| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2025 |
BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve karşımızda, karşımızda olmasını en çok istediğimiz Bakan var: Millî Eğitim Bakanı Sayın Tekin. Neden en çok karşımızda olmasını istiyoruz? Çünkü son yılların çocuk ihlallerini, başta yaşam hakkı olmak üzere en çok gasbeden, sistem olan MESEM'in inşacısı, sürdürücüsü ve savunucusu olan ve yaşam hakkını en çok ihlal eden bu sistemin başındaki kişi olarak şu an karşımızda duruyorsunuz. Eğer aksini iddia ediyorsanız, eğer MESEM'lerde çocukların yaşam hakkının ihlal edildiğini kabul edip bunun sürdürücüsü olduğunuzu reddediyorsanız hemen bugün bu sisteme son verirsiniz ve çocukları kıyımdan geçiren, âdeta çocukların yaşamlarını tehdit eden ve bunun için var olan bu sistemi kapatırsınız Sayın Bakan. Sizin için "çocuk hakları" ne demek bilmiyorum, sizin için ne ifade ediyor, onu da bilmiyorum ama yapıp ettiklerimizden ne yazık ki Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin yol göstericiniz olduğunu düşünmüyorum.
2023'te koltuğunuza oturduğumuz günden beri çocuğun üstün yararı ilkesi başta olmak üzere, çocuk haklarına dair ileri atılmış bir tane bile adım görmüyoruz biz biz sizin pratiklerinizde. Ben ise MESEM'den ÇEDES'lere bir öğün ücretsiz yemek vaadinizi yerine getirememenizden beslediğiniz tarikatlara kadar çocukların haklarını ihlal eden onlarca programı sayabilirim. Bir iki rakamla konuşmak gerekecek olursa da AB İstatistik Ofisinin verilerine göre eğitime yapılan harcamalarda Türkiye 30 Avrupa ülkesi içerisinde 27'nci, gayrisafi yurt içi hasılanın sadece yüzde 3,38'ini ayırıyorsunuz bu harcamalara. Bu bir tesadüf değil, bu bir siyasi tercih. Çünkü siz bütçeden eğitime çocuklara pay ayırmıyor, üstüne sermaye birikimini çocuk sömürüsüyle yapmaya çalışıyorsunuz. "MESEM'lerle haftada dört gün iş yeri, bir gün okul." diyerek çocuk emek sömürüsü üzerine bir rejim inşa ediyorsunuz. Bir gün okula giderek eğitim mi olur Sayın Bakan? Siz eğitimin ne olduğunu bilmiyor musunuz? Çocuklar okula gittikleri o bir günde de ne yapıyorlar biliyor musunuz Sayın Bakan? Uyukluyorlar, yorgunluktan uyuyorlar Sayın Bakan! Çocukların yorgunluktan uyuduğu, baygınlık geçirdiği bir sistemin sürdürücüsü konumundasınız. Onların çocuk olduğunu ve çocuk bedenlerinin yorulduğunu bir kez daha size hatırlatmak istiyorum. Öğrencilerin zamanının yüzde 11'ini sadece okulda geçirdiklerini de hatırlatmak istiyorum. Geri kalan zaman "mesleki pratik eğitimi, istihdama hazırlama" gibi süslü ifadelerle kullanılsa da çocukların emeğinin sömürüldüğü mesailerdir bunlar. "İş öğretiyoruz ya!" diyecek olursanız da kapitalizmin öncesi üretim anlayışıyla çocukları eğitimden koparmanın yanı sıra çıraklık giderlerinin de orada da ortadan kaldırarak makineleşmiş sistemi sıradan bir dişlisi hâline getiriyorsunuz çocukları. Büyük bir dengesizlik üretiyorsunuz siz uygulamalı eğitim ile doğrudan eğitim arasında. Çocukların alacakları ücretle okul ve işletme arasında da pazarlık yapmaya girişiyorsunuz. "Web" sitenizi inceledim, "Web" siteniz âdeta bir şirketin iş ilanı gibi. Şunu diyorsunuz e-MESEM'in "web" sitesinde 9'uncu, 10'uncu, 11'inci sınıflara asgari ücretin yüzde 30'unu; 12'nci sınıflardakilere ise ücretin yüzde 50'si kadar maaş vereceğinizi vadediyorsunuz. Siz Bakan mısınız yoksa bir holding yöneticisi misiniz, özel şirket sahibi misiniz Sayın Bakan? Bu da yetmiyor, eğitimcilerin sermayedarlarla çocuklar için yevmiye pazarlığı yapmalarını istiyorsunuz. Eğitimcileri emek simsarı, çocukları işçi edip kendiniz de bir holding patronu olmak istiyorsunuz. Bize "MESEM dünyada var." naraları da atmayın çünkü dünyada bu şekilde kanlı ve çocukların emeğini sömüren bir MESEM yok, olamaz da. Çocukların öldüğü bir MESEM dünyada yok ama Türkiye'de var ve onun inşacısı sizsiniz.
Urfa'da daha dün Muhammed'i kaybettik, hem de korkunç bir olay örgüsüyle kaybettik Muhammed'i ve Muhammed'i katledenler aynı gün serbest bırakıldılar. Fakat sizin sistemimizin içerisinde olan bu olayı takip bile etmediniz. Belki serbest bırakıldığını da şu anda bizden duyuyorsunuz çünkü takip etmiyorsunuz, denetlemiyorsunuz. Olan bitenler umurunuzda değil, sizin için asıl önemli olan ucuz iş gücünü çocuklar üzerinden sağlamak.
Bugün 2 dava görüldü çocuklarla ilgili, 2'si de sizin sistemimizle ilgili. Biri Cizre'deydi. Sizin Bakanlığınıza bağlı olan Cizre Anadolu Lisesinde görevli Burak Ercan 48 çocuğun şikâyetine rağmen, çocukları istismar etmesine rağmen ne yazık ki bu davadan beraat etti ve sanıyorum sizler de başka çocukları istismar etsin diye onu yeniden görevlendirirsiniz, biz de hiç şaşırmayız.
Bir diğer dava ise Eren Dağ...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)