| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2025 |
SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk ordusu yalnızca bu coğrafyanın değil, dünyanın en güçlü ordularından biridir. Tarih boyunca daima milletinin onuru, devletinin kalkanı olmuştur. Ülkemiz son yıllarda artan tehditlerle, karmaşıklaşan risklerle ve daha kırılgan bir coğrafyayla karşı karşıya. Şekil ve isim değiştiren terör örgütleri ülkemiz için risk oluşturmaya devam ediyor. Buna karşın, çelişkili savunma stratejileri, öngörüsü yapılmayan maliyet artışları, bitmeyen modernizasyon süreçleri, yıllardır "Çözülüyor." denilen ama çözülemeyen askerî personel sorunları. Bunların hepsi savunma bütçesinin büyüklüğünden bağımsız olarak güvenlik mimarisinin zayıf noktalarını meydana çıkarıyor ve en kritik başlık askerimiz; bu ülkenin ordusu üniformasını şerefiyle taşıyan, gece gündüz demeden, sorgulamadan görev yapanlardan oluşuyor ancak hak ettikleri özlük hakları, yaşam koşulları, emeklilik hayatları hâlen mevcut değil. Uzmanlar belirsizlikle yaşıyor, astsubaylar yıllardır çözülemeyen derece ve kademe sorunlarıyla uğraşıyor. Göreve başlayanlar emeklilikte insanca yaşayacak bir gelir umudunu yavaş yavaş kaybediyor. Koca bir sistem fedakârlıkla ayakta duran insanların omzuna yaslanmış durumda fakat bu insanların emeklilik sonrasında karşılaştıkları tablo bu fedakârlığı ödüllendirmekten çok uzak.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan ve saygıdeğer bürokratlar; güçlü bir devlet kendi askerini emeklilikten sonra ikinci bir iş aramaya mecbur bırakmaz. Güçlü ordusuyla övünen bir devlet askerine yaşarken, gazi olduktan veya şehit olduktan sonra da ailelerine sahip çıkmak zorundadır. Örneğin, terörle mücadele sırasında yaralanan ancak gazi sayılmayan personel konusu artık vicdani bir yaradır. Bu yarayı ve askerimizin her türlü sorununu çözmek bir devlet refleksi gerektirir. İktidar, muhalefet, bir arada askerlerimizin her sorununu çözebiliriz, çözmek zorundayız, yeter ki iktidarın niyeti olsun ama bütün bu başlıkları konuşurken, en son Azerbaycan'dan gelirken düşen uçakta kaybettiğimiz şehitlerimizin acısı hâlen çok taze. Memleketim Muğla Milas'tan kahraman bir Mehmetçik'imiz de o uçakta şehit oldu; Hava Uçak Bakım Astsubay Başçavuş Emrah Kuran. Emrah'tan bize yadigar Aras, Bartu ve Barlas kaldı. Barlas henüz altı aylık, eşi bu ülkenin çocuklarına nefes veren bir öğretmen; şimdi, hem evlatlarına hem sınıflarına güç vermek zorunda. Biz bu şehitleri neden verdik Sayın Bakan? Askerlerimiz neden eski uçaklarla görev yapıyor Sayın Bakan? Azınlık bir grup sefa içindeyken bu Mehmetçik niye o eski uçaklarda ölüyor Sayın Bakan? Yanlış politikalar, yetersiz uygulamalar neden devam ediyor, küçük çocuklar neden babasız kalıyor Sayın Bakan? Buradan bir kez daha vatan için hayatını veren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun. Tüm askerlerimizin ayağına taş değmesin, vatan onlara minnettardır.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar; Türk ordusunun gücü, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e duyduğu bağlılıkla, ülke menfaatini canından önde tutan, sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin ali menfaatleri için görev yapan askerine dayanır. Milletçe orduya siyaset karıştırıldığında ne duruma düştük, hep birlikte 15 Temmuzda yaşadık. Orduya tarikat, cemaat karıştığında başımıza neler geldi ve milletçe nasıl karşı durduk, herkesin hatırında. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel taşı olan Türk ordusunun ülkenin kurucu değerlerine inanan, Atatürk'ün izinden giden, şeyhlerden değil liyakatle atanmış amirinden emir alan ve vatan savunması için canını verirken gözü arkada gitmeyecek olan askerlerimizden oluşması iktidarın görev ve sorumluluğudur. Bu görevi yerine getirirken yöneticileri uyarmak, hatalara dikkat çekmek ve denetlemek de biz milletvekillerinin sorumluluğudur. Bu çerçevede, iktidarı en çok ordudaki tarikat tehlikesine karşı uyarıyor, gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz. En temel soruyu da soralım: Bu tedbirleri alıyor musunuz Sayın Bakan?