KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkanım, kıymetli Komisyon üyeleri, kıymetli Bakanım, bakan yardımcılarımız, değerli bürokratlar; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Millî Eğitim Bakanlığının bütçesiyle ilgili olarak genel bir değerlendirme yapıp diğer konulara geçeceğim. Bakanlık bütçesi bu yıl 1 trilyon 943 milyar, genel bütçe büyüklüğü içerisinde de yüzde 10,26'ya tekabül ediyor. Geçen yıl bu 1,4 trilyon civarındaydı; yüzde 9,84'e tekabül ediyordu. 492 milyarlık bir artış var yani yüzde 33,92 civarında bir artış söz konusu olmuş. Şimdi, başlangıç ödeneğine göre bir aşım var, 2024 yılı için konuşuyorum; 13 milyarlık ara aktarmalarla aşım giderilmiş durumda. Başlangıç ödeneklerinin düzgün belirlenip aşıma sebep vermeden ilerlenmesi iyi olacak, bütün bakanlıklar için ben bunu söylüyorum. Cari transferler var; 38 milyar. Bunun alt hesapları, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler, hane halkı ve işletmelere yapılan transferler, yurt dışına yapılan transferler. Şimdi, detay rakamları vermiyorum ama bunlarla ilgili biraz bize açıklayıcı bilgi verilirse mutlu olacağız. Yani bu harcamalar neyle ilgili, nerelere yapılmış? Sermaye giderleri yani yatırım harcamaları, yatırım ödenekleri, 160,4 milyar; yüzde 8,27. Bu tutarın, bu oranın daha da artırılması Mili Eğitim Bakanlığı bütçesi açısından daha iyi olacaktır yatırımların yerine getirilmesiyle ilgili. Alt kırılımları da bunun gayri menkul büyük onarım gideri, menkul sermaye üretim gideri gibi kalemler. Şurada dikkatimi çeken bir şey sermaye transferlerinde oldu: 2026 yılında 968 milyonluk bir ödenek teklifi var ama 2024 yılında harcama olarak 3 milyar 423 milyonluk bir harcama yapılmış; yüksek bir rakam, 2024 yılı için daha da yüksek bir rakam "Kurum işletme ve hane halkına yapılan transferler." diye. Ben bunun mahiyetini, detaylarını sizden rica ediyorum. Nerelere, nasıl, ne miktarda dağılım nedir, hangi kuruluşlara, kişilere yapılmış diye.

Şimdi, az önceki Genel Başkan Yardımcımız Suat Bey konuşurken bu 768 milyarlık bir rakamla ilgili bir konuşma oldu, onu biraz netleştirmek istiyorum. Şimdi, bu 768 milyar şu: Vergi harcamaları diye bir kalem var bütçede, geçen yıl bu 3 trilyon 5 milyardı. Bunun 701 milyarı da kurumlar vergisiyle ilgiliydi . Yani vergi harcaması şu: Muafiyet, istisna ve indirim yoluyla devletin tahsilinden vazgeçtiği vergilerden bahsediyoruz. Bu yıl 768 milyar ama tamamına baktığınız zaman 3,5 trilyon. Bu 768 milyarın da büyük bir bölümü yap-işlet-devret projesi yapan, KÖİ projesi yapan bu 44 firma. Bunlar zaten teşvik belgesi yoluyla ki Ticaret Bakanının bize verdiği cevaptır; 128 kez vergi, resim, harç istisnası belgesi yoluyla muafiyet, istisna, indirim almış. Bizim talebimiz şu: Buradaki 768 milyarın -geçen yıl 701 milyar olanın- 460 milyarını okullarımızda öğrencilerimize bir günlük yemek bedeli için tahsis edilmesi; Millî Eğitim Bakanlığına kaynak yaratılması.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani atfedilen bir vergi yok değil mi?

