FATMA ÖNCÜ (Erzurum) - Evet, teşekkür ediyorum ben, gerçekten çok güzel bilgiler edindik.

Benim naçizane bir önerim olacak: Şimdi, sizi dinlediğimizde gördük ki sunumlarda "Engelli çalıştırsın." diye farklı farklı teşvikler, farklı farklı çalışma modelleri... Aslında bu bir anayasal haktır bir taraftan da yani bu bir imtiyaz, bir hayır kurumu gibi algılanmamalı, bu, yasal bir haktır çünkü "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir birey hangi haklardan yararlanıyorsa engelli de hiçbir ayrım gözetmeksizin o haklardan yararlanmakla mükelleftir." diye bakmak gerekiyor. Bu teşvik çeşitliliğine sadece engelli olarak değil hem kadın hem genç hem engelli olarak zorunluluk getirmek gerektiğine inanıyorum ben. Yani parasal cezalar, işte farklı teşvikler, vesaire, vesaire, bunların çok da fazla bir yaptırımı olacağını... Ben de geçen süre içerisinde bir engelli çalışan olarak yaşadığım süreçlerde gördüm ki çok bir anlamı yok. Firmaların çoğu, özellikle bazı "business" kısımda çalışan -az önce Ayşe Başkanımızın dediği gibi- beyaz yakalı kısımda zaten hemen hemen hiç değerlendirilmiyorlar, tamamen hizmet birimi ki size de bilahare sordum "Bunlar daha çok hangi alanda değerlendiriliyor?" diye. Siz kendiniz de dediniz ki: "Bunlar temizlikçi işte, falan falan..." Dolayısıyla, ben şuna inanıyorum: Bu kota, ceza falan, bunların hepsinin dışında kesinlikle ve kesinlikle zorunlu olması gerekiyor. Para cezası tamamen kaldırılmalı "kadın çalışan, genç çalışan, engelli çalışan" diye mutlaka ve mutlaka zorunlu bir yaptırımın olması gerektiğine inanıyorum; bir öneri yani.

Teşekkür ederim.