| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 31 .10.2025 |
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, sevgili arkadaşlar, değerli Başkanım; tartışmaların tamamında öne çıkan kavramları ortaya koyup bu kavramları tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Birçok sözcü arkadaşımız başta millî irade, millet egemenliği, tecelligâh, itibar, demokrasi, halk egemenliği, katılımcılık, çoğulculuk kavramlarını kullanarak konuşmalarını sürdürmeye ve tamamlamaya çalıştılar ve Anayasa'ya, demokrasiye, Atatürk ilke ve devrimlerine, cumhuriyetin niteliklerine bağlılık yemini etmiş insanlar olarak "tecelligâh" olarak nitelendirdiğimiz Meclisimizde Anayasa ayaklar altına alınıyorsa, Anayasa Mahkemesinin kararları ayaklar altına alınıyorsa, herkesin titreyip bir kendine gelmesi gerektiği çok açık. O nedenle, eğer demokrasiyi, hukuk devletini biz rafa kaldırırsak -bu ülkede ekonomiyi de bütçeyi de konuşmamızın çok mantığı kalmadı- itibarı da başka yerlerde aramamızın gerektiği çok açık. Eğer bu Meclis halkın dertlerine kör, yürütmenin keyfine sessiz, harcamalara denetimsiz kalırsa bütçenin büyüklüğünün hiçbir önemi kalmaz, demokrasinin küçüklüğünü konuşmaya başlarız.
Sevgili arkadaşlar, elbette milletvekilleri olarak Mecliste bir yanıyla yasama, bir yanıyla denetim görevimizi ama ondan daha kıymetlisi de -asil olan millettir- milletin vekilleri olarak temsiliyetimizi kullanmaya çalışıyoruz. Denetimle ilgili hususlarda Sayın Başkanımız başta olmak üzere, bir yığın istatistik veri verildi. Süresinde cevaplanma oranı yüzde 14, cevaplanmama oranı yüzde 22; verilen cevapları konuşmaya utanırım. Bu atanmış memur bakanlar, bu ülkeye, bu millete uzaktan bakanlar bu gücü nereden alıyorlar acaba?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bu küçümseme niye ya?
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Bugün milletvekilleri, Meclisimiz -çok özür dileyerek söylüyorum- sokaklarda bu kadar itibarsızsa bunun sorumlusu kim? Bu gücü nereden buluyorlar? O nedenle sevgili arkadaşlar, başta tarafsız ve bağımsız olan Meclis Başkanımız eliyle, başta iktidar ve ona destek veren partilerin milletvekillerinin... Bunun sorumlusu herhâlde testiyi taşıyanlar olarak... Muhalefet milletvekilleri değil diye düşünüyorum.
Sayın Başkanımız, elbette bu ülkede hak arayan insanların gözaltına alındığı, tutuklandığı, cop yediği, gaz yediği yerde milletvekillerinin niye gaz yediğini sorgulamak, tartışmak abesle iştigal ama 8 Eylül tarihinde kuşatma altına alınan İstanbul İl Başkanlığımızda gaza ve şiddetle fiziki müdahaleye maruz kalan arkadaşlarınızdan biriyim. 10 Eylülde soru önergesi verdik, 16 Ekimde, sağ olsun, Meclis Başkanlığımız Sayın Bozdağ imzalı cevabını verdi, İçişleri Bakanlığından cevap dahi yok ama verilen cevabı dikkatlerinize sunmak istiyorum, diyor ki: "Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve milletvekillerinin itibarı ve saygınlığının korunması konusunda azami hassasiyet gösterilmekte ve gerekli müdahalelerde bulunulmaktadır." Hangi azami hassasiyet? Hangi müdahaleler yapılmıştır? Kim hakkında hangi soruşturmalar açılmıştır? Burada darbeye maruz kalan milletvekillerimizle ilgili Meclis Başkanlığı ne tür girişimler yapmıştır? Bunların açıklanmasını bekliyoruz.
Değerli arkadaşlar, bütçeye geldiğimiz zaman yine çok sayıda arkadaşımız rakamsal verilere yer verdi. Bütçe yüzde 52,9 oranında artırılmıştır ama bunun içerisini ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Çalışanlarımız söz konusu değil mi? Çalışanlarımız sadece Meclisle de sınırlı değil, bu ülkenin bütün çalışanları söz konusu. Bütçeye koyduğunuz personel giderleri artış oranı yüzde 17. Bu neyin itirafı ya da belgesi? Bütçe gerekçesine koyduğunuz gerçekleşmiş enflasyonun değil, hedeflenen enflasyon oranında artışların göstergesi. Peki, cari transferler ve sermaye giderlerindeki artışlar... Arkadaşlarımız da ifade ettiler, Sayın Başkan, sadece 2026 bütçesini görüşmüyoruz, izleyen iki yıl bütçesini de görüşüyoruz. Cari transferlerin üç yıllık ayrılan bütçe toplamı 18 milyar liradır. Biz halkın haber alma özgürlüğü için mücadele veren, Anayasa'yla güvence altına alınan ve o objektif görevini yapmaya çalışan basın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanan RTÜK'e neden cari transferlerde üç yıl boyunca bu kadar büyük kaynakları aktarmak durumunda kalıyoruz? RTÜK'ün 2026 bütçesi 2,5 milyar, onun 1,5 milyarını Meclis Başkanlığından aktarıyoruz ve neredeyse personel giderlerinin tamamı.
