| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 25 .11.2025 |
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Çok Kıymetli Bakanım, kıymetli Komisyon üyeleri, çok kıymetli Bakan Yardımcılarım, çok değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, tabii, adaletin hem geçmişini hem bugününü tabii ki hem de geleceğini konuşmak üzere burada toplanmış bulunuyoruz ama tabii ki öncelikle şu temel soruyu da sorarak konuşmama başlamak istiyorum: Tabii, biz 2002'lere gidince, maalesef, bundan rahatsızlık duyan arkadaşlarımız da oluyor, olmuyor değil. Biz 2002'de nasıl bir adalet sistemini devralmıştık ve bugün buraya, nerelere, nasıl geldik, bunları da tabii ki hatırlatmamız gerekiyor. İnsan beşerdir, unutur ve unutan aziz milletimize dünden bugüne nasıl geldiğimizi de tabii ki hatırlatmak durumundayız.
Öncelikle, vatandaşın adaletten ilk beklentisi nedir? Tabii ki adaletin hızlı bir şekilde sonuçlanmasıdır. Bugün idari yargıda ortalama görülme süresi yüz altmış sekiz gün; bu, Fransa'da üç yüz on dört gün, Almanya'da dört yüz sekiz gün ve İtalya'da beş yüz yetmiş dört gündür. Bu, Türkiye açısından, gerçekten, tabii ki önemli bir mesafe katedildiğini de göstermektedir. Hukuk yargısında üç yüz doksan yedi gün, istinafta ise yüz otuz altı gün. Tabii, Avrupa Konseyi Adalet Etkinliği Komisyonu verileri açıkça şunları söylüyor: "Türkiye, iş yükü ve nüfusuna rağmen Avrupa ortalamasından daha iyi durumdadır." Bu başarı elbette ki yirmi üç yıl boyunca atılan yapısal adımların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır yani tesadüfi değildir.
Peki, bu hız nasıl sağlandı? Bu kadar, bu yirmi üç yıl içerisinde neler yapıldı, bu hız neden sağlandı? Tabii ki hâkim ve savcı kaynağımız, insan kaynağımızla sağlandı bütün bunlar. Peki, hâkim, savcı sayılarımız neydi? 2002 yılında 9.349 savcı, hâkimimiz varken bugün 25.452 hâkim, savcıya ulaşmışız ve yüzde 172'lik bir artış sağlanmış. Kadın hâkim, savcımız -kadınların iş hayatında eksik olduğunu ifade edenlere karşı tabii bunu ifade etmek istiyorum- 2002 yılında 1.807 kadın savcı, hâkimimiz varken bugün 9.813'e ulaşmış ve yaklaşık yüzde 431'lik bir artış sağlamışız. Bu, gerçekten çok dikkat çekici. Hâkim sayımız 6.113'ten 17.398'e çıkarak yüzde 185'lik bir artış sağlanmış, savcılarımızda da 3.236'dan 8.054'e ulaşarak yüzde 149'luk bir artış sağlamışız. Bugün, Türkiye'nin yargı insan kaynağı 2002'ye göre 2 değil, 3 kat daha fazla güçlenmiştir.
Yine, basit ama kritik bir soru daha aklımıza geliyor: Adalet personelsiz olur mu? Elbette ki olmaz. Personel sayımız 51.681'den bugün 179.440'a yükselmiş durumdadır ve bu da yüzde 247'lik bir artışı ifade etmektedir. Adli yargı mahkeme sayımızda 3.581'den 8.681'e çıkarak yüzde 142'lik bir artış sağlanmıştır. Yine, idari yargı mahkemelerimizde 146'dan 239'a çıkarak yüzde 64'lük bir artış sağlanmıştır. Bu artışlar hem hızın hem de kapasitemizin arttığının en somut örnekleridir, göstergeleridir.
İhtisaslaşma bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri hakkında da aklımıza tabii şu soru geliyor: Yargı yükünü azaltmanın en etkin yolu nedir? Tabii ki ihtisaslaşmadır. Toplam ihtisas mahkemelerimiz 986'dan 2.813e ulaşmıştır günümüzde. İş, aile, tüketici, ticaret, fikrî ve sınai haklar, hepsinde kapasitemiz birkaç kat artış göstermiştir. Bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri artık ülkemizin her bölgesine yayılmıştır ve yargılamaların makul sürede sonuçlanmasını sağlayan ana mekanizma olmuşlardır.