CEVDET AKAY (Karabük) - İşte onu açıkladım zaten. Muafiyet, istisna ve indirimlerin verimli kullanılmasını talep ediyoruz ya vekilim; muafiyet, istisna ve indirimleri daha verimli kullanalım, aşağı çekecektik zaten öyle de bir şeyimiz vardı, öncelikli tercihimiz buraya aktarılması. Buraya aktarılmıyorsa da en düşük emekli aylığını aktarırsanız her birine bir asgari ücret tutarı kadar maaş verebilirsiniz; bedel, ikramiye verebilirsiniz.

Bakın, bu Sağlık Bakanlığının beslenme çantası Sayın Bakanım; bunu şöyle size göstereyim. Burada haftalık bir program var; işte, pazartesi, salı, çarşamba, cumaya kadar gidiyor; börek, poğaça, ayran, meyve, meyve de işte, elma, portakal veya 2 mandalina, su gibi ürünler. Bunun biz maliyetini hesapladık, bir öğrenci için haftalık maliyeti 885 TL. Baktığınız zaman, işte, ayı yirmi gün olarak hesaplarsanız 3.540 TL bir öğrenci için maliyet, yani 5 çocuk olduğu zaman aylık maliyet burada 17.700 TL oluyor. Şimdi, burada, asgari ücret belli, en düşük emekli aylığı belli; 16.881 TL, asgari ücret 22.104 TL, bir de ara zam da yapılmadı. Yılbaşından bu yana 6 bin TL'yi aşan şekliyle ücrette erime var yani bu vatandaşın cebinden çıkan giden bir para da var. Şimdi, zaten bunlar hayatlarını zor devam ettiriyor ve bu beslenme çantası da çok zayıf zaten, çok yetersiz; çocuklarımız zaten bodur kalmaya başladı, iki yıl içerisinde mevcut çocukların bodurluk oranı yüzde 10'a çıktı yani beslenmede sıkıntı var. İleriye dönük bu bir ülke bekası esasında, çocuklarımız verimli beslenemiyor. Şimdi, biz bu kaynağın mutlaka Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine, buradaki bahsettiğimiz ödeneğin üstüne aktarılmasını talep ediyoruz. Bu ödenekle alakalı da talebimizle ilgili önergemizi de vereceğiz.

Ben Karabük'le ilgili birkaç soruna hızlıca değinmek istiyorum. Son on yılda Karabük'e yapılan toplam eğitim yatırımı -ben tek tek çıkarttım- 1 milyar 387 milyon TL. Ama aynı dönemde belli kurumlara yapılan; örneğin, Cumhurbaşkanlığının sırf hizmet alımıyla ilgili harcaması bir yılda 1 milyar 277 milyon TL. Yani on yıllık bir yatırım miktarına tekabül eden bir yıllık da bir hizmet alımı harcaması var. Burada, bütçedeki kaynakların dengeli dağılımı önemli; bir şehrin çocuklarına, gençlerine, geleceğine daha fazla değer verilmesi ve eğitimle ilgili tutarların daha fazla aktarılması lazım. Biz vergimizi de Karabük olarak ödüyoruz, 4 milyar 93 milyon kamuya gelir sağlamışız ama buna mukabil 391 milyon TL'lik yatırım var, tüm yatırımlardan bahsediyorum. Eğitim yatırımlarının on yıllık rakamını söyledim, bunların düzeltilmesini talep ediyoruz çünkü okullar eksik, binalar eski, onarılması gereken yerler var bölgemizde. Karabük'te yıllardır tamamlanamayan okul projeleri var; yani Safranbolu Anadolu Otelcilik ve Turizim Meslek Lisesi -Millî Eğitim camiası biliyor- yani bunun düzenlenmesi, toparlanması gerekiyor.

