| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2025 |
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, çok kıymetli basın mensupları, Meclisimizin emektar personelleri, Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar; hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.
Bugüne kadar İçişleri Bakanlığının bütçesi üzerine çok sayıda konuşma yaptım. 2018'den bugüne yaptığım konuşma başlıklarına baktım, çok farklı konularda haksız ve hukuka aykırı pek çok konuda söz etmişim ama bir tanesi hiç değişmemiş: Kayyum uygulamaları. Maalesef, hükûmetlerimiz dokuz yılı aşkın bir süredir istikrarlı biçimde halkın oy verme hakkını açıkça gasbediyor, demokrasinin değil, cumhuriyetin en temel unsuru olan seçme ve seçilme hakkını yok sayıyor, yok saymaya devam ediyor. Bugün itibarıyla ikisi büyükşehir -Mardin ve Van- biri Türkiye'nin en büyük ilçesi olan Esenyurt olmak üzere 13 belediye seçilmiş belediye başkanları, eş başkanları tarafından değil, atanmış memurlar tarafından yönetiliyor. Ben bugün bir kez daha kayyum hukuksuzluğunu sizlerle kısaca paylaşmaya çalışacağım. Zamanım yeterse iki konudan daha bahsetmek istiyorum: Birincisi, bu ülkeyi güvenlik devletine çevirdiğinizi düşünüyorum; birkaç tane örnek vereceğim. Diğeri de siz iktidara geldiğinizde Asya'dan Avrupa'ya taşınan uyuşturucunun güzergâhı olan ülkemizin sizin hükûmetleriniz döneminde nasıl dünya uyuşturucu dağıtım merkezi hâline geldiği, sadece geçiş güzergâhı olan ülkemizin, nasıl uyuşturucu pazarı hâline geldiği ve maalesef bunun sonucu ve parçası olarak ülkemizin nasıl suç örgütleri ve çetelerin cirit attığı her gün, her şehirde bu çeteler eliyle yurttaşlarımızın katledildiği ve suç cehennemi hâline getirildiği üzerine olacak.
"Ülkeyi güvenlik devletine çevirdiniz." dedim. İktidarda değil de muhalefette olsaydı Adalet Kalkınma Partisi, muhtemelen karşı çıkacağı pek çok şeyi bugün yapmakta beis görmüyor. Bütçenin yüzde 11,4'ü güvenlik harcamalarına ayrılmış durumda. Bu görünen kısmı bir de görünmeyen kısmı var. Örneğin, Cumhurbaşkanlığının koruma ordusuna yapılan harcama 600 milletvekiline yapılan harcamadan daha fazla ve bu harcamalar, bildiğim kadarıyla, Emniyet Genel Müdürlüğünün harcamaları içerisinde değil. Örneğin, İçişleri Bakanlığı büyükşehir olmayan 51 ile bir talimat gönderiyor ve diyor ki: "İl genel meclislerinin ödeneklerinin bir kısmıyla jandarma ve emniyet müdürlüklerine araç alın." Türkiye Büyük Millet Meclisinin "Yerel hizmetler için, yerinden hizmetler için, köylere hizmet için harcayın." dediği parayla "Emniyete, Jandarmaya araç alın." diyorsunuz. Daha dramatiğini söyleyeyim Sayın Bakan: "Sayın Valim, İçişleri Bakanlığı; Jandarma Komutanlığının Emniyet Müdürlüğünün bütçesi var. Bu bütçelerle ihtiyaç varsa araç filosunu 10 kat büyütsünler ama köylerimiz yol bekliyor, su bekliyor, okullarımız tadilat bekliyor. İl Özel İdaresinin araç filosunun güçlendirilmesi, yenilenmesi gerekiyor." diyen İl Genel Meclisi başkanları ve üyeleri, valiliğin teklifini reddettiği için bakın, nasıl mesajlar gönderiliyor. Genel sekreterleriniz kurum içerisinde kurum müdürlerine şöyle mesajları atmışlar ve biz bunların