KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, değerli milletvekilleri; bugün bir haber düştü. Bakın, haberin başlığını okuyorum: "Yaklaşık 400 kişinin sahte diplomalarla doçent ve profesör olduğu iddiasında herkes topu birbirine attı." Kim bu topu birbirine atanlar? İşte, oturuyor; Sayın Millî Eğitim Bakanı burada, YÖK Başkanı burada. Eskişehir Milletvekilimiz Sayın İbrahim Arslan bir soru önergesi veriyor; YÖK ile Millî Eğitim Bakanlığı 400 sahte diplomalı doçent ve profesörle ilgili top gezdiriyorlar. Yani bununla ilgili bir dertleri yok, bununla ilgili bir "Acaba nedir bu problem?" diye üzerine gitme dertleri yok ama başka bir şeyle uğraşıyorlar. 400 sahte diplomanın hesabını veremeyenler bir gerçek diplomanın peşine düşmüşler. Bir gerçek diploma kimin diploması? Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun diploması; 15,5 milyon seçmenin oyuyla Cumhurbaşkanı adayı yapılmış Ekrem İmamoğlu'nun gerçek diplomasının, anasının ak sütü gibi helal diplomasının peşine düşmüşler. Niye? E, çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimi var, çünkü Cumhurbaşkanlığı koltuğunu kaybetme korkusu var, sandıkta yenemediğini diploma oyunlarıyla yenme hesabı var.

Şimdi, bakın, cumhuriyet savcısı -cumhuriyet savcısı ne yapar? Ceza soruşturması yapar- İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne yazı yazıyor, diyor ki: "Acele bu diploma konusunda karar ver." Yahu, sana ne! Sen kimsin? Sen ceza soruşturması yapacaksan idari işle ilgili karar verme talimatını hangi güçle, nereden kendinde bulup da istiyorsun? Bu bir de diyor ki, dikkat edin, zaten yakalandıkları yer orası. Diyor ki: "Herhangi bir yerde kullanılabilir bu diploma."

Değerli arkadaşlar, üniversite diploması nerede kullanılır? Belediye başkanlığı seçiminde kullanılmaz. Mesela, "Yüksek Seçim Kurulunda." diyor. Bir tane yerde Yüksek Seçim Kurulunda kullanılıyor; Cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçimi var mı? Hayır, yok ama ne var? Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere 23 Martta yapacağı ön seçim var. Alelacele telaşa düşmüşler, ön seçimden önce biz bu diplomayı nasıl iptal ettirebiliriz hesabındalar. Ne oldu? 18 Mart 2025 günü yetkisiz İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu diplomayı iptal etti otuz bir yıl sonra, alındıktan 31 yıl sonra diplomayı iptal etti. Bakın, fakülte yönetim kurulunun yetkisinde olan bir konu, üniversite yönetim kurulu karar verme yetkisine sahip değil ama savcının talimatıyla "Acelemiz var." diye diplomayı iptal etti. Şimdi, fakülte yönetim kurulundan alamadılar iptal kararını, yetkili olan orası. Niye? 2020'de fakülte yönetim kurulu demiş ki: "Hukuka uygundur bu diploma." Peki, yine baskı yaptılar belki alırız diye, 2025'e geldi, beş sene geçti. Fakülte dekanı namuslu adam çıktı, dedi ki: "Ben bunun altına imza atmam kardeşim." İstifa etti, istifa edince bu sefer üniversite yönetim kurulu yetkisiz bir şekilde diplomayı iptal etti. Bakın, biz bunu, yönetim kurulunun kendisini yetkisiz gördüğünü nereden anlıyoruz? İdare mahkemesindeki davaya bir cevap yazdılar, savunma yazdılar, savunmada diyor ki üniversite yönetim kurulu: "Fakülte dekanı istifa etti, acelemiz vardı, yeniden dekan atamaya zamanımız yoktu. Onun için fakülte yönetim kurulu oluşamadığı için biz iptal ettik." Yani diyor ki: "Aslında bu yetki fakültenindir ama biz oraya atayacak adam yoktu, savcı da bizi sıkıştırdı, apar topar iptal etmek zorunda kaldık." diyor. Bu ikrar savunma dilekçesindeki ikrarları.

1988 yılında okula girmiş Ekrem İmamoğlu, 1990'da yatay geçiş yapmış, 1982 tarihli yatay geçiş yönetmeliğine göre yapmış. O yönetmelikte herhangi bir şekilde "tanıma şartı" diye bir şart yok ama bir korku var. O korku ne? "Ekrem İmamoğlu aman Cumhurbaşkanı olabilir." diye o kaygıyla apar topar hukuku ayaklar altına alarak bir yargı ve üniversite operasyonuyla bir hak böyle göz önünde ihlal edildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim.