| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2025 |
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Bakanlığımızın değerli bürokratları, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben de Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçişleri Komisyonu Sözcüsü olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum.
"Değerli bürokratlarımız" dedik ama şöyle bir totale baktığımızda, 688 bin İçişleri Bakanlığı personeline gerekli desteğin, özlük haklarının ve ekonomik şartların düzelmediğini bu bütçede bir kez daha görmüş oluyoruz. O nedenle, bürokratlarımızın daha da değerli hâle gelebilmesi için bu haklarının en kısa zamanda verilmesini talep ediyoruz.
Sayın Başkan, özellikle bu bütçenin genel durumuna baktığımızda, milletvekili olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'mız bize iki konuda hak veriyor, yetki veriyor: Bunlardan bir tanesi yasama yani yasa çıkaracağız, diğeri ise denetim. Denetim hakkımızı kullanamadığımız gibi, senede bir defa gelen bakanlık bütçelerinde de maalesef -gerek Bakanlığın bütçe sunumu kitapçığı burada, Sayın Bakan konuşmaya başladığında dağıtılıyor ve konuşma metni de konuşma bittikten sonra Meclis üyelerimize yani milletvekilimize dağıtılıyor- denetim hakkımızı kullanamadığımızı bir kez daha ifade etmek isterim. Özellikle bugün dikkatimi çekti; yürütme var, İçişleri Bakanlığı var, Bakan Yardımcıları var, bürokratlar var ama İçişleri Bakanlığının Türkiye Büyük Millet Meclisindeki iktidar partisine mensup ne Komisyon Başkanı var ne Komisyon Sözcüsü var ne de milletvekilleri var yani bir yasama görevini yerine getiren Komisyon üyeleri kendi Bakanlığının bütçesi çıktığı aşamada -burada bir mecburiyet yok, tabii ki yok, onu biliyorum ancak- bütçesinin ne olduğunu, rakamın ne olduğunu, yıl içerisinde uygulamaların ne olduğunu, bir yıl sonra neler yapılacağını bir merak edip buraya gelmiyorsa, işte, bu sistemin ne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletine zararlı olduğunun en somut göstergesidir. İktidar partisinin bir milletvekili yok, İçişleri Komisyonunun yasama üyesi olarak görev yapan arkadaşlar neden gelmezler, niçin gelmezler? Sayın Bakan, hadi biz muhalefet partisi milletvekillerine bu bilgiyi vermiyorsunuz ama acaba gizli bir oturum yapıp o arkadaşlara bu bütçeyle ilgili bir sunum yaptınız mı, bunu da merak ediyoruz.
Evet, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; gündemimiz çok yoğun. Özellikle ben biraz yerel yönetimler konusunda Bakanlığınızın uygulamalarıyla ilgili yaşadığımız sorunları gündeme getirmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyeler Çevre ve Şehircilik hibelerinden asla ama asla faydalanamıyor. Doğrudan temin sınırlarının yetersiz olması, böylesi ekonomik krizin olduğu bir dönemde yapılan ihalelere hiçbir firmanın girmemiş olması ve müteahhit firmanın önünü göremediği için, çalışmak istemediği için -özellikle bunu tüm belediyeler için söylüyorum yani CHP'li, AK PARTİ'li MHP'li, HDP'li fark etmez- tüm belediye başkanlarımız doğrudan alım sayısını artırmak için bir çalışma ve gayret içerisindeler. Dolayısıyla, doğrudan temini yapan, 1 defa, 2 defa, 3 defa doğrudan temin yöntemiyle iş yapan belediye maalesef Sayıştayın gözünde takılıyor ve kamu zararı çıkarılıyor. Oysa 2-3 defa doğrudan temin yapan belediyeye kamu zararı çıkarılırken -yani benim seçim bölgem Bilecik'te belediyemiz 3 defa üst üste doğrudan temin yaptığı için kamu zararına teftiş tarafından karar veriliyor ama- aynı ilde il Valiliğine, İl Özel İdaresine tam 12 defa doğrudan temin yapmasına rağmen hiçbir soruşturma başlatılmıyor, kamu zararı çıkarılmıyor. Bunun mutlak surette düzeltilmesi gerektiğini söylüyoruz. Özellikle belediyelerimizin doğrudan temin konusunda rakamın yükselmesi gerekir diye bir kez daha söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, özellikle 2014 yerel seçimleriyle yürürlüğe giren düzenleme ülkemizde yerel hizmetlerin planlanması, programlanması ve hayata geçirilmesi açısından ikili bir ortam ortaya çıkarmıştır. Türkiye'de 86 milyon nüfusun 66 milyonu büyükşehirlerde yaşıyor. Büyükşehirlerde yerel hizmetler büyükşehir belediyeleriyle ilçe belediyeleri ve yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları eliyle yürütülüyor. Ancak geriye kalan 30 milyon kişinin yaşadığı 51 vilayet de özel idareler, il belediyeleri ve ilçe belediyeleri tarafından yürütülüyor. Kamu gelirlerinin dağılımında yerel yönetimlere düşen payın yüzde 15'i geçmediğini bütçeden görüyoruz. Bu açığı kapatmanın makul yolu hizmetleri azaltarak, giderleri kısmaya çalışmak yerine yerel yönetimlerin gelirlerinin artırılması olmalıdır.
