RECAİ BERBER (Manisa) - Sayın Başkan, hepinize günaydın, hayırlı sabahlar.

Öncelikle, değerli bürokrat arkadaşların sunumuna yetişemedim, özür diliyorum. Geneli üzerindeki konuda ben sadece birkaç hususu belirtmek istiyorum.

Bir kere, kanun, Siyasi Etik Kanunu ama yani bütün siyaset kurumunu kavrayan bir kanun olarak düzenlenmiyor. Zaten 1'inci madde kapsam olarak belirttiğinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde, içinde kurulan ve sadece milletvekilleriyle ilgili bir düzenleme yapan bir kanun. Dolayısıyla, hani biz bir ara "Milletvekili kanunu çıkaralım." demiştik hatırlarsanız. Yani milletvekillerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, parlamenterlerinin kendilerine özgü bir kanunu bile yok. Plan ve Bütçe Komisyonunda bu konuda bir çalışma yapıldı, geldi, bu, her şeyiyle yani özlük haklarından tutun da diğer görevlendirmeler, her türlü haklarıyla ilgili düzenleme yapılacaktı. Dolayısıyla aslında, böyle bir milletvekili kanununun bünyesinde böyle bir düzenleme çok rahatlıkla yapılabilirdi. Neden? Çünkü yani milletvekillerinin uyması gerekli durumlarla ilgili bir düzenleme bu; yoksa burada başlığında veya kanunun adında olduğu gibi bütün siyaset kurumunu içeren bir Siyasi Etik Kanunu değil. Öyle olsaydı burada diğer siyasi parti örgütlerinin de işte başkanları var, yöneticileri var, milletvekili olmayan genel başkan yardımcıları var hadi genel başkanlar oluyor da, il başkanları var ya da o partilerin başka kurulları var, o kurulların üyeleri var; siyaset orada yapılıyor. Biz burada milletin temsilcileri olarak bir yasama ve yürütmeyi denetleme görevi yapıyoruz ama siyaset, milletvekillerinden ibaret değil. Siyasetin belki bir kısmı ve daha çok da aysbergin görünen kısım biz oluyoruz, yoksa bir de aysbergin görünmeyen kısmı var. Aslında bütün, eğer siyaset kurumunun tamamıyla ilgili bir etik kanunu düzenleniyorsa, bu 1'inci maddedeki amaç ve kapsam zaten bunu içermiyor diye düşünüyorum.

İkinci husus da, tabii, demin dediğim milletvekillerinin tabi olduğu o hususlar değişik kanunlarda, değişik yerlerde yer almış dağınık bir şekilde. Ne bileyim, işte, mal bildirimi bir başka kanunda, yasamayla ilgili görevler bir başka kanunda; kimisi İç Tüzük'te, yani dağınık vaziyette. Böyle bir kanun, sadece milletvekillerinin, sadece Parlamento üyelerinin etik kurallara veya ilkelere bağlılığı konusunu düzenleyen bir kanun çok spesifik bir kanun oluyor bana göre. Yani genel bir kanunun, milletvekili kanununun bünyesinde olabilir ya da bütün siyaset kurumunu düzenleyen bir kanunun bünyesinde milletvekilleri de düzenlenebilir ama bu, sadece Parlamento üyelerini düzenliyor. Bu açıdan ben de şunu merak ediyorum: Diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerde hangi parlamentoda, hangi ülkede demiyorum artık, çünkü hangi parlamentoda böyle bir kurul var, komisyon var ve orada bu şekilde -bir yasa ya da iç tüzük olabilir; kendi mevzuatları açısından değişik şekillerde düzenleniyor olabilir- böyle bir düzenleme var mı? Örnek olarak en azından... Belki bütün ülkelerde yoktur, herkesin kendi bünyesine uygun düzenlemeleri vardır ama bizimkine benzer, bu yaptığımıza benzer bir uygulama olan ülke var mı onu merak ediyorum ve bu konuda bir açıklık getirilirse memnun olacağım.

Çok teşekkür ederim.