KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Evet, biz bu görüşmelerde memleketin toprağının, suyunun, madeninin nasıl satıldığını belgeleriyle ortaya koyuyoruz, siz her seferinde yeni bir satış belgesini "bütçe" diye getiriyorsunuz. Bugün hiç üzerinde durulmadı, dikkat çekilmedi; bakın, bu bütçede 150 milyon metrekare toprağı pazara çıkardığınızın itirafı var Sayın Bakan. Yani 21 bin futbol sahası büyüklüğünde hazine taşınmazı yerli ve yabancı tekellerin önüne satış listesi olarak sunuluyor. Bu listede orman var, tarım alanı var, kıyı var, mera var; parsel parsel satıyorsunuz, kiralıyorsunuz, inşaat izni veriyorsunuz bunlara, resmen halkın ortak malı olan toprağı, kıyıyı, tarım alanını sermayeye açıyorsunuz. 150 milyon metrekare ne demek? Kazdağları, Akbelen, Cerattepe, Eskişehir örnekleri gibi yıllardır bu memlekette gördüğümüz talanın artık ülke ölçeğine büyümesi demek; Cengize, Limaka, YK Enerjiye, yabancı tekellere her yeri açma taahhüdü demek. Kıyıları otellere peşkeş çeken, deprem bölgesinde bile arsayı müteahhide tahsis edip halkı ortada bırakan talanın 150 milyon metrekareye genişletilmiş, kurumsallaştırılmış, resmîleştirilmiş hâlini "bütçe" diye önümüze getirmişsiniz. Yazdığınız gibi okuyorum: "Koruma-kullanma dengesi gözetilerek korunan alanlarda imar planları yazılacaktır." diyorsunuz; meali: "Bugüne kadar bir şekilde korunan orman, kıyı, sit alanı, ne varsa artık imara açacağız." diyorsunuz. Bir diğer cümlenizi söylüyorum: "İşlem süreçleri hızlandırılacak." Talana dört şeritli otoyol döşemişsiniz, maden şirketlerine jet onay var, inşaat şirketlerine sorunsuz izin var, termik santrallere kapasite artışı var, derin deniz deşarjı yapan OSB'lere "Buyurun, geçin." izni var burada. Bütçeniz enerji ve maden şirketlerinin, liman projelerinin, organize sanayi bölge patronlarının eline verilmiş süper hızlı talan kartı gibi. Talan yasalarını yazarken kimlerden icazet aldıysanız bu bütçe de açıkça onların talimatnamesi olmuş. AKP döneminde 7.208 projeye ÇED olumlu, 72.295 projeye ÇED gerekli değildir kararı verilmiş bu memlekette; on projeden 9'u demek bu. Petrolde, madencilikte, enerjide projelerin yüzde 90'ı ÇED muafiyetinden geçmiş; bu da yetmemiş, şimdi, bu denetimsiz talan düzeninin bütçesini de bizim geçirmemizi bekliyorsunuz. Bütçede en büyük pay afet yönetiminde ama paketi açınca içinden inşaat sermayesi, müteahhidi koruma politikası çıkıyor. Riskli alan bahanesiyle mahalle boşaltıp elektrik, su kesiyorsunuz. Kentsel dönüşüm halk için olsaydı eğer Tokatköy'de insanların suyunu, elektriğini kesip sokak ortasında bırakmazdınız. Fikirtepe, Sulukule, Tarlabaşı, Tozkoparan, İmrahor, Antakya, Defne, Nurdağı, İslahiye -sayalım mı daha- hepsinde aynı mağduriyetler var. Bu mu halk için dönüşüm? Emekçi aileleri yerinden etmek, mahalleleri büyük şirketlere, kenti ranta döndürmek mi? TOKİ'ye gelmek istiyorum; bakın, 2019'da başvuran binlerce hak sahibine hâlâ ev teslim edilmedi, aileler yıllardır ev beklerken taksitler katlandı, maliyetler şişti. "TOKİ mağdurları" diye bir toplumsal kesim var ya artık bu memlekette! Adları bu, kendilerini böyle ifade ediyorlar. Üstelik, vatandaşın yüzüne söylediğiniz şu meşhur cümleyi unutmadık, AKP'li vekillerimiz de unutmasın: "Gerekirse eşten dosttan borç alırsınız." dediniz siz bu insanlara. Şimdi 500 bin konut projesi öyle mi? SANKO Holdingin Başkanı Adil Sani Konukoğlu 500 bin sosyal konutun ne anlama geldiğini gayet iyi açıklamış, diyor ki: "500 bin sosyal konut projesi çimento, inşaat sektöründe ivme demek, piyasayı canlandırma demek." İşte, sizin bütün meseleniz bu.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sizin bakış açınız o.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Sosyal konut, deprem güvenliği falan değil, patron sevindirme operasyonudur.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Onlar vatandaşın oturacağı evler.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bütün bu yağma, talan düzeninin üstüne yeşil perde çekmek için COP31 ev sahipliğiyle övünüyorsunuz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ezber, ezber bunlar.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Neyin liderliği bu? Kazdağları'nda 1 milyon ağaç kesmenin liderliği mi? Eskişehir'de siyanürlü linç kuyularının liderliği mi? İliç'te işçileri toprağın altında bırakan ÇED onayının liderliği mi? İklim yasasıyla finans devlerine, yerli sermayeye çektiğiniz kıyağın liderliği mi? COP31 bu talanı halktan saklama operasyonunun uluslararası vitrinidir. 1 milyar dolara mal olacak bu konferans bir çevre konferansı falan değil, ülkenin yer altı yer üstü varlıklarını pazarlama fuarıdır. Halka övünmeyin bu fuarla, bu fuarla övünmeyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Unutmayın, bu halkın bir hafızası var, doğasını savunan, toprağına sahip çıkan halk var. Bu talan bütçesine hayır diyoruz.