| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .11.2025 |
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, kıymetli milletvekilleri ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, iktidar tarafından devamlı "Muhalefet, muhalefet, muhalefet!" diye suçlamalarda bulunulduğu için ben İYİ Parti olarak bu suçlamaların hepsini reddediyorum. Plan ve Bütçe Komisyonuna ben burada karşıdan "Muhalefet Nasıl Yapılır 101" dersi gibi bir ders vermek istemiyorum ama Plan ve Bütçe Komisyonunun zaten amacı önümüze gelen bütçeyi teknik olarak analiz etmek, yapılanları analiz etmek ve burada tabii ki eksiklikleri dile getirmektir. Biz de İYİ Parti olarak analizlerimizi gayet teknik olarak yapıyoruz, 7/24 çalışıyoruz ve Türk milletinin, Türk devletinin menfaati için kendi düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz. O yüzden bu suçlamaları reddediyorum. Ayrıca bizim kırmızı çizgilerimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti bayrağı, bu milletin bölünmez bütünlüğü, Türk ordusu ve emniyet güçlerimizdir. Bizim hiçbir zaman ne kişiler ne de insanlar kırmızı çizgimiz olmamıştır, o yüzden biz herkese her şekilde de yanlış bulduğumuzu, düzeltilmesi gereken noktaları söyleriz, orada da tavrımızı gösteririz diyorum.
Sayın Bakanım, bütçeniz hayırlı uğurlu olsun diyorum, öncelikle sizi tebrik ediyorum. Bu kadar övgü bir Aziz Sancar'a yapılıyor bir de size yapılıyor. Aziz Sancar'a yapılan övgüleri anlayabiliyorum biraz onların makaleleri falan olduğu için ama ben kişi olarak inşaat ve bu tarz işleri çok kafam almadığı için, kafam yetmediği için size ben o kadar övgü yapamayacağım, kusura bakmayın ama...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Gıpta edin, gıpta; haset etmeyin.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Sahaya çıkın anlarsınız, Adana'ya da çok emeği var.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Sahaya çıkınca görürsün, ne yaptığımı anlarsın. Deprem bölgesine gidin.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Gidiyorum deprem bölgesine. Zaten gördüm burada da Murat Kurum inşaat AŞ'nin...
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Oraya gidince bir görün.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Hani ben yatırım analisti olarak çalıştım da "roadshow"lara gittiğimizde bize böyle...
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Hariçten gazel okuyorsunuz, siz buradan çıkınca deprem bölgesine gidin, deprem bölgesine!
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Bir konuşabilir miyim? Ben hariçten...
ERHAN USTA (Samsun) - Ne demek ya Sayın Bakan! O nasıl laf ya! "Hariçten gazel." O nasıl söz ya Sayın Bakan!
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Bir defa, bana Bakanın bu söylediği sözleri reddediyorum; bu bir!
ERHAN USTA (Samsun) - Ne demek! Bir milletvekiline nasıl öyle söylersiniz siz ya! Böyle bir şey olabilir mi!
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - İkincisi: Ben burada Plan ve Bütçe Komisyonuna yapılan sunumu... Ben "roadshow"lara katılan analist olarak çok çalıştım, büyük inşaat şirketleri geldiğinde biz finansçılara böyle sunumlar yapıyordu; daha teknik, harcanan paraların geri dönüşümü nasıl, kârlılığı nasıl, zararlılığı nasıl, nedir, ne değildir; daha farklı rakamlar görmek isterdik demek istiyorum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Burası proje ofisi mi Hanımefendi, proje ofisi mi burası? Burası siyaset yeri.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Müsaade eder misiniz! Müsaade eder misiniz Orhan Bey, konuşmak istiyorum.
SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Tabii, nasıl muhalefet yapacağımıza da siz karar vereceksiniz(!)
EVRİM RIZVANOĞLU (İstanbul) - Teknik bir komisyon burası, Genel Kurulda...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Proje ofisi mi burası?
SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Buyurun gelin, siz yapın onu da.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Ayrıca, inşaattan anlamadığım için ben biraz iklim konusunda konuşmak istiyorum.
Deprem bölgesinde de geziyoruz. Osmaniye zaten Adana'nındı, sonradan il oldu; Osmaniye ile Adana iç içe ve Adana'da maalesef...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Adana'da kentsel dönüşüm...
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Adana'da maalesef, Adana'yı bilenler var burada...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Adana'nın kentsel dönüşümü...
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Adana'da maalesef, en çok kentsel dönüşümün ihtiyaç olduğu şehir. Hatta, öyle ki, kentsel dönüşüm Adana'nın güvenliği için de ihtiyaç. Maalesef, Adana'ya bu konuda yapılan ihmal de gözler önünde.
