| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu kitapçığı kim hazırladıysa bizi umarım dinliyordur dışarıda, kendisine yürekten bir teşekkür ederek başlamak istiyorum. Çünkü AKP iktidarının halka değil, patronlara hizmet ettiğinin delili mahiyetinde bir kitapçıkla geldiniz önümüze, kalem kalem geçeceğim.
Engellilerden bahsediyorsunuz, şöyle diyorsunuz sunumunuzda: Bakanlığa bağlı 106 merkezde 6.800 engelli, özele ait 330 merkezde 31 bin engelli. Engellilerin ekseriyeti nerede? Evde. Bununla yetiniyor musunuz? Yok. Yani bizim devletimize ait 106 merkez varken özele ait 330 engelli bakım merkezi var.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Biz de istiyoruz...
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Zamanınızda cevap verirsiniz Sayın Bakan.
Devam ediyorum buradan: Engelli özel bakım merkezine verilen teşvikler var bir de. 6 milyar TL de bu özel şirketlere ait merkezlere bizim vergilerimizden teşvik vermişsiniz.
Yaşlılara gelelim; Bakanlığa bağlı 172 huzurevi var, özel kurumlara ait 280 huzurevi var. Bu ülkede yaşlı nüfus neredeyse 8,5 milyona dayanmışken bunların toplam kapasitesi -benden iyi biliyorsunuz- kaç? 28 bin. Yaşlıların ekseriyeti -şanslılarsa- nerede? Evdelar Sayın Bakan.
Çocuklara geliyorum; üç sene önce, ilk Bakan olduğunuzda, buraya geldiğinizde, çok nadirdir benim bir Bakana iyi bir şey söylediğim, size iyi bir şey söyledim: Mahalle tipi bir kreş modelinden bahsetmiştiniz, çok güzel bir modeldi, "Umarım hayata geçirebilirsiniz." dedim, geçiremediniz. Üçüncü seneniz bugün, bakın, kreş rakamlarına bakıyorum, Bakanlığa ait 2.377 kreş var. Özele ait kaç kreş var Sayın Bakan? 6 bin kreş var, 6 bin de özel kreş var. Mahalle bazlı kreş projenizden bir tek cümlede bahsedebilmişsiniz bu sunum dosyasında, o da büyük yapıların içine zorunluluk getirdiğinize dair. Gitmiş mahalle tipi kreş modelimiz, yerine ne gelmiş? Komşu annelere çocukları teslim etme yönündeki muazzam bir proje gelmiş. Çünkü bu ülkede 32 bin mahalle var, sizin bu muradınızı gerçekleştirebilmeniz için mevcut kreşlerinizin yanına tam 30 bin kreş açmanız gerekiyordu. Açamazsınız Sayın Bakan, açtırmayacaklar; açtırmayacaklar, açtırmaları da mümkün değil. Hemen sebebine de geleyim, kadınlara geleyim: Rakamlar vermişsiniz burada, Bakanlığa bağlı sığınmaevlerinden bahsetmişsiniz 112 olarak. Geçen sene bize verdiğiniz hedef 169 Sayın Bakan, yine tutmamış. Burada AKP vekilleri beni şaşırtıyor, sık sık şunu soruyorlar: "Belediyeler niye açmıyor?" Çok güzel soru sayın vekiller, niye açmıyor? "Keşke bir iktidar olsa bu ülkede de o belediyeleri saçma sapan 'meşe' 'gürgen' 'palamut' üzerinden değil, bu gibi kanuni vazifeler üzerindenden denetlese de bunlara açtırsa!" demek gerekiyor galiba.
"25 Kasımda bir eylem planı açıklayacağız." dediniz kadına yönelik şiddetle mücadele için. Dikkatli olmanızı murat ediyorum çünkü geçtiğimiz 25 Kasımda kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için sokağa çıkan yüzlerce kadın gözaltına alındı; yetmedi, onlardan onlarcasına şu anda dava açıldı. Bakanlığınız biter bitmez kadına yönelik şiddetle mücadele muradınız nedeniyle gözaltına alınmamanız tek muradımdır, öyle bir durum olursa da gelir, destek veririz, onu da bilin.
