KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, buradaki müzakerelerde tartışma konularından bir tanesi de savunma sanayisi, bunun üzerinde de tartışılıyor gördüğüm kadarıyla. Şimdi, ben buradaki arkadaşlara... Mesela, ASELSAN'ın reklamını gördünüz mü? Ben tesadüfen gördüm. ASELSAN, 1975 yılında kurulmuş ve bu sene 50'nci yılı. Yani, denk getirin, seyredin; o reklam filmini görüp de duygulanmamak gerçekten de imkânsız.

Türkiye'de savunma sanayisi, savunma sanayisinin millî olması ihtiyaçtan doğmuştur. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında oradaki silah ambargosundan sonra önemli bir eksik olduğu ortaya çıkmıştır ve orada çok ciddi bedeller de ödemiştir Türk halkı, Türk ordusu. Ve hemen arkasından, bildiğim kadarıyla, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları kuruluyor. 1975 yılında, demin bahsettiğim gibi, ASELSAN kuruluyor, 1973 yılında TUSAŞ kuruluyor, daha sonra 1980'li yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı kuruluyor, daha sonra da Savunma Sanayisi Destekleme Fonu kuruluyor. Peki, bu Savunma Sanayisi Destekleme Fonunun geliri nereden geliyor? Baktığımız zaman, bugün tahsil edilen gelir vergisinin, kurumlar vergisinin yüzde 6'sı bu Fona gidiyor; veraset ve intikal vergisinin yüzde 25'i, motorlu taşıtlar vergisinin yüzde 20s'i bu Fona gidiyor; şans oyunlarından belli bir pay bu Fona gidiyor. Yani, 1970'li yıllarda, o vakıflar kurulduğunda Türk halkının bağışlarıyla o vakıflar büyümüştür, bugün de bu Savunma Sanayisi Destekleme Fonu da Türk halkının, hepimizin vergileriyle finanse edilmektedir. O sebeple, bu olayın siyasi bir malzeme hâline getirilmesi en büyük yanlışlardan bir tanesidir, burada herkesin emeği var, geçmişte de çok ciddi bedeller ödendi, şu anda da Türk halkı vergileriyle bu bedeli ödemektedir; bizim itirazımız buna. Yani, biz şunu söylüyoruz: Arkadaş, siz bu savunma sanayisini düğünde takılan takılarla oluşturmadınız, inşa etmediniz; bu savunma sanayisi Türk halkınındır ve herkes de bununla aynı gururu duyulması lazımdır. İtirazımız, bunun siyasi bir propaganda hâline getirilmesidir.

Başka... Sayın Bakanım, ben bilhassa bu gazilerimizin sağlık sorunlarından bahsetmek istiyorum sizlere. Yararlandıkları andan itibaren fiziki kayıplarının ve engellilerinin yanı sıra travma sonrası stres bozukluğuyla mücadele eden gazilerimizin bütün işlemleri ülkenin 81 ilinden Ankara Bilkent Sağlık, Bilimleri Üniversitesi Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi -ki tek adres bu- gösterilmesi nedeniyle randevu sırası alıp tedavi prosedürü uygulanması kahraman gazilerimizi hem maddi hem de manevi olarak yıpratmaktadır. Ciddi sorunlar var burada. Sağlık Uygulama Tebliği'nde konulan bu düzenlemeyle yılda bir veya iki defa düzenli periyotlarla değişmesi gereken ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçlerin temininde tek adres olarak Gaziler FTR Hastanesinin gösterilmesinin amacı nedir? Bu, yurdumuzun diğer yerlerinde yaygınlaştırılamaz mı? Gazi ve refakatçilerinin her yıl yaşamsal destek ekipmanlarının yenilenmesinde Gaziler FTR Hastanesine gelmesi mecbur bırakılarak ne kadar tasarruf edilmektedir? Ve bu insanlar... Ki bu gazilerimiz ortalama 25-30 bin lira civarında aylık almaktadır bu insanlar, bu kahramanlarımız. Bu kahramanlarımıza yaşatılan maddi külfet gerçekten de önemlidir, bu insanlar için bu rakamlar önemli. Ciddi sıkıntılar var, problemler var; ben burada onu söylemek istiyorum.

Bir de FETÖ, işte, ondan bahsediliyor, Fetullahçı terör örgütünden bahsediliyor. Kimin zamanında girdi, ne yaptı, ne etti? Yani şöyle bir şey var, bir ifade var: Daha önce sızıyordu ancak bir gerçek var; Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde bizzat yerleştirildi, bu kesin. Bu, -zannedersem yabancı da gelmemiştir- Teğmen Çelebi'nin sözü de olabilir, aklımda öyle kalmış da olabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika veriyorum.

Buyurun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani daha önce sızıyordu, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde de bizzat yerleştirildi.

Teşekkür ederim.