Türkiye genelinde eğitime ayrılan pay 2018'de yüzde 12,9'lardayken -az önce size ifade ettim- yüzde 10'ların biraz üzerinde, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi oranı olarak söylüyorum, bunu yanlış değerlendirmeyin. Gençlerin üçte 1'i ne eğitimde ne istihdamda, genç kadınların yüzde 42'si sistemin tamamen dışında, çocuk işçiliği artıyor. 2025'te 68 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Bakın, Sayın Bakanım, Yağız Yıldız, bu genç evladımız -burada tarih de var- 5 Eylül 2025'te liste stajyerlik kapsamında Kardemir'de -Kontinü Kütük Haddehanesi var orada- orada çalışırken hayatını kaybediyor. Bulunmaması gereken bir yerde çalıştırılıyor. Ben bu konunun takibini de yapıyorum, bulunmaması gereken yerde bulunan bu evladımız -17 yaşında- hayatını kaybediyor. Bunun sorumlusu kimse hesap vermek zorunda. Bunun takibinin yapılmasını ben sizden de özellikle rica ediyorum Sayın Bakanım. Çünkü bu tip hayat kaybetmelerin, vefatların önünü almalıyız; bu tip olaylarla bir daha karşılaşmamalıyız, bunun için de gerekli yaptırımların mutlaka olması gerekir diye düşünüyorum.

Akran zorbalığıyla ilgili konuya ben değinmiştim, vaktim kalırsa daha sonra ona değineceğim. Karabük'le ilgili sorunların toparlanmasını yapmak istiyorum. İlçeler arasında da fırsat eşitsizliği büyüyor. Yani örneğin Safranbolu ile Eflani aynı standartta değil. Burada ilçeler arası standartların da mutlaka sağlanması gerekiyor Sayın Bakanım.

Türkiye'nin eğitime ayrılan payının gün geçtikçe daha arttırılması gerekirken dünyayla kıyasladığımızda, OECD ülkelerinde gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 4,9'una tekabül ederken Türkiye'de bu oran yüzde 3,3 seviyesinde. Öğrenci başına yapılan kamu harcamasına baktığımızda, OECD'de 11-12 bin dolar ama Türkiye'de 1.800 dolar, yani OECD ortalamasının altıda 1'i. Bu tablonun mutlaka değişmesi lazım.

Enflasyonun da bu bütçeye ekstra yükleri var. Nasıl var? Okulların enerji giderleri üç yılda yüzde 120'nin üzerinde arttı. 2024'te 55 bin TL olan aylık doğal gaz gideri 2025'te 100 bin TL'ye dayandı, böyle okullar var. Okulların temizlik, kırtasiye, bakım ve güvenlik giderlerinde yüzde 70'e varan artışlar var. "Bütçeyi arttırdık." deniyor ama bir taraftan da okullarda ışık kapatma, ısıtamama, güvenlik personeli çıkarma gibi birtakım tedbirlere başvuruluyor.

Öğretmen açığı önemli bir sorun. Resmî rakamlara göre öğretmen açığı 68 bin, sendikalara göre 150 binin üzerinde olduğu söyleniyor. 93 bin ücretli öğretmen var, bunlar asgari ücrete yakın maaş alıyorlar. Bir öğrencinin baktığı öğrenci sayısı bazı bölgelerde yani 40'ı-45'i buluyor. Bütün bunların düzenlenmesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika uzatıyorum.

CEVDET AKAY (Karabük) - 20 binden fazla okul deprem riski taşıyor. Son on yılda güçlendirilen okul oranı sadece yüzde 17, inşaatı yarım kalan okul sayısı 800'ün üzerinde, 1.400 okulda hâlen ikili eğitim devam ediyor. Bütün bu problemlerin mutlaka çözülmesi gerekiyor. Öğretmen açığını kapatamıyoruz, kapatmalıyız; okullar arasındaki uçurumu azaltmalıyız. Deprem riskine çözüm bulmalıyız. Yatırım kalemlerini daha da güçlendirmeliyiz. Gençlerin işsizlik krizine yanıt veremiyoruz, genç işsizlik oranı artmış durumda. Üniversiteden mezun olanların iş bulma oranı üçte 1. Bütün bunların toparlanması, öğretmen atamalarının yapılması, yatırım bütçesinin en az 2 katına çıkartılması, kırsalda internete erişim sorunlarının çözülmesi gerekiyor. Fen, teknoloji, mesleki eğitim ve bilim alanlarının da gerçek manada kaynağa ihtiyacı var, kaynak aktarılması gerekiyor.

Ben teşekkür ediyorum, sağ olun.