KOMİSYON KONUŞMASI

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basınımızın emekçileri, Meclisimizin emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu FETÖ meselesine aslında hiç girmeyecektik ama madem mevkidaşımız bundan bahsetti, şunu söyleyeyim...

EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Sabah bahsedildi, o yüzden.

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bu FETÖ meselesiyle ilgili herhâlde biz burada şimdi oturup konuşmaya başlasak ve geçmişte sizin milletvekillerinizin, parti üyelerinizin dediği şeyleri açıklasak hakikaten insan içine çıkacak yüzünüz kalmazdı. Bizzat Cumhurbaşkanınızın "Kandırıldık." dediği bir...

(AK PARTİ ve İYİ Parti milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar)

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - 1950'lere gidiyorsunuz ama bu...

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - "Ne istediniz de vermedik?" diyen kimdi? "Ne istediniz de vermedik?" diyen kimdi ya, Allah aşkına ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, yanlış tarafa söz atıyorsunuz, Sayın Özlale konuşuyor.

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - 1950'lere gidiyorsunuz ama bu ülkenin başkentinin büyükşehir belediye başkanının neden görevden alındığını söylemiyorsunuz. Allah aşkına! Yani FETÖ'de en son konuşacak sizken üste çıkmanıza anlam veremiyoruz.

Şimdi konuşmama döneyim ben. Şimdi bu savunma sanayisinin siyasileştirilmesi konusuna geldiğimiz zaman, bu ülke 1930'larda, 40'larda, 50'lerde, 60'larda, 70'lerde çok önemli şirketler kurdu, bizim çok önemli müteşebbislerimiz bu konularda önemli işler yaptı. Bunlar -işte sayıyorum- Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil, Şakir Zümre. 1970'lerde biz ASELSAN'ı, HAVELSAN'ı, TUSAŞ'ı kurduk. Ya, 1980'lerde ROKETSAN'ı kurduk. 1987'de merhum Turgut Özal tarafından Savunma Sanayii Başkanlığı kuruldu. Bunlarla ilgili, ben o dönemleri de hatırlıyorum, bunların hiçbir tanesini, bu kurumlar bizim hepimizin kurumları olduğu için hiçbir zaman biz bunları siyasileştirmedik "Biz yaptık." denmedi "Bunlar bizim milletimize, ülkemize armağan olsun." dendi. Bugün bizim eleştirdiğimiz noktalardan bir tanesi budur. Savunma sanayiyle ilgili yani siyasileştirmeden kastımız şudur: Bu ülkede savunma sanayi AK PARTİ dönemiyle başlamadı, AK PARTİ dönemiyle de gelişti ve her olumlu projeye de bütün muhalefet partileri de her zaman için olumlu yanıt verdi.

Şimdi, ben, az zamanım var, birkaç tane şeyden bahsetmek istiyorum, eksik gördüğümüz şeyden bahsetmek istiyorum. Onlardan bir tanesi şudur: Savunma sanayine ben daha fazla kaynak yaratılması gerektiğini düşünenlerdenim. Burada birkaç tane nokta var; bir, savunma sanayiinde ortaya çıkan bir teknolojik gelişmenin diğer sektörlere aktarılması gerekiyor. Bizim burada Millî Savunma Üniversitesine çok önemli bir rol düşüyor çünkü dünyada bütün teknolojik gelişmeler savunma sanayideki bir teknolojik ilerlemenin, buluşun diğer sektörlere aktarılmasıyla yapılır -kalkınma tarihi ki uzmanlık alanım- ülkeler böyle kalkınırlar. Dolayısıyla, ben Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında da söyledim, burada da söyledim, bizim yapmamız gereken şeylerden bir tanesi, bizim gururumuz olan bu ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN'daki teknolojik gelişmeleri diğer sektörlere aktarabilecek bir mekanizmayı oluşturmamız lazım. Bu mekanizmayı oluşturursak o zaman diğer sektörler de buraya yapılan yatırımlardan kâr eder. İkincisi, bizim özellikle orta ölçekli yerli şirketlerimizin daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor bu sektörde, burada bir eksiklik var. Üçüncüsü de beyin göçünün engellenmesi gerekiyor. Özellikle biraz önce bahsettiğimiz şirketlerde çok önemli anlamda beyin göçü var Sayın Bakanım.

Birkaç tane eksikten bahsedip ondan sonra son bir dakikada önemli olan bir gizlilik meselesine gireceğim. Bir, eksik gördüğümüz şeyler, millî muharip uçak motor problemi çözülmeden proje ilerlendiği için bugün hepimizin malumu olan noktaya geldi. Altay tankının yerli güç paketi hâlâ ortada yok, Kore'nin kendi tanklarında kullanmayı reddettiği bir transmisyonu biz kullanmak zorunda kaldık. S-400 ve F-35 meselesine çok girmeyeceğim. Şeffaf olmayan bir fon dağıtımı bütün sektörde konuşulan şeylerden bir tanesi. Yetersiz bir alt yüklenici ekosistemi var. ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ gibi devlerin altında biraz önce söylediğim gibi, orta ölçekli tedarik katmanı pek oluşturulamamış durumda.

Bir başka nokta da şudur Sayın Bakanım: Savunma projelerinde gizlilik esastır. Mesela, caydırıcılık dediğiniz şey sadece gösterdiğinizle değil, göstermediğiniz şeyle de doğar. Mesela, füze menzillerinden radar kapasitesine, hava savunma sistemleri katmanlarından İHA, SİHA'ların teknik özelliklerine kadar gizli kalması gereken bilgilerin propaganda uğruna sosyal medyada paylaşılması bizce çok önemli bir yanlış. Örnek verelim, mesela, biz yükseklik, attığı füzenin menzili, geliştirilmekte olan hava savunma sistemlerinin koruma özellikleri, daha onlarca gizli kalması gereken bilgileri bir popülist propagandayla açıklıyoruz. Bakın, bu çok önemli bir yanlış. Mesela, bir ATMACA füzesinin gizli kalması, İHA'larımızda kullanılabilen seyir füzeleri bizim açımızdan çok daha önemli şeyler. Yani, mesela cani Netanyahu birkaç hafta önce ABD'nin bile bilmediği sistemleri Trump'ı şaşırttığını söyledi. Onlar bunları gizlilikle götürebilirken, gizlilik esasken, bizim burada yaptığımız teknolojik ilerlemeleri, kaydettiğimiz ilerlemeleri sosyal medyada paylaşmamız, bunu siyaset uğruna yapmamız, en başta bizim caydırıcılığımıza ve gizli kalması gereken caydırıcılığımıza zarar veriyor. Bu konu, bu savunma sanayiyle ilgilenen bütün herkesin ortak noktalarından bir tanesi. Biz gizli kalması gereken bilgileri sosyal medyada siyasi bir propaganda uğruna söylediğimiz zaman, duyurduğumuz zaman bizim savaştığımız, mücadele ettiğimiz dış güçler de buna karşı bir önlem alacaklardır. O yüzden, burada biz savunma sanayisinin gizlilik içerisinde, siyaset üstü bir çerçeveyle ele alınması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)