Bu yönüyle Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Plan ve Bütçe Komisyonumuza 1 önergemiz var, bu konuda katkınızı ve desteğinizi bekliyoruz. Amacı halka direkt hizmet etmek olan -yerel yönetimler olduğu için- bütün bu mali meselelerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde geniş bir katılımla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Özellikle 51 ilin bütünşehir olması noktasında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak her türlü katkıyı ve desteği vermeye hazırız. Çünkü 51 ilde yaşayan vatandaş Yaşar Tüzün'le yani ilde yaşayan vatandaş Yaşar Tüzün'le büyükşehirde yaşayan vatandaş Yaşar Tüzün arasında katılım payının ne kadar farklı olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Dolayısıyla kamu düzeni bütünlüğü açısından 51 ilin de -bütünşehir kapsamında- bütünşehir olarak hayata geçmesi ve kamu düzeni bütünlüğü açısından önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette bunları yaparken -amaç- halk iradesine sahip çıkmak, halkın istediği, seçtiği belediye başkanlarına sahip çıkmak gerektiğini o halkın bizzat kendisi söylüyor ama siyasi irade, uygulamalarında bunu yerine getirmiyor. Gerçi ülkemizde -yaşanan- "halkın iradesi" cümlesinin de bir anlamı kalmadığını hepimiz biliyoruz. Halkın iradesiyle sandıkta kazanamadığınız belediye başkanlarını türlü oyunlarla ya içeri atıyorsunuz ya rozet takıyorsunuz. Rozet takma tiyatrolarına da "demokrasi şöleni" diyorsunuz. Bu, gerçekten bir ikiyüzlülüktür. Bu, gerçekten bir utanmazlıktır. Bayrampaşa'da, İstanbul Bayrampaşa ilçesinde sandıkta seçimi kaybettiniz, belediye meclisinde seçimi kaybettiniz, yetmedi, kurada seçimi kaybettiniz; sandıklarda kaybettiğiniz seçimleri ayak oyunlarıyla geri aldınız. Gerçekten bu ne yüzsüzlüktür demeden geçemeyeceğim. Ülkeyi kötü yönettiniz, ekonomiyi batırdınız. Şimdi ise CHP'li belediyelere haksız hukuksuz operasyonlar yaparak koltuklarınızda rahat oturmaya mı çalışıyorsunuz? Evet, gerçekten belediyelerimize darbe yapıyorsunuz, seçmenlerimize darbe yapıyorsunuz. Uygulamalarda maalesef itiraf etmem gerekir ki Kenan Evren'i bile geçtiniz.
Yargıyı iktidarınızın sopası yaptınız, o sopayı rakiplerinize sallıyorsunuz. Unutmayın, ayarını bozduğunuz kantar, gün gelir, o kantar sizi de tartar. Adalet ve Kalkınma Partisine geçen belediye başkanlıkları dokunulmazlık mı kazanıyor, gerçekten bunu merak ediyoruz.
Türkiye'de son seçimlerde Türkiye'nin 1'inci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisinden 413 arkadaşımız belediye başkanı seçilmiştir. Şu ana kadar 413 belediye başkanından 8'i istifa edip AKP'ye geçmiştir. Bu, toplam orana baktığımızda, 413 belediye başkanı olarak hesapladığımızda yüzde 2'ye tekabül etmektedir. Yani Cumhuriyet Halk Partisinden seçilmiş yüzde 2 oranında belediye başkanı başka siyasi partilere geçmiş ise yüzde 98'i bu kadar baskıya, bu kadar tehdide, bu kadar şantaja, bu kadar silkelemeye rağmen yerinde duruyorsa, onurlu ve şerefli bu görevi yerine getiriyorsa onlara da takdir ve teşekkürlerimizi bu yüce Meclisten iletmek istiyorum.
Değerli Bakanım, bürokratlığınız döneminde, valiliğiniz döneminde ve Bakanlığınız döneminde çok güzel bir sinerji yarattınız işin başında. Ancak özellikle dinozorlara servet gömen Melih Gökçek'e...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tüzün, teşekkür ediyorum.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkanım ama ben on dakika konuştum, bir dakika vermeniz lazım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, kimseye vermiyorum. Hayır, öyle değil o, gayet iyi biliniyor.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Ama bir dakika ver Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, hayır, kimseye vermiyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Devam et, devam et.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bu bana biraz haksızlık olmuyor mu? Buradan dönüp "Devam et, devam et." demek yanlış bir şey arkadaşlar, Sayın Uzun bekliyor. Sayın Tüzün...
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Kayıtlara bari girsin Başkanım. Ya sonuçta siz Melih Gökçek'e soruşturma...
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nezaketen bir selam vermek istiyor Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Böyle bir şey olur mu ya? Hayır, nezaket Salih Uzun'a gösterilecek.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - ...dava açmadığınız müddetçe sizin bugüne kadarki yapıcı olan Bakanlığınızın hiçbir inandırıcı tarafı kalmayacaktır. Ne zaman Melih Gökçek bu uygulamalardan dolayı yüce yargıda yargılanırsa o zaman sizin aynı saygınlığınız size iade edilecektir.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.