KOMİSYON KONUŞMASI

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Bütün hazırunu selamlıyorum.

Silahlanma ve savunma politikanız büyük çelişkilerle dolu ve ne yazık ki yoksul, fedakâr, çalışkan emekçi halkımızı kandırmaktan öteye gitmiyor. Yerlilik, millîlik, iç cepheyi tahkim etme söylemleriyle antiemperyalist görünüyorsunuz ama bütün pratiğinizle ABD emperyalizminin ve NATO'nun iş birlikçisi olmakla övünüyorsunuz; bu iki gerçek yan yana durmuyor, duramaz.

Sunumunuzda Trump'ın Gazze için yaptığı sömürge valiliği projesinden övgüyle söz etmişsiniz; insan bu yazıları okuyunca dönüp dolaşıp en kısa sürede emperyalist-siyonist ittifakın 3'üncü ortağı olacağınızı düşünüyor. "En iyi ihraç malınız ordunuzdur." diyenlerle birlikte yürürseniz sonunda onları haklı ve kârlı çıkarırsınız Sayın Bakan.

Sunumunuzda tam 7 kez barış için çalıştığınızı söylüyorsunuz. Silah sanayisi çatışmalardan, savaşlardan beslenir; bu, basit bir gerçektir ama siz hem "barış" diyor hem de silah ve savaş sanayisini büyütmekle övünüyorsunuz; bu iki gerçek de yan yana durmaz. Barış için mücadeleden söz edecekseniz işe önce 2026 NATO Zirvesi'nin iptal edip NATO'dan çıkmakla başlayacaksınız. NATO barış değil, savaş üretiyor Sayın Bakan; bunu biliyorsunuz.

Gelelim bir diğer gerçeğe, zurnanın zırt dediği yere. Size her bütçede hatırlatıyorum: Bakanlığınız aynı zamanda bir sermaye kuruluşu; şirket niteliği taşıyor ve emek sömürüsü yapıyor. Doğrudan ve dolaylı yoldan emrinizde çalışan on binlerce savunma sanayi işçisinin bütçe sunumunuzda adı bile geçmiyor Sayın Bakan. Savunma sanayisinde yıllardır övgülerle, törenlerle süslediğiniz başarı hikâyesinin altında yüz binlerce gencimizin ve on binlerce işçi kardeşimizin enerjisi, kanı, teri ve emeği var ama bu emeğin sahipleri ASELSAN'da, ROKETSAN'da, TUSAŞ'ta, HAVELSAN'da, MKE'de hak ettiği karşılığı alamıyor. Neden yükü hep işçiler çekiyor da kârı, rantı hep sermaye ve onu ayakta tutan siyasi iktidar bürokratları alıyor? Neden kamu kaynakları yandaş silah tekellerine akıtılıyor? Erdoğan'ın damadının şirketini kamu kaynaklarıyla besleyip büyüttünüz; o Bayraktar bu yıl soykırımcı İsrail'in en önemli silah tedarikçisi İtalyan Leonardo şirketiyle ortaklık kurdu, sesinizi çıkarmadınız. Demek ki bu çok övündüğünüz fedakârlık millî değil, tamamen sınıfsal bir gerçeğe dayanıyor Sayın Bakan.

Savunma sanayisi işçilerinin durumu ortada; ağır ve tehlikeli işlerde çalışıyorlar, askerî üretimde en kritik rolleri üstleniyorlar, yüksek katma değer yaratıyorlar ama aldıkları ücret yoksulluk sınırını bile karşılamıyor, oraya bile ulaşmıyor. İşçiler emeğinin karşılığını almadığı için yurt dışında firmaların teklifini cazip bulup kurumunuzdan istifa ediyor, son iki yıl içerisinde sadece Kayseri'de askerî iş kolunda yaklaşık 30 işçi istifa etti; bunun nedenlerini düşünüyor musunuz?

Sayın Bakan, KÇP sürecinde pek çok açıklama yaptık ve önerge verdik, ne bize yanıt verdiniz ne de işçiler haklarını alabildi. Millî kahramanlarınız "Yoksul olmak istiyoruz." dediler, onu bile yapmadınız, o sesi bile duymadınız. Şimdi, onların bize ilettikleri talepleri bizzat burada yüzünüze karşı sormak istiyorum: Bir, son otuz yılın en kötü koşullarını yaşayan savunma sanayisi işçilerinin geçmiş dönem kayıplarını ödeyecek misiniz? İki, yoksulluk sınırının altındaki ücretlerden vergiyi kaldıracak mısınız, ücretlerde ilk dilimi yüzde 15'le sabitleyecek misiniz? Üç, taşeron köleliğini bitirecek misiniz, aynı işi yapan işçilerin aynı ücret ve aynı haklara sahip olması için bir adım atacak mısınız? Dört, ağır ve tehlikeli iş kolu için gerekli hakları tanıyacak mısınız? Refah payı, yıpranma hakkı, sanayi primi, geçici dış görev primlerinin 2 bin liraya yükseltilmesi, il dışı görevlendirmelerde harcırah ve konaklama bedellerinin ihtiyaca uygun hâle gelmesi gibi düzenlemeleri yapacak mısınız? Beş, savunma sanayisi işçisi geçinebilmek için kaç işte birden çalışacak? Altı, kadın işçilerin uğradığı ayrımcılığı giderecek misiniz yoksa görmezden mi geleceksiniz? Yedi, fazla mesai sömürüsüne son verip ağır iş kolu kapsamında çalışma saatlerini düşürüp insanca ücret ödenmesini sağlayacak mısınız? Sekiz, sendika, toplu sözleşme ve grev hakkı birbirinden ayrılamaz, grev yasağını kaldıracak mısınız? Dokuz, askerî iş yerlerinde işçilerin ifade özgürlüğünü güvence altına alacak mısınız? On, iş kıyafetlerinden güvenlik ekipmanlarına kadar bağlayıcı düzenlemeler yapacak mısınız? Sosyal haklarını insanca yaşam standartlarına çıkaracak mısınız? On bir, artan iş yükünü hafifletmek için yeni işçi alacak mısınız? On iki, savunma sanayisinde sömürü, baskı ve mobbing nedeniyle intihar eden işçilerin, mühendislerin yaşanan meslek hastalıkları ve iş cinayetlerinin bilançosu nedir, bunu açıklayacak mısınız? Bu on iki sorunun, bunların yanıtını bekliyoruz Sayın Bakan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)