Değerli arkadaşlar, sermaye giderleri yatırımı içermektedir ama arkadaşlarımız tasarruf genelgesine atıfta bulunarak çelişkiye dikkat çekti. Sayın Başkan, sadece 2026'yla sınırlı değil, 800 milyon olan 2025'teki bütçe 2026'da 3 milyar küsur, izleyen yıllarla birlikte üç yılda 11 milyar lira sermaye giderleri. Bunun içerisinde de gözden kaçan, yine tasarruf genelgesinde taşıt alımını mecbur olmadıkça yasaklayan da bir hüküm var; Meclisimizde şu anda 136 araçla hizmet verilmekte, 2026 içinde 20'si binek araç olmak üzere 30 araç alımı öngörülmektedir. Bu sermaye giderlerinin ve cari transferlerin nereye, ne şekilde kullanılacağı konusunda mutlaka ve mutlaka Komisyon bilgilendirilmelidir.
Değerli arkadaşlar, Kamu Denetçiliği Kurumunun temel esası ne? Anayasa, hukuk devleti, insan hakları, bu alanda idarenin varsa ihlallerini gidermek adına görev yapan bir kurum. Peki, Can Atalay kim? İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiydi, tutanaklara böyle geçti, oy birliğiyle Komisyon üyesi olan arkadaşımız, bu arkadaşımızın insan hakları ihlaline uğradığı Anayasa Mahkemesince defalarca ifade edilmesine rağmen ve o kurulda hakları korunması gerekmesine rağmen ne yazık ki Can Atalay bugün milletvekili değil. Millî iradeden söz ediyoruz değil mi? Milletvekilini halk seçiyor, milletvekilliği düşürülüyor, cezaevine tıkılıyor; belediye başkanlarını milyonlarca yurttaş irade ortaya koyarak seçiyor, görevden alıyorsunuz, tutukluyorsunuz, bir kısmını görevinden uzaklaştırıp kayyum atıyorsunuz; onunla da yetinmiyorsunuz, diyorsunuz ki: "Demokrasinin olmazsa olmaz, vazgeçilmez unsuru siyasi partilerde genel başkanınızı, il başkanınızı bile biz belirleriz." Değerli arkadaşlar, bu kadar çelişkinin içerisinde konuşulacak çok söz kalmamaktadır.
Sayıştay... Trilyonlarca liralık kamu kurumu harcamalarını denetleyecek olan Sayıştayın bütçesi son derece yetersizdir. Bunu şunun için özellikle ifade etmek istiyoruz: Etkin denetim için insan kaynağı, teknik kapasite, bağımsız bütçe şarttır. Sayıştayın güçlü olmadığı yerde denetlenen güçlü olur ama devlet zayıflar. O nedenle, Sayıştayın bütçesini de ne yazık ki yetersiz buluyoruz.
Aynı öneriler noktasında, Kamu Denetçiliği Kurumunun bir hak ihlali ya da Anayasa ihlaline, mevzuat ihlaline daha dikkat çekerek sözlerimi tamamlayayım. Yasaya göre -kanunu var Kamu Denetçiliği Kurumunun- faaliyet raporunun izleyen yılın ocak ayı sonuna kadar Komisyona gelmesi, ara verme, tatil günleri dışında iki ay içerisinde Komisyonca rapora dönüştürülüp Başkanlığa sunulması, ardından da Meclise ivedilikle görüşülmek üzere sunulması gerekiyor, değil mi? Evet. Aynı zamanda kamuoyuna açıklanması açısından da Resmî Gazete'de yayımlanması gerekiyor, doğru mu? Doğru. Soru şu: Resmî Gazete'de yayımlandı mı? Hayır, sadece bu yıl değil, geçtiğimiz yıllarda da bu böyle. Peki, 2023 yılı Faaliyet Raporu 2024 yılında görüşülebildi mi? Hayır, geri çekildi. 2023, 2024, 2025 yılında lütfen görüşüldü Şimdi, arkadaşlar, Anayasa'yı, hukuku uygulaması gereken, demokrasinin beşiği olan Mecliste bu kurumlarda eğer hukuk ihlali yaparsak sokağa çıkıp bu ülkeye demokrasiyi, millî iradeyi, halk egemenliğini nasıl anlatabiliriz? İtibar yükselteceksek bu itibarı böyle yükseltebilmeliyiz.
Son olarak da Kamu Denetçiliği Kurumunun bütün faaliyet raporlarına bakınız, en son bölümünde çok haklı talepleri var: Anayasa Mahkemesine dava açma yetkisi istiyorlar, yok. Resen dava açma yetkisi yok. Bilgi, belge isteme noktasında yetkisi var mı, yaptırım gücü var mı? Yok. Sonra Kamu Denetçiliği Kurumundan da farklı şeyler bekliyoruz. Hiç olmazsa onların ihtiyaçlarını iktidar gidermelidir diyorum.
Teşekkür ediyorum.