Şimdi, "Şiddetle mücadelede dünyada eşi benzeri olmayan güçlü bir yasal altyapı oluşturduk." yazmış buraya biri! Ya, inanamıyorum, gerçekten artık bu kadarına inanamıyorum! Bakın, sadece bu sene, bu aya kadar, 224 kadın öldürüldü bu ülkede. Bunlardan 9'u Sayın Bakan, koruma altındaydı. Her ay bu ülkede koruma altındaki bir kadın öldürülürken bunu buraya yazmak hakikaten çok enteresan bir gösterge, bir zihniyet göstergesi! Az önce AKP'nin erkek bir vekili şöyle sordu: "Ya, sizin aileyle derdiniz nedir?" Bizim aileyle bir derdimiz yok! Çok açık ve net istatistiklerle söyleyeceğim: Sizin kafanızdaki "aile" modelinin kadınlarla bir derdi var! Çok net söylüyorum. 2024 yılında 394 kadın öldürüldü bu ülkede. İyi dinleyin lütfen, özellikle AKP sıralarındaki erkek vekillerin dinlemesini rica ediyorum! Bunların yüzde 42'si eşi tarafından öldürüldü, yüzde 12'si sevgilisi ya da nişanlısı tarafından öldürüldü, yüzde 8'i babası tarafından öldürüldü, yüzde 8'i eski eşi tarafından öldürüldü, yüzde 6'sı oğlu tarafından öldürüldü, oğlu tarafından, yüzde 2'si kardeşi tarafından öldürüldü. Devam edeyim mi? Yüzde 57'si evinin içinde öldürüldü, ailesinde. Bunları topladığınızda, 2024 senesinde bu ülkede kadın cinayetinde öldürülen kadınların yüzde 84'ü aha o çok savunduğunuz ailesi tarafından öldürüldü. Anlatabiliyor muyum şimdi? Aileyle derdi olan biz değiliz, kurmaya çalıştığınız sistemde, bu sisteme dair ailenin kadınlarla ilgili bir derdi var şu anda bu ülkede! Burada bir şey yazmışsınız, "yaptırmazlar" dedim ya Sayın Bakan, size kreş yaptırmazlar! Bir daha söylüyorum: Umut ediyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Toparlayacağım Sayın Başkan.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Sayın Kadıgil, kimseye veremiyoruz.
Teşekkür ediyoruz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Dün verdiniz Sayın Başkan.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Yok, veremiyoruz gerçekten, bir dakika verilmiyor.
Siz selamlayın.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Hakikaten şunu çok istiyorum: Gelecek sene geldiğimizde "Ya Sera, sen bana geçen sene böyle demiştin ama ben geldim, bak, bu sene 300 mahalleye daha kreş yaptım." diyebilmenizi çok istiyorum ama diyemeyeceğinizi de biliyorum. Çünkü bu iktidar için makbul kadın, evinin içinde oturan; yaşlıya, engelliye, çocuğa bakan kadındır! Bu iktidar için makbul kadın, erkeğine tabi kadındır! Sizin mücadeleniz de işte tam olarak bununladır Sayın Bakan! Yapın seneye kreşleri, gelin mahçup edin beni, ben sizden özür dileyeyim! Ama istirham ediyorum, üçüncü seneniz, bir kere olsun siz de bizden özür dileyin!
AYŞE KEŞİR (Düzce) -
Başkanım, devam edelim Başkanım.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bakan niye özür dileyecek, hakaretten başka bir şey...
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ne hakaret ettim arkadaşlar? Ne zaman konuşsam "hakaret" diyorsunuz, bir hakaret gösterin ya!