KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Aslan payı değil aslanın kendisi olsa aslında hiçbir değer yoktur. Bütçenizin özeti de bu. 2026 bütçesi 1,47 trilyon lira. Bu devasa para sağlığa değil şirketlere, taşeronlara, müteahhitlere akıyor Sayın Bakan. Koruyucu sağlık tümüyle tasfiye edilmiş durumda. Tedavi edici sağlık gideri koruyucu sağlığın 2,6 katı. Hastayı garanti et, hastalığı önleme mantığınız amentünüz olmuş. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün bütçesi birçok kalemde yarıya indirilmiş, ayrılan para da doğru düzgün harcanmıyor. 2025'in ilk altı ayında koruyucu sağlıkta 14 milyarın 4 milyarı harcanmış sadece; o da mal ve hizmet alımına gitmiş yani şirketlere. Koruyucu sağlık diye bir sistem kalmamış, nasıl olsa aile hekimlerinin sırtına bindiririz diyorsunuz herhâlde ki yeni puan, nöbet, ceza düzenlemeleri getiriyorsunuz ama şehir hastanelerine gelince musluklar sonuna kadar açık. 2025'in ilk on ayında 18 şehir hastanesine 101 milyar lira para harcamışsınız. En az bir yirmi sene daha milyarlar ödemeyi garanti ediyorsunuz. Devlet eliyle şirketleri zengin etmektir bu, açık konuşalım ama şirketler bu paraya karşılık en temel işleri ortada bırakmışlar. Sayıştay söylüyor şirketler laboratuvarları kurmamış, ekipman sağlamamış, KDV muafiyeti almış ama kira indirmemiş, ödemeleri gereken enerji giderlerini bile siz üstlenmişsiniz.

Bakın, hizmet alım giderlerine özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bu yıl 2024'e göre hizmet alım gideri yüzde 60 artmış. Önümüzdeki yıl şehir hastanelerinin hizmet alımı için yüzde 53,5 artış öngörülüyor. Sayın Bakan, iktidarınızın enflasyon hedefi yüzde 16, yeniden değerleme oranı yüzde 25, şirketlere yüzde 53,5 artışı nasıl açıklıyorsunuz? Burada bize ifade edin.

En temel sağlık hizmetlerini şirketleri taşere ettiniz; nükleer tıp, laboratuvarlar, diyaliz, anesteziyoloji, patoloji, yenidoğan bakımı, sayamayacağım daha çok. Ne kaldı geriye? Bakın, bu insan hayatını tehlikeye atmak demek, çete demek. Muğla Eğitim Araştırma Hastanesinde nükleer tıp bilimi taşere edilen şirketin yıllarca insanları yüksek doz radyoaktif madde verdiği ortaya çıktı. Benzer risklerle dolu her yer Sayın Bakan. Herkesin sağlığıyla oynayan Sağlık Bakanı olur mu?

Yıllardır yatırım programınızda upuzun bir liste var. 1.500 proje, onlarca hastane, yüzlerce birinci basamak merkezi, raporlara bir bakıyoruz, hepsinin yanında aynı ifade var "2025'ten sonraya kaldı." Yıllardır erteleniyor projeler çünkü bu bütçede hastane yapmak yok. Sizin yatırımdan anladığınız asıl işlerinizi şirketlere taşere etmek.

Bakın, ülkede bağımlılık oranları almış başını gitmiş. Önleme, tedavi, rehabilitasyon, izleme, koordinasyon zincirinin tüm halkalarından sorumlu olan Bakanlığınız ne yapıyor? "Bağımlılık artıyor." diye tespit yapıyor sadece. Sayın Bakan, bu memlekette bu tespiti yapmayan çocuk, kadın, bakkal, öğretmen, taksici, hurdacı, avukat kalmadı. Sizin başka bir şey yapıyor olmanız lazım artık. Yapıyorsunuz, bağımlılığa yönelik bütçeyi yüzde 86 düşürmüşsünüz.

Bakın, burayı iyi dinleyin lütfen. Antep'te çocuklarını uyuşturucudan kurtarmak için kapı kapı gezen annelere çare olamadınız. Kadınlar, tedavi ederler diye çocuklarını Menzil tarikatının kapısına götürüyo ağlayarak. Memnun musunuz bu tablodan? "Antep sağlık üssü" diye masal anlatıyorsunuz. Dermatoloji, kulak burun boğaz, göz, kardiyoloji gibi en temel alanlarda randevu bulamıyor halk. Antep'te çocuk cerrahı o kadar az ki her gece koca şehirde sadece 1 çocuk cerrahı bütün hastanelerin ortak nöbetini tutuyor. Bakın, sizin vekillerinizin bile telefonları susmuyor. Halk randevu için torpil arıyor, olmadı, çetelere düşüyor Sayın Bakan. Randevu çetesi, sahte ilaç çetesi, reçete çetesi, bıçak parası çetesi, en çeşitli, en renkli çeteler sizin alanınızda cirit atıyor.

Sağlık sisteminin çöktüğünün yüzlerce göstergesi var ama bakın, bebeklerine tüm aşılarını ücretsiz yapamayan bir ülkede, aşı olamadığı için yüz yıl öncesinin hastalıklarından çocukların hastalandığı, öldüğü bir ülkede, çocukların okulda bir öğün ücretsiz yemek verilmediği için bodur kaldığı bir ülkede kimse Türkiye Yüzyılı masalı falan anlatamaz. Efsanenin çöktüğünü herkes biliyor Sayın Bakan. Sadece hizmete erişemeyen yurttaşlar değil, şiddetten kurtaramadığınız, iş yükünü katmerlediğiniz hekimler de hemşireler de sağlık işçileri de biliyor. Bu sistemden memnun olan tek kesim sermayedarlar. Şirketlerin sağlığını koruyan bu bütçeye "hayır" diyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)