| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; dün kargo uçağımızın Gürcistan'da düşmesi sonucunda 20 kahramanımızın şehit olması yüreklerimizi yaktı. Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
Bugün kadınların yaşam haklarını, çocuklarımızın geleceğini ve bu ülkenin toplumsal vicdanını görüşüyoruz. Bu hırkayı bugün yanımda getirdim, sahibi Saliha Akkaş. Saliha, bu Meclis çatısı altında benim de odamın bulunduğu 2'nci katta emeğiyle çalışan bir kadındı. 4 Ağustosta boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. İşte, Saliha'dan geriye kalan hatıra bu hırka kaldı. Bu hırka sizin suskun iktidarınızın, geciken adaletinizin, görmezden gelinen çığlıklarımızın sembolüdür. Saliha'nın evlatları öksüz kaldı; Sayın Bakan, sabah bana dediniz ki: "Evlatlarına sahip çıkıyoruz." Saliha'yı hayatta yaşatmakla övünemiyorsunuz ama çocukları öksüz kaldıktan sonra onlara sahip çıkmakla övünüyorsunuz. Ben ailesiyle görüştüm, artık başında annesi babası olmayan biri lise öğrencisi, diğeri üniversite öğrencisi olan 2 oğluna geçinmeleri için 35.500 lira reva görülmüş.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Yok, o konuda bursunu tamamladık, bursunu tamamladık.
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Geçtiğimiz hafta hukuk fakültesi öğrencisi olan oğlu kitap alabilmek için yardım almak zorunda kalmış. Eğer gerçekten samimiyseniz bu çocukları destekleyin. Bu çocukların acısı elbette dinmeyecek ama onlara Bakanlığınız aracılığıyla burs verin, kira yardımı verin, kitap desteği verin, yiyecek yardımı verin ki en azından...
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Yarı bursluydu, bursunu biz tamamladık.
SEMRA DİNÇER (Ankara) - ...hayatlarını kurana kadar yoksulluğu iliklerine kadar yaşamamış olsunlar.
Değerli milletvekilleri, 2025 yılı Ocak ayından bugüne kadar 391 kadın erkekler tarafından öldürüldü; dile kolay 391 hayat, 391 anne, 391 kız kardeş ve evlat. Bu bütçe sadece kadınların değil çocuklarımızın, dolayısıyla geleceğimizin bütçesi olmalıdır. 2024 yılını Emekli Yılı ilan ettiniz, emeklileri mahvettiniz. 2025 yılını Aile Yılı ilan ettiniz, aileleri de perişan ettiniz. 2026 yılını çocuk yılı ilan edin demiyorum çünkü siz çocukları da perişan edersiniz.
Sayın Bakan, bu bütçenin görevi, her çocuğa eşit bir başlangıç sunmaktır. Bu ülkenin gerçek gücü çocuklarının ne kadar tok, ne kadar eğitimli, ne kadar umutlu olduğuyla ölçülür. Mesele sadece yoksulluk değil, çocuklarımız artık şiddetin, zorbalığın ve istismarın ortasında büyüyor. Bugün birçok şiddet eyleminin içinde ne yazık ki çocuklar var. Hem okullarda hem sosyal hayatta, hatta dijital hayatta zorbalık ve istismar giderek artmaktadır. Yıl 2025 ama sizin yöntemleriniz hâlen Orta Çağ.
