KOMİSYON KONUŞMASI

FATMA ÖNCÜ (Erzurum) - Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarımızın sunumları da çok değerli ve kıymetliydi. Öncelikle Sedef Hanım'la Bakan Yardımcılığı döneminde de istişare etmiştik bu konuyu, hakikaten ciddi anlamda takip eden bir anne olarak ona da ayrıca teşekkür ediyorum.

Aslında Türkiye'deki tablo yirmi üç yılda çok bambaşka bir yere geldi hakikaten yani bunları da takdir ederek ilerlemek gerekiyor. Elbette ideal seviyede miyiz, tartışılır, onun için bu Komisyon zaten çalışıyor, özverili bir şekilde çalışıyor, hiçbir şekilde siyaset malzeme edilmeden, tamamen rasyonel bir şekilde bir rapor doğrultusunda, tamamen fikir açısından da kamu sahada uygulama açısından da bir dönüşüm olsun diye herkes çok samimi yani o yüzden bir tık daha eleştirel değil de yapıcı olmayı öneriyorum ben.

Şimdi, burada tabii ki en önemli şeylerden bir tanesi Millî Eğitim Bakanlığı. Sahada bizim en çok karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi özel bakım merkezlerinin denetimi. Ayrıca, çocuk kaç saat eğitim alıyor, eğitim alırken anne yani aile kaç saat eğitim alıyor çünkü netice itibarıyla bu çocuğun yirmi dört saat yanında olan bir ebeveyn var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Buyurun, devam edin.

FATMA ÖNCÜ (Erzurum) - Onların da bu eğitim kısmına dâhil edilmesi gerekiyor. Ayrıca, nitelikli öğretmen konusu çok çok değerli çünkü mesela, herkesin bir hikâyesi olduğu gibi ben de kendi hikâyemden örnek vererek yola devam etmek istiyorum. Şimdi, benim ilkokul sürecimde mahalle mektebine annem beni götürdüğünde oradaki bir öğretmen şu cümleyi kuruyor anneme: "Niye bu çocuğa eziyet çektiriyorsunuz? Bırakın yani okuyup ne yapacak bu çocuk?" Aradan iki sene geçiyor, almıyorlar yani o dönemden bahsediyorum, bir başka öğretmene gidiyoruz, o da böyle canhıraş bir şekilde birebir ilgileniyor ki ben hani bayağı bir ona minnettarım, hâlâ da görüşüyorum, yaşıyor. Dolayısıyla yani bir öğretmenin engelli bir çocuk üzerindeki etkisi çok önemli, çok çok önemli ama bunun yanı sıra aile de çok önemli. Şimdi, az önce bu gölge öğretmen konusunu konuşurken acaba dedim bir proje yapılıp yani belli ki biz bu sayıyı kadro anlamında mümkün değil çünkü rasyonel değil, bu kadar personeli istihdam et, bu imkânsız, fiziki koşul da buna müsait değil zaten ama şöyle yapılabilinir: İşte, sağlık bilimlerinde eğitim alan öğrencilerimiz var ya da millî eğitimde sınıf öğretmenliği eğitimi alanların staj olarak bir yıl boyunca bu alanda hem ilerdeki mesleki hayatında da katma değer sağlasın diye eğitim sürecinde yani fakülte eğitimi döneminde bu arkadaşlar staj dönemi gibi bu görevlerde yer alabilirler. Hem kendileri bir anlamda mesleki olarak da çok önemli çünkü her öğretmenin aslında "özel öğrenci" diye tanımladığımız öğrencinin nasıl yetiştirilmesi konusunda eğitim alması gerektiğini düşünüyorum. Mesela, en önemli sıkıntılardan bir tanesi de okul müdürleri yani öğretmen çok nitelikli olabilir ama okul müdürleri empati kuramadıkları için ya da hani bu alanda eğitimleri olmadıkları için velilerle sürekli bir çatışma hâline giriyorlar. Bence Millî Eğitim olarak sürekli o idarecilere de bu anlamda eğitim kampları düzenlemelisiniz yani bunun çok büyük faydasının olacağına inanıyorum çünkü herkesin yakın engellisi olamayabilir, herkes bu konuya vakıf olamayabilir ama eğitimle her şeyin aşılacağına inanıyorum. Hani bu anlamda böyle bir çalışma yaparsanız fayda sağlayacağına inanıyorum.

Teşekkür ederim, sağ olun.