hepsini gördük: "Arkadaşlar, kolay gelsin. Ekip ve ilçe şefleri, Meclis üyeleri, Meclis Başkanı veya siyasetçilerin talepleri doğrultusunda kesinlikle iş yapmayacaktır. Böyle talepler olması durumunda yöneticiler bilgilendirilecektir, buna uymayanlar hakkında işlem yapılacaktır." Sayın Bakan, böyle bir yönetim anlayışı olur mu? Ülkeyi böyle mi yöneteceksiniz? Bunu bırakınız demokrasiyle cumhuriyet rejimi olarak nasıl tarif edeceksiniz? İl Özel İdaresi Genel Sekreteri "Meclis Başkanı ve üyelerinin taleplerini yerine getirmeyin." diye bürokratlara mesaj atabilir mi? Atmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Şimdi, kayyum meselesi, bu geçmiş kayyumlarla ilgili çok şey söyledim ama bugün bu, 2024 sonrası atadığınız kayyumların uygulamalarından birkaç tane örnek vermek istiyorum. Bakın, Batman Valisi kayyum olarak atandıktan sonra ilk icraatı 2 dilli olan belediyenin sitesini tek dile düşürmek olmuş. Kayyum atanan Halfeti Belediyesi sanal medyadan "Şaredariya Xalfeti" yani Kürtçe "Halfeti Belediyesi" ibaresini kaldırmış. Batman Belediyesi kayyumu belediyeye girer girmez "Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan." afiş asmış, belediyenin her katına onlarca polisi yerleştirmiş.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ne var bunda?
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - İyi mi, böyle mi yönetiyorsunuz?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Tek devlet...
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Siz belediyelerinizi böyle mi yönetiyorsunuz? Adalet ve Kalkınma Partisinin bütün belediyeleri böyle mi? Her katında onlarca polis mi görev yapıyor? Veya Milliyetçi Hareket Partisinin, İYİ Partinin, Cumhuriyet Halk Partisinin? Neden? Çünkü halka kapalı, nasıl yönettiğinizi gösteriyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan." yazmış ya, ondan dedim.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Bence iyi düşünün Orhan Bey, bence iyi düşünün.
Bakın, kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesinde, aralarında mahkeme kararıyla işe iade edilmiş olanlar dâhil 369 kişi işten çıkarılmış. Kayyum yönetimindeki Batman Belediyesi 22 taşınmazı satışa çıkarmış. Batman Belediyesine atanan kayyum 111 kişiyi işten çıkarmış. Akdeniz Belediyesine kayyum olarak atanan zat, 35 belediye personelini işten çıkarmış. Siirt Belediyesine kayyum olarak atanan vali önceden hazırladığı yani sabahleyin göreve gelir gelmez bir isimlikle oraya oturdu Sayın Bakan yani akşamdan hazırlanmış, yememiş içmemiş isimliğini getirmiş, koymuş, böyle kayyum olmaya hazırlanmış. Siirt Belediyesi kayyumu 71 işçiyi işten çıkarmış, Siirt Belediyesi kayyumu toplu taşıma ihtiyacı için Kurtalan Belediyesine verilen otobüsleri geri almış. Van Büyükşehir Belediyesine atanan kayyum, kentteki tüm çöp konteynerlerini toplamış, hurdaya çevirmiş; tam 13 milyon TL'lik zarar oluşmuş. Siirt Belediyesine atanan kayyum, Kızlar Tepesi Parkı'nın duvarlarında Kürtçe, Türkçe ve Arapça yazılı olan "..."