KOMİSYON KONUŞMASI

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Sayın Bakan, değerli hazırun; hepinizi selamlıyorum.

2024 yılı sonu verilerine göre, Türkiye'deki 85 milyon nüfusun 21 milyon 817 bini çocuk ve bu çocuklar geleceğin değil, bugünün hak özneleri ve temel hakları, yaşam hakları, diğer hakların hepsi her gün gasbediliyor. Çocuk yoksulluğu derinleşiyor, çocuklar işçileştiriliyor, madde bağımlılığı yaygınlaştırılıyor, çocuklara yönelik şiddet ve istismar ise her yıl daha da tırmanıyor. Bakanlığınızın 2026 yılı bütçesinde çocukların korunması ve gelişimi için ayırdığınız miktarın toplam bütçedeki oranı ise yüzde 10; 54,8 milyar. Ancak, bu bütçe önleyici sosyal hizmetleri güçlendirmeye yetmeyeceği gibi, çocuğun yaşam hakkını güçlendirme hedefini dahi taşımıyor. Asgari düzeyde olsa bile, çocukların yoksulluğunu bitirmeyi değil, maalesef ki hâlen yoksulluğu yönetme biçiminizle övünüyorsunuz. Dünya Bankası ve TÜİK'in beşerî sermaye endeksine göre Türkiye'deki genel yoksulluk oranı yüzde 28,4 iken çocuk yoksulluğu yüzde 35,3. Türkiye'ye 37 OECD ülkesi arasında çocuk yoksulluğunda Kosta Rika'dan sonra 2'nci sırada. 15 yaş altı 100 çocuğun 32'si yani 7 milyon 39 bin çocuk açlık yaşıyor. 6,7 milyon çocuk temel protein gıdalarına erişemiyor. Bu hâlde dahi çocuklara ücretsiz öğün yemek programı hâlen uygulanmıyor. Neden Sayın Bakan, bütçe mi yok, kaynak mı yok, yoksa irademi yok? İktidar taahhüdünü çoktan unuttu, bunun bedelini ise çocuklara ihmal ve istismar olarak döndürüyorsunuz.

Bir diğer ihmal ve istismar başlığı ise işçileştirilen çocuklar. 2024 itibarıyla 970 bin çocuk kayıtlı olarak çalıştırılıyor. Gerçekte ise yaklaşık tahmin edilen rakam 4 milyon çocuk. Bu çocuklar okulda değil, atölyede değil, oyun alanında değil; çok ağır iş kolları olmak üzere emeği sömürülerek işçileştirilecek alanlarda çalıştırılıyor. İSİG verilerine göre son bir yılda 72 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi, 15'i MESEM öğrencisiydi. Bu tablo, çocukların eğitim, sağlık ve yaşam hakkının sistematik bir biçimde ihmal ve istismarını gösterir. Çocuğu koruyamayan bir devlet, yalnız adliyede değil, fabrikada, tarlada, sokakta da görevini yapmıyor demektir. İSİG verilerinin ortaya koymuş olduğu bu rakamlarla ilgili sizin Bakanlığınızın özel bir kaydı, bu başlıkta yapmış olduğu bir istatistik verisi var mı? Kaç işçileştirilmiş çocuk yaşamını yitirdi?

Yine, "2023 yılında 242.875 çocuk, mağdur olarak güvenlik bildirimine yönlendirildi." deniliyor. Bunların yüzde 12'si cinsel istismar yani 29 bin çocuk demek. 2024 verilerinde de cinsel istismar sayısı 67.507, reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamındaki dosya sayısı 26.265. Bunlar sadece kayda geçenler, çocuk kurumlarının raporlarına göre ise bunlar çok daha yüksek. Hani sıfır tolerans sloganı? Gerçekte, sunumunuzda çocuğun üstün yararı ilkesinden bahsetmişsiniz; SED Programı, Gönül Elçileri, Çocukevleri, Güçlendirici Bakım Modeli, Çocuklar Güvende Programı, Duy Platformu, Çocuk Hakları Komitesi gibi. Ancak bu programların sonuçları nerede? Madem bu kadar yoğun çalışılıyor, emek veriliyor ve bütçe ayrılıyor, neden ihmal, bağımlılık, istismar bu kadar yükselip durdurulamıyor? Çünkü sorun tam da bu sistemin kendisinde. Bir örnekle anlatayım: Cizre Merkez Anadolu Lisesinde en az 38 öğrencinin istismar edildiği dosyadaki Eğitim-Bir-Sen öğretmeni Burak Ercan; olaylar öğrenciler ve PDR öğretmeni tarafından 2019'da açığa çıkarılmasıyla ortaya çıktı. Çocuklar korunmadı, psikolojik destek sunulmadı, süreç yıllara yayıldığı için çocukların bir kısmı maalesef şikâyetini bile geri çekti. Diğer illerdeki benzer dosyalarda olduğu gibi baronun ve çocuk kurumlarının dosyaya katılma talebi reddedildi, Bakanlığınız ise duruyor. Bakanlığın katılımı, takibi elbette önemli ancak hak mücadelesi yalnız Ankara'dan teslim edilerek sürdürülemez, teknik bir süreçte yönetilemez. Beş yıldan sonra 2024 yılında faile üç yıl dokuz ay yani en alt sınırdan, HAGB olarak ceza verildi. İstinaftan sonra ilk duruşması 20 Kasımda görülecek yani Dünya Çocuk Hakları Gününde görülecek. Bu vakadaki sorumluluk ve sistemin nasıl çocukları korumadığını görmek adına sizi bu duruşmaya davet ediyor, katılmanızı bekliyorum.

Şunu da tekrar sorarak bitireyim: 2024-25 yıllarında çocuklara yönelik kaç cinsel istismar suçunda katılan olarak müdahil oldunuz. Sizlere yansımayıp bahsini ettiğiniz çalışmalar sırasında tespit ettiğiniz, şüphelendiğiniz müdahale ve önleme koruma sistemi çalışması yaptığınız kaç vaka var?