Ayrıca, Adana'daki çevre kirliliği de maalesef, hiçbir büyükşehre yakışacak durumda değil. Hava kirliliği ayrı, Seyhan, Ceyhan'daki kirlilik ayrı.
Tarım... Çukurova'nın, koskoca Çukurova'nın sulanması...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Adana'dan hiç haberiniz yokmuş. Hava kirliliği konusunda da Bakanlığımız Adana'ya geldi...
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Ya, bir konuşabilir miyim! Bir konuşabilir miyim! Bir konuşabilir miyim! Benden sonra konuşulsun...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Adana'dan haberiniz olmadan Adana örneği veremezsiniz!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Devam edelim lütfen.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Hava kirliliğiyle ilgili bir buçuk ay kaldık, Adana'nın bütün ilçelerinde kamp yaptık. Ben çağırdım.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Hayır, niye kaşınızı kaldırıyorsunuz anlamıyorum. Neyse, ben konuşmuyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Bakanken bu kadar konuşmuyordunuz Jülide Hanım, hayırdır?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın milletvekilleri...
CAVİT ARI (Antalya) - Çok sataşma yapılıyor.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım, lütfen, karşılıklı konuşulmasın, anlaşılmıyor.
Ayyüce Hanım, devam edin, lütfen.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Evet, Adana'dan haberim yok; doğru, pardon, ben başka şehirden bahsediyorum(!) Benim gördüğüm Adana'yı bahsedeyim ben. Bunu ayrıca Ümit Özlale Vekil de ortaya koydu Adana'nın konut ihtiyacını resmî olarak yani Adana'dan haberim yok değil, Adana'daki konut ihtiyacı ve Adana'da kentsel dönüşüme ne kadar ihtiyaç olduğunu, bunu...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Büyükşehir ne yaptı, büyükşehir ne yaptı? İlçe belediyeleri ne yapıyor?
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Neyse... Ya, Allah Allah!
SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Ya, Sayın Başkan, müdahale etsenize!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Aynı şeyi siz yaptınız.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ya, size de müdahale ettiğimde dinlemiyorsunuz, bu taraf da; ben ne yapabilirim? Bütün milletvekilleri birbirine laf atıyor; lütfen artık.
Sayın Bakanım, lütfen.
Buyurun.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Ben biraz şehircilik ve iklim değişikliği üzerine konuşmak istiyorum. Bakanlığınızın toplam bütçesi 275 milyar lira, sadece iklim değişikliğine bunun yüzde 4,5'unun ayrılması, zaten iklim değişikliğini Bakanlığın ne kadar ciddiye aldığının göstergesi. Global ısınma ve iklim değişikliği, evet, bütün dünyanın problemi, bütün dünyanın uğraştığı bir şey ama bütün dünya yıllardır bunun için önlem alıyor, bunun için savaşıyor. Türkiye'nin bu konuda çok geç kaldığını zaten görüyoruz yaşadığımız şeylerden ve Adana gibi susuzluk... Hani, otuz yıl önce birisi Adanalı birisine herhâlde "Bir gün Adana susuzlukla baş başa kalacak." dese, ona hiçbir şekilde insanlar inanmazdı. Şu anda gittiğinizde, çiftçi "Gelecek sene ben nasıl ürünümüz sulayacağım?" diye düşünür hâle geldi. Adana'da bile kuraklık had safhada, nehirlerin kirliliği had safhada, susuzlukla yüz yüze kalmışken artık tedbir almanın ne kadar gerisinde kalındığını söylüyoruz. Mesela, bütçeye baktığımızda, cari transferlere 115 milyar lira, sermaye transferlerine 104 milyar lira gibi büyük rakamlar ayrılmışken iklime bu kadar az rakam ayrılmasını da anlamlandıramıyoruz. İklim Değişikliği Performans Endeksi'nde 52'nci sıradayız. Bu çok düşük bir performans grubu. Yenilenebilir enerji potansiyelimiz çok yüksek ama bundan ne kadar faydalanabiliyoruz, o tartışılır. Dünya fosil yakıtlarından çıkarken Türkiye hâlâ kömür teşviklerine devam etmekte. Bu da bir politika tercihiydi. Bu bütçeyle ne temiz hava sorunu çözülür ne su kaynakları korunur ne de gelecek nesiller güvence altına alınır. İklim krizini konuşuyoruz ama iklim için para ayırmıyoruz. Bu da bizim için çok ciddi bir çelişkidir.