(*) yazılarını kaldırmış. Van Büyükşehir Belediyesine atanan kayyım, bazı belediye otobüslerini sürekli olacak biçimde Emniyet Müdürlüğüne tahsis etmiş. Van Büyükşehir Belediyesi Kayyumu "JINKART, Sosyal Kart" uygulamalarını iptal etmiş, öğrencilere yapılan bursları kesmiş, öğrencilerden adli sicil belgesi istemiş yani Gençlik ve Spor Bakanlığının bile yapmadığı, daha önceden Başbakanlığın bile yapmadığı bir şeyi yapıyor, adli sicil belgesiyle öğrencilere burs veriyor kayyumlarınız. Van Büyükşehir Belediyesi ücret ödenmiyor diye kreşten çocukları çıkarmış. Halfeti kayyumu AKP İlçe Başkanına şoförlük yapması için 1 kişiyi belediye işe almış, bizim arkadaşlarımız bunu ortaya çıkardıktan sonra böyle olmadığını söylemeye başlamışlar. Van Büyükşehir Belediyesi Kayyumu Edremit Belediyesinden Şamiran Kadın Yaşam Merkezininin boşaltılmasını istemişti. Yine Van Büyükşehir Belediyesine atanan kayyum, görevden alınan eşbaşkanlar tarafından açılmış olan semt pazarını bir kez daha açmış. Van kayyımı kadınlara hukuki destek sağlayan protokolü tek taraflı olarak feshetmiş. Halfeti Belediyesine kayyum olarak atanan kaymakam, kaymakamlığa ait teknenin bütün bakımını, onarımını belediyeye yüklemiş. Van Büyükşehir Belediyesinin DEM PARTİ yönetiminde olduğu dönemde Özalp ilçesinde planlanan tüm ihaleler iptal edilmiş, ilçeye tahsis edilen otobüsü de kayyumunuz geri almış. Van Büyükşehir Belediyesi kayyumu tam 223 kişinin işine son vermiş. Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi imara açık 600 bin metrekare arsayı satışa çıkarmış, Mardin Büyükşehir Belediyesinin kayyum yönetiminde belediyenin yaklaşık 152 bin metrekarelik 22 taşınmazı satışa çıkarılmış, kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi TÜGVA'nın törenlerinin giderlerini bile karşılamış, Van Büyükşehir Belediyesi kayyumu yedi ayda muhammen bedeli 2 milyar TL'yi bulan 100 taşınmazı satışa çıkarmış, kayyum yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi Artuklu ilçesinde belediyeye ait 8 taşınmazı satışa çıkarmış; bunlar sadece bir buçuk yıllık uygulamalar, öncesinden hiç bahsetmiyorum bile.
Şimdi, en son şunu söyleyeyim, bunu sabaha kadar anlatabilirim ama zamanım kısıtlı. Kırk bir yıllık çatışmalı sürecin tamamen sona erdiği, sona ereceği günleri yaşıyoruz Sayın Bakan. Barış hiç bu kadar yakın, elimizi uzatıp dokunacağımız kadar gerçek olmamıştı; öyle ya da böyle büyük bir umut ve heyecan yaşıyoruz. Elbette kalıcı bir barış ve çatışmasızlık için Parlamentoda bazı yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bizler bu yasal düzenlemelerin de en kısa sürede yapılacağına inanıyoruz. Kalıcı barış belki bu ülkenin bütün sorunlarını çözmeyecek ama çözümü için kapıları aralayacaktır, bir daha kandan ve gözyaşından bahsetmeyeceğiz. Ülkenin kaynakları, çatışmalara değil, umuyoruz ki refaha aktarılacak, demokratikleşme adımlarının atılmasının önü açılmış olacak, güvenliği değil refahı ve demokrasiyi konuşacağız. İçişleri Bakanlığı bu olumlu sürece yasal düzenleme gerektirmeyen adımları atarak katkı sunabilir, hatta Sayın Bakan, ben şunu söyleyeyim: Hiçbir şey yapmayarak bile katkı sunabilirsiniz, yeter ki kayyumlar için yeni bir görev uzatma süresi imzalamayın. Hiçbir şey yapmayarak katkı sunabilirsiniz diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.