KOMİSYON KONUŞMASI

SEYİT TORUN (Ordu) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de yıllardır bütün ulaşım politikası beton ve asfalt üzerine kurgulandı. Demir yolu ihmal edildi, şehir içi ulaşım ve internet altyapısı geri plana itildi. Bugün yolcu taşımacılığının sadece yüzde 1,5'i, yük taşımacılığının sadece yüzde 3,5'i demir yoluyla yapılıyor. Avrupa'da bu oranlar bizden katbekat yüksek. 100 bin kişiye düşen demir yolu hattı uzunluğu Avrupa Birliğinde 40-45 kilometreyken Türkiye'de 13 kilometrede kalmış durumda. İnternet altyapısı deseniz, OECD ülkeleri içerisinde sabit internet hızında son sıradayız. Vatandaşın sadece yüzde 8'i yüz megabit üzeri hız alabiliyor, OECD ortalaması yüzde 85'in üzerinde. Fiber internet abone oranlarında da benzer bir tablo var. Çağ dijital çağ ama bu bütçeyle Türkiye'yi maalesef yavaş internet liginde tutmaya devam ediyorsunuz.

Bir yandan da kamunun cebinden devasa garanti ödemeler yapılıyor. Vatandaş köprüyü, otoyolu zaten vergisiyle yaptırmış, bir de üstüne, mesela, 1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçmek için 3.700 liraya kadar çıkan ücretler ödüyor. Yetmiyor, şimdi, köprü ve otoyolları özelleştirme planları bütçe gerekçelerine bile yazılmış. Yani milletin ortak malı olan yolları, köprüleri de satmayı planlıyorsunuz. Sayın Bakanın konuşması her şey mükemmelmiş gibi bir tablo çiziyor, sahada durum öyle değil. Kendi ilim Ordu'dan örnekler vermek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Ordu'da "ulaşım" deyince artık sabır, çile, ihmal ve unutulmuşluk akla geliyor. Gölköy'den Gürgentepe'ye, Fatsa'dan Korgan'a, Ünye'den Niksar'a, Kabadüz'den Çambaşı'na kadar her yer yarım kalmış, bozuk, eksik yollarla dolu. Vatandaş arabasını yolda bırakıyor, ambulans geçemiyor, çocuk servislerinde saatlerce yolda çile çekiyor, üretici malını pazara taşıyamıyor. Bu bir-iki yıllık sorun değil, yirmi yıla yaklaşan bir ihmal zinciri. Her seçim öncesi aynı cümleleri duyuyoruz "Projesi yapıldı, ihale bitti, çalışmalar hızlandı, son aşamadayız." ama her seçimde sonra aynı manzara; bitmeyen yollar, çamur, çukur, toz ve ertelemeler.

Gölköy-Gürgentepe yolu tam bir ibret belgesi. 2015'te Sayın Erdoğan bu yol için "2016'da tamamlanacak." diye söz verdi. Aradan dokuz yıl geçti, hâlâ çamurun, tozun içindeyiz. Dokuz yılda bitmeyen yol olur mu Sayın Bakan? Ulubey-Sarpdere-Damaralı yolunun sadece 8 kilometresi yapılabilmiş, geri kalanına Allah kerim! Onlarca köyün alternatifsiz yolu bu yol; insanlar işe, pazara, hastaneye giderken risk altında. Bu kadar hayati bir arterin yıllardır sürüncemede kalması bölge insanına verilen değerin açık göstergesidir. Kabadüz-Çambaşı yolu 2010'da başladı, on beş yıl geçti, yolun yarısı bile yapılmadı. Oysa Çambaşı Yaylası kayak tesisiyle, oteliyle, doğasıyla Karadeniz turizminin kalbi. "Turizm gelirleri" "bölgesel kalkınma" diyorsunuz ama Çambaşı'na giden yolu on beş yılda bitiremeyen bir anlayışın turizm vizyonu olur mu? Çambaşı'na giden yol aslında Ordu'nun geleceğine giden yoldur.

Ünye-Akkuş-Niksar yolu, 2018 seçimlerinden önce "Duble yol yapacağız." diye meydanlarda anlattığınız proje, Ordu'yu Orta Anadolu'ya bağlayan stratejik bir hat. Tokat tarafı pırıl pırıl asfalt, Ordu sınırına giriyorsunuz, yollar dökülüyor. Şimdi, "2027'de bitecek." deniyor; kusura bakmayın, dokuz yıldır sözünü tutmamış bir iktidarın 2027 vaadine de inanamıyoruz.

Kumru-Korgan yolu toplam 18 kilometre, bugüne kadar yapılabilen sadece 3 kilometre. 15 kilometrelik yolun yıllardır beklendiği bir ülkede hangi sözde mega projeden söz edeceksiniz?

Ordu Çevre Yolu'nun ikinci etabı yıllardır tamamlanamadı. Viyadükler yapılmış, atıl durumda, paslanmaya başlamış; daha bitmeden eskimeye yüz tutmuş bir çevre yolu var. Bu nedenle, özellikle Karşıyaka tarafında şehir içi trafik her gün kilit, Ordu merkez artık açık bir otoparka dönüşmüş durumda.

Fatsa Çevre Yolu ise ayrı bir facia. 2016'da "Yatırım programına alındı." dediniz, her yıl yeni tarih verdiniz, her seçim öncesi yeni bir söz; aradan neredeyse on yıl geçti, ortada ne bir kazma var ne de asfalt! Fatsa, Karadeniz Sahil Yolu'nun kilit noktası; yazın memlekete dönen yüz binlerce Karadenizliyle birlikte trafik tamamen felç oluyor, ambulans ilerleyemiyor, insanlar sadece yolda kalıyor.

Gelelim Samsun Sarp Demir Yolu Projesi'ne. 2011'de "Karadeniz'in kaderini değiştirecek, Ordu'nun altından geçecek." diye büyük bir müjdeyle açıkladınız. Aradan on dört yıl geçti, şimdi kalkmış "Projesi yapıldı." diyorsunuz. Her seçim öncesi müjde "İhale aşamasında, etüt devam ediyor." diye ortada; seçim bitince, dosya rafa kalkıyor. Sarp Demir Yolu artık ulaşım projesi değil, Karadeniz'i oyalama projesine dönüştü.

Bir diğer kronik sorun ise, Ordu-Giresun Havaalanı. Uçuşlar sık sık iptal ediliyor, seferler yetersiz, saatler dengesiz, vatandaş plan yapamıyor, turizm sektörü zarar görüyor, iş insanı zaman kaybediyor. Antalya'ya Bursa'ya, Adana'ya, Gaziantep'e doğrudan uçuş yok, Karadeniz'in ortasına sıkışmış kalmış durumdayız. Karadeniz'e en çok kargo yapılan ikinci havalimanı olmasına rağmen bu havalimanında bir kargo terminali maalesef yok...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyoruz Sayın Torun.

SEYİT TORUN (Ordu) - Bir dakika daha rica ediyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Yok öyle bir şey, hemen bitirin çünkü bunlarda süre uzatımı yok.

SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Bakanım, Bölge Müdürlüğünüzden bu yana o bölgeyi gayet iyi biliyorsunuz, artık bu yolların vaatten öteye geçip tamamlanması lazım. Her sene etap etap ama çalışmalar çok yetersiz. Yol yapım çalışmaları esnasında da mağduriyet yaşanıyor çünkü o yol bitmeyince o yolun daha da fazla konforu düşüyor, vatandaş bitmeyen yollardan dolayı gerçekten mağdur. Bir an önce bu yolların bitirilmesini de talep ediyorum.

Bütçeniz hayırlı uğurlu olsun.