2025 tarım yılına Türkiye kuraklık ve zirai don felaketiyle girmiştir. Bu da Türkiye'nin bu konularda ne kadar geç tedbir aldığını göstermektedir. Nisan ayında 65 ilde eksi 15 derecelere kadar düşen sıcaklıklar kayısıdan üzüm bağlarına, elmadan fındığa kadar geniş bir ürün yelpazesini vurmuştur.
Susuzluk ise yine ikinci büyük felakettir. Türkiye, kişi başına düşen 1.300 metreküplük su seviyesiyle su fakiri ülke eşiğine hızlıca ilerlemektedir. Göllerimiz kuruyor, barajlarımız alarm veriyor. Şehirlerimiz maalesef yaz ortasında susuz kalmaktadır ve acı gerçek şudur: Suyun yüzde 77'sini tarımda kullanıyoruz ama sulama verimimiz sadece yüzde 45'tir. Açık kanallarla sulama devam ediyor. Yılda 18 milyar metreküp su israfı oluyor. Buna karşılık Türkiye genelinde su kayıp kaçak oranı yüzde 45, Avrupa ortalaması yalnızca yüzde 11. Bu da çok ciddi bir problemdir.
İklim krizi aynı zamanda enerji güvenliğini de doğrudan tehdit etmektedir. Kuraklık hidroelektrik üretimini düşürmekte, aşırı sıcaklar elektrik talebini de patlatmaktadır. ENVER verilerine göre sadece alan soğutmasına bağlı elektrik tüketimi bir yılda yüzde 19 artmıştır. Temmuz 2025'te Türkiye tarihinin en yüksek saatlik elektrik talebi yaşanmıştır. Sıcaklıktaki her bir derecelik artış Türkiye'ye 0,77 gigavat yeni elektrik kapasitesi ihtiyacı doğurmaktadır. Bu tablo eğer bugünkü politikalarla devam ederse elektrik faturalarımız artacak, enerji ithalatı yükselecek, enerji yoksulluğu genişleyecek ve sanayi üretimi baskılanacaktır.
Ormanlarımızdaki yangınlarda sadece yangın değil. Burada ormancılıkla ilgili politikalar da önemlidir. Maden ruhsatlarındaki patlama ayrı bir felakettir. 2008-2023 arasında verilen ruhsat sayısı 386 bine ulaşmıştır. Son on yılda 109 bin hektar orman madenciliğe açılmıştır. Kaz Dağları, Akbelen, zeytinlikler, sulak alanlar bu politikaların maalesef kurbanı olmuştur. Madencilik Yasası yirmi üç yılda 21 kez değiştirilirken doğa bunun karşılığında maalesef korunamamıştır.
Bir başka büyük kriz demin de bahsettiğim gibi hava kirliliğidir. Temiz Hava Hakkı Platformunun Karar Raporu'na göre 2024'te Türkiye'de tek bir ilimiz dahi temiz hava kategorisinde değildir. PM2,5 kirliliği 62 bin erken ölüme yol açmıştır. Ekonomiye yıllık maliyeti ise 138 milyar dolardır. Bu yalnızca çevresel değil aynı zamanda devasa bir halk sağlığı ve bütçe krizidir.
Atık su arıtma tesisleri konusunda da tablo pek iç açıcı değildir. Türkiye'nin birçok ilçesinde hâlâ arıtma tesisi bulunmamaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Organize sanayi bölgelerindeki arıtmalar maalesef çok yetersizdir ve denetimi de yetersizdir. 2026 yılında dünyaya COP31'e ev sahipliği yapacaktır Türkiye ancak gelinen noktada zirvenin fiili yönetimi Avustralya'ya bırakılmış, Türkiye ise milyar dolarlık organizasyonun yükünü üstlenmiştir. Davul Türkiye'nin boynunda, tokmak başkasının elindedir. Bu tablo Türkiye'nin küresel iklim diplomasındaki zayıf pozisyonunu da açıkça göstermektedir. Bununla da kalmıyor, IPCC Raporlarına güncelleme yapan 64 ülke arasında Türkiye maalesef yoktur. Ülkeler 2030'da yüzde 11 azaltım hedefi koyarken Türkiye 235'e kadar emisyon artışı öngörmektedir. Bu zaten Paris Anlaşması'nın ruhuna da açıkça aykırıdır. İklim Kanunu çıkarılmıştır ama bu kanun esaslı bir iklim çerçevesi değil yalnızca bir emisyon ticaret düzenlemesidir. Kurumlar arası koordinasyon yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Yerel yönetimler sürecin dışındadır. Sanayi ve KOBİ'ler dönüşüm için yalnız bırakılmıştır.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ederiz.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sağ olun. Ben teşekkür ederim.