| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2025 |
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Bakan, Türk milleti "asker" denildiğinde canından, malından evladından vazgeçebilen dünyadaki tek millettir. Kurtuluş Savaşı'nda azığını, çarığını, evladını, sahip olduğu her şeyi vatan için gözünü kırpmadan feda eden bir millettir; dün de öyledir, bugün de. Kahraman ordumuz kırmızı çizgimizdir. Ancak, yıllardır sorunları dile getiriyor, uyarıyoruz.
Savunma politikamız bir bütün hâlinde ele alınmalıdır, günübirlik siyasi kaygılarla şekillenmemelidir. Bölgedeki askerî dengeler her geçen gün daha kırılgan hâle geliyor. İsrail'in bölgedeki revizyonist politikaları, Suriye'deki belirsizlik, Irak'ın kuzeyindeki yapıların güç mücadelesi, Karadeniz'de Rusya-NATO dengesi... Türkiye'nin, caydırıcı, bağımsız, sürdürülebilir bir savunma mimarisine ihtiyacı var. Bizim söylediğimiz bir gerçek var: Türk Silahlı Kuvvetlerinin birinci önceliği, kendi millî hava savunma sistemini üretmek ve tam entegre bir hava kalkanı oluşturmaktır. Bu konuda bazı ilerlemeler var: HİSAR-SUNGUR gibi gelişen projeler. Ancak bunlar yeterli değildir, sistemler hâlâ katmanlı ve tam entegre bir millî hava savunması düzeyinde değildir. Proje takvimleri şeffaf değil, Mecliste gerçekçi bir yol haritası sunulmuyor. Kritik tedariklerde hâlâ dışa bağımlıyız. İktidar, yıllardır S-400 üzerinden iç politikaya dönük söylem üretti ama gerçek hava savunması hâlâ yok. S-400 depoda çürürken millî sistemlerimizin hızlandırılması için neden gereken kaynak da tesisi yapılmadı? Savunma sanayi devlet aklı ve planlaması gerektirir.
Türkiye, NATO ülkeleri içinde askerî hastanesi olmayan tek ülke hâline getirildi. İktidar yıllar sonra "Askerî hastaneleri geri açacağız." diyor. Soruyoruz: Kim kapattı? Kim uyardığımız hâlde bizi dinlemedi? Kim askerî sağlık sistemini siyasete kurban etti? Gazilerimiz, askerlerimiz, harp cerrahisi uzmanları bu kararın bedelini yıllarca çok ağır ödedi. Sağlık sistemi yeniden kurulmalı, GATA'nın bilimsel ve kurumsal yapısı aynen ihya edilmelidir.
Askerî liseler kapatıldığında "TSK'nin kökleri kesiliyor." dedik. Yeniden açılmasını konuşuluyorsa, bunun tek nedeni, yapılan büyük hatanın görülmesidir. Soru şu: Askerî eğitim sistemi neden siyasi krizlerin sonucu olarak kapatılıp açılıyor? Askerî eğitim; planlı, uzun vadeli, kişisel hırs ve intikam duygularından arınmış bir şekilde yürütülmelidir. Neden Türk Silahlı Kuvvetlerinin liyakat sistemi yıllardır aşındırılıyor? Terfilerde, kritik atamalarda komuta kademesindeki değişimlerde ciddi soru işaretleri var. Devletin ordusu bir grubun, bir anlayışın, bir siyasi çizginin ordusu olabilir mi? Olamaz. Defalarca sorduk: Atama kriterleri nerede? Liyakat algoritiması nedir? Denetim mekanizması var mı? CHP olarak talebimiz nettir: Türk Silahlı Kuvvetlerinde liyakati güvence altına alan bağımsız bir denetim modeli ve yasa hazırlanmalıdır.
Türkiye, bölgesindeki güç dengeleri dışında kalamaz. Caydırıcılık yalnızca silahla olmaz, planlamayla, kurumsal akılla, güç ve eğitimli olur. Hava savunmamız eksik, sağlık sistemimiz kapalı, eğitim düzeni dağınık, atama sistemi belirsizse caydırıcılık değil, kırılganlık üretilebilir.
Dış politikayı iç siyasete göre değil, ulusal kapasiteye göre şekillendirmek zorundayız. Bugün burada konuştuğumuz konular siyasetüstüdür, devlet meselesidir. Millî savunma sistemi ivedilikle tamamlanmalı, Türkiye Büyük Millet Meclisine takvim açılmalıdır.
Son söz olarak tek bir şey söylemek istiyorum: Asker bir aileden geliyorum, ordunun ve şanlı ordunun kıymetini çok iyi biliyorum. Bir kişinin şahıs olarak taciz, tecavüzde bulunmasını kahraman Türk ordusuna, şanlı askerimize bağlayamazsınız.
Teşekkür ediyorum.