Bir başka hayati soru daha aklımıza gelmektedir: Adli Tıp olmadan adalet olur mu? Adli Tıp Teşkilatı bugün 81 ilimizde tam kapasite olarak hizmet vermektedir. 2002 yılında yalnızca 25 ilde hizmet vardı, bugün 81 ilin tamamında Allah'a çok şükür hizmet vermekteyiz. Şube müdürlüklerimiz 18'den 147'ye, personelimiz 920'den 3.288'e, ihtisas kurulu 5'ten 11'e ulaşmıştır. Bu artış adli süreçlerin hem hızını hem doğruluğunu güçlendirmiştir.
Yine, bir başka kritik soru daha aklımıza geliyor: "2002'de vatandaşın lekelenmeme hakkı var mıydı?" Hayır, yoktu. Bugün SYOK kararlarıyla 1 milyon 413 bin vatandaş haksız suçlamadan korunmuştur. "2002'de çocuk teslimi icra memurlarıyla mı yapılıyordu?" diye sorarsak, evet, çocuk teslimleri icra memurları vasıtasıyla yapılıyordu. Ancak bugün çocuklar psikologların eşliğinde, tamamen ücretsiz, çocuk dostu merkezlerde yapılmaktadır. Bu, gerçekten çok önemli, çok ciddi, çok takdir edilesi bir gelişmedir.
Peki, cezaevleriyle ilgili neler yaptık? Yetersiz olan cezaevleriyle ilgili, sıkıntılı olan cezaevleriyle ilgili neler yaptık? Tam 409 cezaevini kapatmışız, yerine rehabilitasyon odaklı modern kurumlar kurulmuştur. Her yıl 70 binden fazla hükümlü İşyurdu üretimine katılıyor, on binlercesi meslek öğreniyor, kütüphaneler, kurslar eğitim merkezleri de yoğun bir biçimde çalışıyor. Bu, cezalandırmadan çok topluma yeniden kazandıran bir infaz sistemi olarak gerçekten çok dikkat çekicidir. Sayın Bakanımızın nezdinde emeği geçen her bir bürokratımızı ben gerçekten tebrik ediyorum, Allah razı olsun.
Bugün şunu yine sormak icap ediyor: "Adalet 78 adliyeyle mi yürüyordu?" 2002'de sadece 78 adliye vardı, bugün tam 391 adliyemiz var. Kapalı alan 549 bin metrekareden 6 milyon metrekareye yaklaşık yüzde 959'luk bir artışı ifade etmektedir bu. Bu da önemli bir başarıdır. Türkiye âdeta baştan sona bir yatırım, dönüşüm sağlamıştır bu konuda.
Yine, "2000'de 'e-tebligat, e-duruşma, SEGBİS, mobil avukatlık sistemi' diye bir şey var mıydı?" Hayır, yoktu. Bugün 330 milyon e-tebligat, 7 milyonun üzerinde SEGBİS, 4 milyonun üzerinde e-duruşma, 60 kurum ve 200 farklı entegrasyonlu UYAP. OECD'ye göre Türkiye dijitalleşmede dünyanın en proaktif 5 ülkesinden birisi olmuştur, bu da takdir edilmesi gerekir.
Adalet Bakanlığının bütçemizdeki payı 2002'de 0,83 iken, bugün yüzde 1,90'a ulaşmıştır. Bütçe 808 milyondan bugün 389 milyar Türk lirasına ulaşmıştır. Bu artış sadece sözle değil, yatırımlarla da güçlendirildiğimizi göstermektedir.
Elâzığ için de Sayın Bakanım bazı taleplerimiz olacak. Sayın Başkanım, Palu-Kovancılar Adliyesinin yatırım programına alınarak ihale edilmesini bekliyoruz. Bu konuda yoğun desteğinize ihtiyacımız var. Palu-Kovancılar'dan sonra bizim Sayın Bakanım, vergi mahkemesi, bölge idare mahkemesi gibi bir talebimiz var, mümkünse bölge adliye mahkemesi. Tabii, bir de Ceza İnfaz Kurumumuzun çok önemli bir kampüse ihtiyacı var. Bunu da müteaddit defalar görüşmüştük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - O konuda da mesafe alındığını biliyoruz, bizlere bu konuda destekleriniz olursa seviniriz. 2026 bütçemizin ülkemiz için, adalet teşkilatımız için, Elâzığ'ımız için hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.