| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinin aileyi güçlendirmediğini, sosyal adaleti tesis edemediğini, gerçek anlamda vatandaşa hizmet götürmediğini üzülerek görüyoruz. Her geçen sene, modern dünyanın biraz daha gerisine düştüğümüz verilerle sabit. Dünya Ekonomik Forumu çalışmalarında Türkiye'nin toplumsal cinsiyet eşitliğinde 146 ülke içinde 129'uncu sırada olduğunu görüyoruz. Kadın işsizliği yüzde 34'e dayanmış; her 3 kadından 1'i kayıt dışı çalışıyor, yaklaşık 12 milyon kadın iş gücüne katılamıyor. OECD ülkeleri arasında kadına yönelik şiddette 1'inci sıradayız. Kadınların yüzde 28'i psikolojik, yüzde 18'i ekonomik, yüzde 12'si fiziksel şiddet görüyor. 2025'in ilk dokuz ayında 290 kadın öldürüldü, yüzlerce çocuk annesiz kaldı. TÜİK'e göre 2024'te 279 binden fazla çocuk mağdur olarak güvenlik birimlerine getirildi. Adalet Bakanlığı verileri 66 binden fazla çocuğun cinsel istismara uğradığını söylüyor. Her 4 çocuktan 1'i yetersiz besleniyor. Haziran itibarıyla sokakta çalıştırılan, dilendirilen ve risk altında olan 52 bin çocuk tespit edildi.
Sayın Bakan, tek nefeste saydığım bu karanlık tablo, yirmi üç yıldır ülkeyi tek başına yöneten ancak sorunları çözmek yerine derinleştiren AKP iktidarının eseridir. Kadınları aşağılayan, söylemleriyle cinsiyet eşitsizliğini büyüten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zihniyetinin sonucudur ve yirmi üç yılda 11 kez bakan değiştirip hâlâ çözüm üretemeyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aciz yönetiminin utanç vesikasıdır. Peki, tüm bu utanç tablosu karşımızdayken Bakanlık neyle meşgul? Kadınların, çocukların, engellilerin, yaşlıların, yoksulların sorunlarına çözüm bulmak yerine, Mabel Matiz'in şarkı sözlerine kamu sağlığı bahanesiyle erişim engeli istemekte. Kamu sağlığı gerçekten umurunuzda olsaydı her gün bir kadın katledilmezdi, çocuklar sokaklarda dilendirilmezdi, yaşlılar huzurevinde yer bulamadığı için evlerinde yalnız başına ölmezlerdi. Sanatla, sanatçıyla uğraşana kadar işinizi yapın Sayın Bakan.
2026 bütçesine baktığımızda, bu zamana kadar yurttaşlarımıza giden yardımların ciddi bir şekilde tırpanlandığını görüyoruz. 2 kişilik haneye 194 lira, 3 kişilik aileye 260 lira, 4 kişilik aileye 320 lira verilen elektrik yardımları 4,1 milyon haneden 2,8 milyon haneye düşürülüyor. 3,8 milyon çocuğa verilen desteklerin 2,6 milyon çocuğa düşürülmesi hedefleniyor. Genel sağlık sigortası primi yardımı alan kişi sayısı 9,7 milyondan 8 milyona düşürülüyor. Engelliye, yaşlıya, engelli yakınına, eşi vefat etmiş kadına bağlanan aylıklarda dahi kesintiye gidiliyor. Sayın Bakan, size şunu sormak istiyorum: Her toplantınızda "Aileyi koruyacağız." diyorsunuz. Peki, hangi aileyi koruyacaksınız; eşi tarafından öldürülen kadının ailesini mi, istismara uğrayan çocuğun ailesini mi, faturalarını ödeyemediği için intiharın eşiğine gelen babanın ailesini mi? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yurttaşların sorunlarını çözmek için kaybedeceği bir dakika bile kalmamıştır. Acilen çözüm odaklı etkili adımların atılması gerekmektedir. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için derhâl İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmeli, 6284 sayılı Kanun eksiksiz ve etkin uygulanmalıdır. Koruma tedbirleri kâğıt üzerinde değil, sahada çalışır hâle getirilmeli, elektronik kelepçe ve risk analizleri ülke çapında gerçek zamanlı bir izleme sistemiyle bütünleştirilmelidir. Her ilçeye en az 1 nitelikli erişilebilir kreş zorunluluğu getirilmeli, kadın istihdamını vergi teşvikleri ve bakım emeğinin paylaşımını sağlayan politikalarla desteklenmelidir. Çocuk destek programlarının bütçesi artırılmalı, tek sefere mahsus yardımlar yerine sürdürülebilir refah politikalarına geçilmelidir. Okulda ücretsiz nitelikli beslenme devlet tarafından sağlanmalıdır. Engellilik politikaları lütuf değil, hak temelli kurulmalı, erişilebilirlik standartları bağlayıcı hâle getirilmelidir. Kişisel yardım ve bağımsız yaşam desteği yaygınlaştırılmalı, istihdamda kota değil, kapsayıcı bir yapı kurulmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini tehdit değil, ilerlemenin temeli sayan, kadının hayatını broşürle değil, İstanbul Sözleşmesi'yle koruyan, çocuğun geleceğini göstermelik yardımla değil, adil fırsatlarla inşa eden, engellinin yaşamını lütufla değil, hak temelli anlayışla yücelten bir Türkiye'yi milletimizle beraber Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yaratacağız.