KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Gençlik Bakanlığının bütçesinin yüzde 78'i yükseköğretim programına gidiyor gibi görünüyor ama paketi açınca içinden borç ve geleceksizlik çıkıyor Sayın Bakan. Bakın, öğrenci kredi geri ödemelerinden 5 milyar lira gelir beklediğinizi ifade etmişsiniz. Gençleri borçlandırıp onu da gelir kalemine yazmışsınız bu bütçede. Siz gençleri borçlandırma bakanı mısınız, bunu sormak istiyorum. "2025'te 40 bin yeni yatak." dediniz, 2026 güncellemesi 30 bin olmuş. Barınma krizi varken kapasite kısmak ne demek, bunu açıklamanızı bekliyoruz. Biz söyleyelim: Milyonlarca genç ya özel yurtlara ya tarikat yurtlarına ya da fahiş kiralara mecbur ama diyorsunuz ki "Otel konforunda KYK yurtları yaptık." Doğru, bir konfor var ama sermaye için o konfor. Yemekhaneden çamaşırhanelere her şeyi şirketlere devrettiniz. Gençliğin barınma hakkını müteahhitlerin ihale listesine mi yazıyorsunuz Sayın Bakan? Bakın, KYK yurtlarında bayat yemeklerden kıl, tüy, taş hatta inanmazsınız, salyangoz çıkıyor. Sürekli su kesintisi nedeniyle öğrenciler salgın, ishal, cilt sorunları yaşıyor ama muhteşem çözümleriniz var. Bakın, yurtta sıcak su olmadığı için kalp krizi geçirip hayatını kaybeden Kasım Bulgan'ı, düşen asansörde ölen Zeren Ertaş'ı unutmadık. Sizin KYK müdürleriniz öğrencilere "Kaloriferin üstüne pet şişe koyup su ısıtın." diyor. Atanan manevi danışmanlar "Merdiven çıkmak sünnettir." diye öğüt veriyor Sayın Bakan. Munzur Üniversitesinde su yok, öğrencileri servislere bindirip petrol istasyonuna tuvalete götürüyorlar, haberiniz var mı acaba? Ama teknolojide çağ atladınız; maşallah.

Üniversitelilik artık tam zamanlı mücadeleye dönüştü. Her 3 öğrenciden biri okurken çalışmak zorunda. Haftada kırk altı saatle Avrupa'nın en uzun çalışan gençliği bizimki. Son on yılda 3 milyon 800 bin öğrenci yükseköğretimden ayrılmış, mezun genç işsizliği rekor kırıyor, kadın genç işsizliği çok daha yüksek, gençlerin yarısının tek geliri ailesi. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlere ayda 780 lira sağlık borcu çıkarıyorsunuz. Cumhurbaşkanı bütün bunlara karşılık "müjde" diye haftada üç gün, günde 1.083 liraya İŞKUR Gençlik Programı çıkardı şapkadan, tıpkı MESEM'lerde çocuk emeğini "staj" adıyla sömürdüğünüz gibi şimdi üniversiteli gençleri de ucuz iş gücüne dönüştürüyorsunuz.

Bakın, gençler intihar ediyor Sayın Bakan. Antidepresan kullanımı yüzde 70'i aşmış. Yurtlarda sosyal çalışmacıdan çok diyanet görevlisi var; 698 yurtta 940 Diyanet personeli var, yarısı kadar psikolog yok bu yurtlarda, yarısı kadar yok. Bugün yoksul mahallelerde, çeteleşmenin, suç örgütlerinin arkasında işsizlik, geleceksizlik, umutsuzluk yatıyor ama siz bunu da "ahlak sorunu" diye anlatıyorsunuz. Hayır, bu katmerlendirdiğiniz sömürü düzeninin sosyal bir sonucu, bunu kabul etmek zorundasınız.

Bakın, bütçeden on binde 2 pay ayırıp "bağımlılıkla mücadele" diyorsunuz. Mücadele de ne? Eğitim semineri, farkındalık. Ya, tek önleminiz PowerPoint sunusu olmuş gerçekten de. Bütün bunların üstüne bir de TEKNOFEST cilası çekiyorsunuz; sahnede millî teknoloji hamlesi, perde arkasında işsiz mühendis, güvencesiz AR-GE işçisi, geleceksiz gençler var. 2018'den bu yana TEKNOFEST'te ödül alan kaç genç bugün yurt dışında, kaç ülkede; bunu siz bize açıklayın. "TEKNOFEST'e belli sayıda öğrenci getiren okullara yazıcı hediye edilecek, elemeleri geçen okullara 10 bin lira ödül verilecek." diye okul yönetimlerine rüşvet teklif ediliyor. Devlet okulların tuvaletine sabun koyamıyor ama damadın yarışmasına katılım için musluklar maşallah sonuna kadar açık, "millî teknoloji hamlesi" diyorsunuz buna. Savunma sanayisinde NATO ihaleleriyle, yazılımda Amerikan tekellerine bağımlılıkla, genç mühendisleri güvencesiz sözleşmelerle çalıştırarak millî mi olunur? Bunlar yetmiyor, üniversite kulüplerini kapatıyorsunuz, etkinlik yasaklıyorsunuz, hak isteyen öğrencilere disiplin soruşturmalarıyla hayatı dar ediyorsunuz. Fuarlarda ağırladığınız İsrailli savaş şirketlerini protesto etti diye, Mart eylemlerine katıldı diye tutukluyorsunuz gençleri. Bir tek sizin borunuz ötsün istiyorsunuz. Köklü üniversite kulüpleri kapatıldı. Rektörler yeni kulüp açılışlarında kurdele kesiyor. Hangi kulüpler onlar? Bayraktar'ın Cansağlığı kulübü, TEKNOFEST kulübü, şoven, faşist yapıların üniversite içindeki Türk dünyası kulübü ve TÜGVA tabii ki. TÜGVA'nın çeşitli kamu kurumlarına yerleştirdiği listeler sızmıştı biliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Tamamlayacağım, tamamlayacağım Başkan.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Tamamlayacağım otuz saniye içinde.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Uzatma vermiyoruz, ek süre veremiyoruz.

Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Yani bakın, bugün pek çok uzatma verildi, demokrasi oyunu sergilendi.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Sevda Hanım, tamamlayın, açmayacağım, siz tamamlayın.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Şimdi, bakın, gençlerin yüzde 78'i yetenekli olsalar da torpil olmadan iş bulamayacaklarını düşünüyorlar bu ülkede. Para akıttığınız genç ofisler, devlet destekli damat, oğul dernekleri "İş bulmanın tek yolu biziz." diyor üniversite kampüslerinde. Tıpkı sosyal yardımlarda yaptığınız gibi, gençlerin haklara erişebilmesi için bunları tek merkez hâline getiriyorsunuz, devletin kaynaklarını bunlara aktarıyoruz.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz.

Evet, Sayın Karaca, teşekkür ediyoruz.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Hâlâ rıza devşiremedik diye palalı, maskeli çeteleri üniversite kampüslerine saldınız.