Değerli milletvekilleri, AKP Genel Başkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde "Nüfus artışımız düşüyor. Niye 4-5 çocuk olmasın." dedi, "3 çocuk" dedi, vatandaş dinlemedi, şimdi de "5 çocuk" diyor. Bu söylem AKP iktidarının başarısızlığının bir itirafıdır. Bugün TÜİK'e göre Türkiye'de doğum hızı 1,48'e kadar gerilemiş durumda. Bu rakamla Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, hatta Almanya'nın dahi altına düştük. Peki, insanlar neden çocuk yapmıyorlar? Güven yok, adalet yok, umut yok -kadın, çocuk doğuracak ama neyle büyütecek- kreş yok, güvenli gıda yok, kirasını bile ödeyemiyor. Türkiye'de çocuk sahibi olmak kimsenin göze dahi alamadığı bir maliyet kalemi hâline geldi. Sayın Bakan, bugün bir bebek bezinin tanesi en ekonomik fiyatla 10 lira, aylık masrafı en az 2.400 lira, bir kutu bebek maması en az 750 liradan başlıyor, aylık masrafı en az 5 bin lirayı buluyor. Islak mendil, biberon, pişik kremi, vitamini derken bakım masrafları en az 3 bin lira, hepsi birleşince ilk ayda asgari ücretin yarısı kadar para sadece bebeğin temel bakım giderlerine harcanıyor; asgari ücret 22.104 lira, yarısı bebeğe. Cesareti kaldı ama bu milletin çocuk yapmaya? Aradan bir yıl geçti, anne işe dönmek istiyor çünkü artık tek maaş yetmiyor, kreş arayışı başlıyor. Devlet kreşleri ya yok ya da kontenjan dolu. Üstelik, CHP'li belediyelerin çocuklarımız için açtığı kreşleri açtırmıyor ya da açılanları kapatmaya çalışıyorsunuz. Anne babanın maaşı asgari ücretse çocuğu kreşe vermek zaten bir hayal. Evde büyüyen çocuk sosyalleşemiyor, geri kalıyor. Bir yanda eğitim hakkı, bir yanda geçim derdi. Bugün Ankara'da ortalama bir kreşine aylık ücreti 15-20 bin liradan başlıyor; asgari ücret 22.104 lira, Cesaret kalır mı bu millette çocuk yapmaya? Sonra, o çocuk büyüyor, ilkokula başlıyor, masraflar katlanarak artıyor; kırtasiye masrafı, okul forması, servis ücreti, kantin parası... Bir devlet okulunda kendi mahallesinde eğitim alan bir öğrencinin yıllık gideri 20 bin lirayı buluyor. Özelde ise işler tamamen karıştı; aidat, kitap, etkinlik... Özelde ücretler 250 binden başlıyor, ucu açık, milyonlara çıkıyor. Türkiye'de eğitim ödeme planına dönüşmüş durumda. E, bu arada, asgari ücret yine 22.104 lira. Gerçekten, Sayın Bakanım, size samimiyetle bir soru sormak istiyorum: Eğer asgari ücretli olsaydınız 5 çocuk yapar mıydınız? İnsanımız kronik stres altında, antidepresanlara bağımlı hâle geldi. Stres nedeniyle insanların önemli bir kısmı istese de artık çocuk yapamıyor. Çocuk yapmamak aslında bir tercihtir ama çocuk yapamamak artık bir gerçekliktir. Çalışma saatlerinin bu kadar uzun olup emeğin karşılığının bu kadar ucuz olduğu bir başka ülke var mıdır? Gebe kalma ihtimali en yüksek yaş gurubuna yılda on beş gün tatil verip ve asgari ücretle haftada altı gün çalıştırırsanız, üzerine bir de dört aylık doğum izni verirseniz olacağı budur. Böyle bir düzende aile büyümez ancak huzursuzluk büyür. Bugün bildiğimiz farklı doğum kontrol yöntemleri vardır ancak bugün Türkiye'deki en etkili doğum kontrol yöntemi AKP iktidarının yanlış politikalarının vatandaş üzerindeki etkisi olmuştur. Ülkeyi böyle yöneten bir iktidar oldukça kimse bu dünyaya yeni bir can getirmek istemez çünkü kimse karanlığa çocuk doğurmaz. Vatandaşın çocuk doğurmaya cesareti kalmadı ama sizin cesaretiniz varsa Sayın Bakanım, koyun sandığı milletin önüne, vatandaşın asıl cesaretini o zaman görürsünüz.
Değerli milletvekilleri, Saliha artık aramızda değil ama hırkası işte tam da burada. Onun bu eşyası tutulmamış sözlerin hesabını soran bir emanettir. Bu bütçeyi kadınların ve çocukların yaşam hakkına göre düzenlersek Saliha'nın çocuklarına, bu ülkenin tüm çocuklarına borcumuzu da ödemeye başlarız; bu hırka toplumun vicdanının terazisi olacaktı.
Hepinize teşekkür ediyorum.