KOMİSYON KONUŞMASI

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum ben de.

Şimdi, Türkiye hapishaneleri, biliyoruz, çoklu koğuş sisteminden doğru, bugün tecrit ve izolasyonu aratmayacak uygulamalara sahne olan bir dönüşümü gerçekleştiriyor. Batı modernitesinin kapatma esasları aslında bugün uygulanmaya çalışılıyor ve Türkiye artık cezaevlerinde kendi mimarisini örmeye başladı. Mahpuslar bu mimariyi kuyu tipi olarak adlandırıyorlar. Yüksek güvenlikli hapishaneler bunlar, S ve Y tipi olarak tecrit ve izolasyonun, işkencenin, ağır hak ihlallerinin uygulandığı mekânlara dönüşmüş durumda. İnsanın tüm haklarını elinden alan, yalnızlaştıran bir sistem söz konusu. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan da müebbet hapis alan da süreli hapis cezası alan da tutuklu olarak yargılanan da bu cezaevlerinde tutuluyor, bir diğer ceza infaz kurumunda disiplin suçu işleyenler de idare gözlem kurullarının kararlarıyla bu yüksek güvenlikli cezaevlerine gönderiliyorlar. Mahpuslar yirmi iki buçuk saatleri bulan uzun süreler hücrelerde tutuluyorlar. Penceresiz, ızgaralı tellerle kaplı, havalandırma kapısı olmayan bu hücreler yalnızca insanlardan yalıtılma değil, güneşten, gökyüzünden ve havadan da yalıtılma anlamına geliyor. Bu koşullar kanunda yalnızca hücre cezası için öngörülen koşullar olup kuyu tipi hapishanelerde kalıcı duruma gelmiş durumda. Bugün 2024 yılında Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komitenin Beşinci Dönemsel Raporu'nda bu durum gündeme geldi ve ele alındı, kabul edilemez olarak görüldü, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi bunu kabul edilemez olarak gördü. Anayasa'mız 17/1'de var, "Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı güvence altına alınmıştır." diyor ve maalesef ki kendi hukukumuza, yasalarımıza dahi uymuyoruz.

Sayın Bakan, sunumunuzda, sayfa 27'de var, diyorsunuz ki: "Ceza infaz sisteminde amaç yalnızca suçluları cezalandırmak değil, onları yeniden topluma kazandırmak, toplumsal ihtiyaçlara cevap veren bir ceza infaz sistemi oluşturmak ve yine, insan hakları standartlarına uygun, modern ve rehabilitasyon odaklı kurumlar inşa etmek." S ve Y tipleri, yüksek güvenlikli cezaevleri bu durumda neyi ifade ediyor? Bu söylediklerinizin karşılığı mıdır bu cezaevleri? Ve, bu kurumları yürütmek üzere ceza infaz yasaları düzenlenmiş, 5275 sayılı Yasa ve o yasada dahi havalandırma hakkından bahsediliyor, gözetilmeme hakkından bahsediliyor ama maalesef ki kendi kanununuza, yasanıza dahi uymuyorsunuz. Bir Adalet Bakanına "Kanununuza uyun!" nasıl denir, bilmiyorum, söylüyorum, kanunlara uymuyorsunuz.

Bakınız, bu hak ihlallerine, işkencelere karsı mahpuslar bugün açlık grevindeler. Sincan'da, Antalya'da, Çorlu'da, Kırşehir'de açlık grevleri devam ediyor, mahpuslar başka cezaevlerine sevklerini istiyorlar, bu kuyu tipi cezaevlerinin kapatılmasını istiyorlar. Bu duruma karşı tutumunuz nedir? Yaşamları sizin sorumluluğunuzda ve birçok hak savunucusu ve kurum S ve Y tipi hapishanelerin insana dair işkence merkezleri olduğu tespitini yapıyor ve siz buna karşı duyarsız kalamazsınız. Bugün bir cezalandırma yöntemi olarak kapatılmanın bile tartışılması gereken bir yerde mahpuslara ayrımcılık uygulanması, yüksek güvenlikli gibi kategorize edilerek buralarda izolasyona tabi tutulmaları suçtur, insan hakkı ihlalidir. Kapatılmanın gayesi aşılmıştır, insan sağlığına zarar verecek bir cezalandırma yöntemine dönüşmüştür, bu kötü muamele ve işkence suçudur.

Diğer taraftan, Sayın Bakan, bu cezaevlerinin yapımı için milyarlarca lira para harcanmış, kamu kaynakları heba edilmiş ve belli gruplara aktarılmış olarak görülüyor. Bunların iktidarınızla ilişkili sermaye ve yandaş gruplar olduğu görülüyor. İhalelerin büyük bölümü pazarlık usulünde 21/a ve 21/b kapsamında yapılmış yani adrese teslim ihaleler ve şimdi, hâlâ yeni cezaevleri yapmadaki ısrarınızı nereye bağlayalım? Adalet Bakanına "Kanununa uyun!" demek, 5275 iç hukuku ihlal edilmiş, sadece 5275 mi, AYM kararları, AİHM kararları var ve yakın zamanda Elâzığ'da infaz hâkimliğinin, idare gözlem kurullarının görev ve sorumluluklarının sınırlarını çizen Elâzığ 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından onanmış Emin Güler kararı var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Bozdağ.

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - O çok önemli.

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - Onu bana verir misiniz?

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Bu idare gözlem kurullarıyla ilgili bundan sonra emsal karar olacak mı, olmayacak mı; bunu bekliyoruz.