KOMİSYON KONUŞMASI

BARIŞ BEKTAŞ (Konya) - Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar; ülkemizde adaletin geldiği noktada sorunları bize ayrılan kısa sürede anlatmak mümkün değil ancak toplum katmanlarının ayrımının netleştiği ve gelir adaletini hızla bozulmasıyla suç eğilimlerinin ekonomiyle doğrudan ilişkisini ortaya koyan yeni nesil çetelere değinmek istiyorum. İlk önce şu tespiti yapmak şart: Yeni nesil çeteler AKP iktidarının adaleti yok eden politikalarının ürünü. Bu kanlı çeteleşme sorunu, adalete güvenin yok olduğu, adaletin en iyi sonuçta dahi telafisi imkânsız derecede geciktiği ve sokağın kendi kanununu yazdığı bir ortamın meyvesidir Hükûmeti ve temsilcilerini eleştirenler noktasında çok hızlı işleyen yargı sisteminin, toplumu tehdit eden diğer suçlarda âdeta pasif kalması ve topluma adaletin alınıp satılır bir şey olduğu hissiyatının yerleşmesi, çeteleşmeyi artırmıştır. Söz konusu çetelerin, isimlerini çizgi film karakterlerinden alan, devlet tarafından ıslah edilemeyen, suça sürüklenen çocukları kullanarak çoğu zaman küçüklerin infaz rejiminin avantajlarından yararlanan yapılar olduğunu görüyoruz. Toplumun birçok kesimine fakirliği bir kader olarak dayatan iktidarınızın ücretsiz eğitim başta olmak üzere istihdam ve birçok konuda fırsat eşitliğini ortadan kaldırmasıyla çocuklar ve gençlerin düzgün şartlarda hayatını devam ettirme umudu dahi kalmamıştır. Eskiden de bu toplumda fakirlik vardı ama fakir bir ailenin çocuğu da iyi bir eğitim görerek dikey geçiş umudu taşırdı ve siz bu umudu yok ettiniz. İşte, bu umutsuzluk ortamında sosyal medyayı kendilerini bir marka gibi pazarladıkları bir güç vitrini yapan 15-25 yaş arasındaki gençleri devletin bıraktığı boşlukta avlayan tehlikeli bir suç alt kültürü oluştu. Kısaca, suça sürüklenen çocukların ıslahı... Suçla mücadelede devletin zayıflığından aldıkları cüret ve ekonomik temelli, yine sizin yerleştirdiğiniz lüks hayata kavuşma özentisiyle bu yapılar son derece yaygınlaştılar.

İktidarınız, yıllardır yargıyı sistematik olarak aşındırdı, muhalif avlamak dışında resen görev yapamaz hâle geldi. Savcılar siyasi baskının gölgesinde suç örgütlerinin üzerine gidemez hâle geldi. Gerçek suç örgütleri siyasi pazarlıklarla ya da cezasızlık politikalarıyla korunurken tutuklama tedbiri siyasi muhalifleri susturmanın bir sopasına dönüştü. Ülkenin önünde tek bir yol vardır ve bu nettir: AKP öncelikle bütçeyi adil bir şekilde sosyal devlet ilkesine uygun dağıtmalı ve yargı üzerindeki müdahalesini sonlandırmalıdır. Her türlü toplumsal ve siyasi olayı yargı eliyle dizayn etmeye son vermelidir. Maalesef adaletten anladığınız, hak arayan sendikaları, ezilenleri, hayvan ve doğa hakları savunucularını, ülkemizin doğal kaynaklarını, ormanlarını, zeytinliklerini, ırmaklarını koruyan yurttaşlarımızı ezmek olmuş, işte bu uğraşınızla çeteler, illegal yapılar çoğalmış ve istediğiniz gibi at koşturmakta. Sizin adaletiniz ülkeyi, toplumu ve yurttaşları değil, vatandaşlarımızın can, mal güvenliği, seyahat hakkı gibi anayasal haklarını korumak üzerine değil, maalesef iktidarınızın devamı üzerine odaklanmış. Bu çarpık düzen yargı süreçlerini de felç etmiştir. Yıllarca süren soruşturmalar, keyfî gerekçelerle uzatılan tutukluluk süreleri yurttaşların hayatını gasbetmekte ancak bu uzun ve yıpratıcı süreçlerin sonunda ne yazık ki adaletin gerçekten tesis edildiği konusunda ciddi şüpheler oluşmaktadır. İşte bu adalet anlayışınızla bu yapılar devamlı büyümeye devam edecektir.

Sayın Bakanım, konuşmanızın başında normlar hiyerarşisini sağlamakla ve yargı organlarının kararlarının Anayasa'ya uygunluğunu denetlemek ve yürütme ve türevi olan idareyi denetlemekle yükümlü Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını mevzuata kazandırmakla haklı olarak övündünüz. Ancak Can Atalay başta olmak üzere yurttaşların lehine olan kararları yok sayarak kendinizle çelişiyor ve hukuka, demokrasiye ve ülkemize büyük kötülük ediyorsunuz. Bu tavırdan acilen dönülüp hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilerek otoriteyi kısıtlamalarla değil, adalet üzerinden kurarak bu karanlık düzene son verme zorunluluğu vardır, başka çare yoktur.

Saygılarımla.