik de kadın ağırlıklı bir şeydir dünyada, bunu da vurgulamak istiyorum. Evde bakım yardımından yararlanan engelli sayısını 500 kişi artırmışsınız, kadın sayısını 621 kişi artırmışsınız yani total yararlanan 500, kadın 621, yine bir veri sorunu var Aile Bakanlığında. Aynı şekilde, gündüzlü bakımda her yıla 20 kişi 20 kişi artış yapmışsınız. Bakın, resmî bakım ve rehabilitasyon merkezi artmıyor bu ülkede, engelliler için rehabilitasyon merkezi çok çok önemli. Sadece birer birer artırıyorsunuz ve özel bakım ve rehabilitasyon merkezi tam bunun 3 katı şu anda.
Bir önemli konumuz da şu: Bakın, şeye hiç girmeyeceğim, toplantı sayısı bir gösterge olamaz hiçbir zaman, engellileri farkındalıkla ilgili toplantı sayısı. O da yıllar içinde 4, 4, 4,4 diye gitmiş ya da erişilebilirlikle ilgili toplantı sayısı 15, 15, 15; bu bir gösterge olamaz yani 4 toplantı yaptığınızda başarılı sayamazsınız kendinizi. Ama şu erişilebilirlik belgesine vurgu yapmak istiyorum. Yıllar içinde sürekli 300 demişsiniz, oysa biz Engelli Komisyonundayız, bir araştırma komisyonu, oraya sizin Bakanlığınızdaki bölümden geldiklerinde bize kamuda toplam 2.270, özelde şu kadar, işte, toplam 3.992 erişilebilirlik belgesi verdiklerini söylediler. Yani sizin hedefiniz 300, onlara da sordum aynı soruyu, oradan da cevap alamadım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Buyurun, tamamlayın.
AYLİN YAMAN (Ankara) - Temel sorun, doğru istatistiki veri, bunun gerçekten hemen halledilmesi lazım. Eğitimde fırsat eşitliği, kotalar... Kotaların yüzde yüz dolu olduğu söyleniyor, o zaman artırabilirsiniz kotaları.
Emeklilik hakkı çok önemli ve bakım ve rehabilitasyon sistemi.
Son olarak hızlıca sosyal yardımlarda da... "GSS primi devlet tarafından karşılanan kişi sayısı 8 milyon 250 bin gerçekleşecek." demişsiniz, oysa dün Çalışma Bakanı kendisi 5,7 milyon kişinin devlet tarafından karşılandığını söyledi. Bir de aylık bağlanan engelli sayısı giderek artırılmış, engelli sayısı ve yakını. Bu çarpık bir veri, giderek daha mı az aylık bağlamayı planlıyorsunuz? Bu, gerçekten kabul edilebilir bir şey değil.
Son olarak bazı meslek grupları atama bekliyor Sayın Bakanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN YAMAN (Ankara) - Yaşlı bakım teknikerleri, evde bakım, engelli bakım teknikerleri, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, çocuk gelişimciler atama bekliyor.
Bu bütçe yüzde 2,8'lik mutlak değer olmanın ötesinde bütçe disiplininden uzak, veri kargaşası olan ve adil dağıtılmamış bir bütçedir.
Teşekkür ederim.