KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Bakan, sayın bürokratlar; 2026 yılında da bütçeden en büyük payı alan bakanlık olmaktan övünseniz de biz gerçeği biliyoruz. Bütçenizin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2026 yılında yüzde 2,51'e gerilemişse, bütçenizin yüzde 83'ü personel gideri için ayrılmışsa, bütçenizde eğitim yatırımlarına ayrılan oran yüzde 8,25'e gerilemişse, eğitim hizmetlerinin kalitesinin artmayacağı, eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarının verilmeyeceği ve çocukların temel haklarının çiğneneceği açıktır.

Sayın Bakan, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamayan, toplumsal cinsiyet eşitliğini tanımayan, kamucu eğitim anlayışını benimsemeyen, bilimsel ve laik eğitim anlayışından uzaklaşan bir Millî Eğitim Bakanlığının uygulamasından çıkacak sonuç elbette ki suça sürüklenen sayısının, mağdur çocuk sayısının, uyuşturucu kullanan çocuk sayısının, MESEM'lerde ölen çocuk sayısının, eğitim dışı kalan çocuk sayısının, erken yaşta zorla evlendirilen çocuk sayısının, çocuk yaşta doğuma zorlanan kız çocuğu sayısının, çocuk işçi sayısının artması olacaktır, bunlardan en fazla sorumlu olan bakanlık da sizin Bakanlığınızdır. Bu tablo karşısında Millî Eğitim Bakanı olarak çözüm için tercihleriniz önemlidir. Sizin tercihleriniz Bakanlığınızın fırsat eşitliğinden, toplumsal cinsiyet eşitliğinden, kamusal, bilimsel ve laik eğitimden yana olmadığınızı açıkça göstermektedir. Örnek vermek gerekirse, çocuklar aç okula giderken, Sayıştayın raporunda tespit ettiği üzere taşımalı eğitim kapsamında öğle yemeği gideri 12 milyar TL'ye yükselmişken bunun sadece 8,3 milyar TL'sinin harcanmış olması çocuk açlığının ve yoksulluğunun umurunuzda olmadığını göstermektedir. Siz, sadece eğitim alan çocuklardan, gençlerden sorumlu değil, eğitim dışı kalan çocuklardan da sorumlusunuz. TÜİK'in 18 Nisan 2025 tarihli raporuna göre, nüfusun yüzde 25,5'i çocuklardan, onların da neredeyse yarısı kız çocuklarından oluşmaktadır. Buna rağmen, Bakanlığınızın 2024-2025 istatistikleri kız çocuklarının okullulaşma oranının tüm yaş gruplarında düştüğünü, özellikle 14-17 yaş aralığında oranın yüzde 91,78'den yüzde 86,52'ye gerilediğini göstermektedir. Bu düşüş kız çocuklarının eğitim dışına itildiğinin resmî kanıtıdır. TÜİK'in 2024 yılı verilerine göre 15-17 yaş grubunda iş gücüne katılım oranı yüzde 16,2'den yüzde 24,9'a yükselmiştir. Bu, neredeyse her 4 çocuktan 1'inin çalıştırıldığı anlamına gelmektedir. Bu oran erkek çocukları için yüzde 35,6, kız çocukları için yüzde 13,7'dir. Bu verilere baktığınızda bundan rahatsızlık nasıl duyamıyorsunuz? Okulda da istihdamda da olmayan çocuk genç sayısının 4 milyon 676 bin olmasından rahatsızlık duymayan Bakanlık olabilir mi?

Sayın Bakan, siz bu ülkenin çocuklarının eğitiminden olduğu kadar onları gönderdiğiniz kurumlarda çocukların güvenliğinden de sorumlusunuz. Bakanlığınız MESEM'lerde meydana gelen kazalara ilişkin şeffaf veri paylaşmamakta, soru önergelerimize ise çelişkili cevaplar vermektedir. Açıklamalarınızda, MESEM'lerde meydana gelen ölümlü iş kaza sayısı ifadesini kullanmanız, iş kazasında ölen çocuk dememeniz de ayrıca düşündürücüdür. 2016 yılından bu yana MESEM kapsamında 10'u ölümlü 1.273 iş kazasının meydana gelmiş olması durumun vahametini ortaya koymaktadır. Hâl böyleyken, Bakanlığınızın 2024-2028 stratejik planında iş piyasasıyla uyumlu pansiyonlar kurulmasının hedeflenmesi, eğitim çağındaki çocukların çalışma yaşamının vahşi pazarına daha da iteceğinizi göstermektedir. Eğitimde fırsat eşitliği anlayışı yok edilmişken "Eğitime erişimi artırdık." demeniz kabul edilemez.

Sayın Bakan, eğitim emekçilerinin ücretlerini yoksulluk sınırının üzerine çıkartın, ataması yapılmayan öğretmenleri kadrolu atayın, dini vakıf ve tarikatlarla yapılan protokolleri iptal edin, eğitim yatırımlarını 2 katına çıkartın, yüksek öğrenim bütçesinin en az 2 kat artırın, tüm öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek sağlayın, özel okullara teşvik ve kaynak aktarımını durdurun, mülakatları kaldırın, Bakanlığınızın eğitim politikasını kamucu, laik ve bilimsel eğitim dayanaklı hâle getirin diyeceğim de tam tersini yaptığınızdan sadece affınızı isterim, yeter.