| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .11.2025 |
AYKUT KAYA (Antalya) - Kıymetli hazırunu saygıyla selamlıyorum.
İnşaat mühendisliği gibi yüksek sorumluluk gerektiren bir meslekte yeni mezun bir mühendis ile otuz yıllık deneyimli bir mühendise aynı yetkilerin verilmesi hem mesleki itibar hem de kamu güvenliği açısından ciddi risk oluşturmaktadır. Dünyada mühendislik mesleği kademeli yetkinlik sistemiyle yürütülürken ülkemizde yetkin mühendislik uygulaması hâlâ hayata geçirilememiştir. 2023 tarihli düzenlemeyle yeni mezun mühendislerin 7-8 katlı yapılar için statik proje hazırlayabilmesi 2024-25 değişikliğiyle şantiye şefliğinde deneyim şartının 2027'ye kadar kaldırılması saha tecrübesi olmayan kişilerin 100 binlerce metrekarelik projelerde sorumluluk almasına yol açmaktadır.
Sayın Bakanım, siz de bir inşaat mühendisisiniz yani size sormak istiyorum: Mezun olduğumuz gün böyle bir sorumluluğu üstlenebilir miydiniz? Deneyimli mühendisler varken deneyim şartının kaldırılması ve yetkin mühendislik sisteminin uygulanmaması yapı güvenliği açısından sizce risk teşkil etmiyor mu? Bu konuda bir somut adım atmayı düşünüyor musunuz?
Yine, üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümlerine girişte başarı puanlarının düşmesi ve mezuniyet sonrası hiçbir ayırıcı ölçtüm bulunmaması mesleği niteliğine ve istihdamına ciddi zarar vermektedir. Bugün binlerce genç inşaat mühendisi aldığı eğitimle alakası olmayan işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durum ülkemizde yetişmiş insan gücümüzün heba olmasına yol açmaktadır.
Kamu sektöründe mühendis istihdamı mezun sayısına göre son derece yetersizdir. Bu da genç mühendislerimizin mesleğe sağlıklı bir başlangıç yapmasını imkânsız hâle getirmektedir. Buradan size sormak istiyorum: Bir mühendisimizin kendi mesleğini yapamadığı için alakasız işlerde çalışmak zorunda kalması sizi rahatsız etmiyor mu? Kamuda daha fazla mühendis istihdam ederek bu mağduriyeti gidermeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı?
Sayın Bakanım, bugün Türkiye'de inşaat mühendisleri yapılarda süresiz ve tek başına çok ağır sorumluluklar altında bırakılmaktadır. Yapı kullanım belgesinden sonra binalarda bilinçsiz müdahaleler, ruhsatsız değişiklikler yapılabiliyor, taşıyıcı sisteme zarar verecek uygulamalar gerçekleşebiliyor. Bu değişiklikler incelenmeden, araştırılmadan yıllar sonra ortaya çıkan her sorununun yalnızca mühendise fatura edilmesi adil değildir. Buradan size sormak istiyorum: Bu sorumluluk sistemini daha hakkaniyetli ve adil bir çerçeveye oturtmak için Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
Ülkemizde birçok köyde köy yerleşik alanları hâlâ ilan edilmemiştir. Bu durum köyde yaşayan vatandaşlarımızın en temel yaşam ihtiyaçlarını dahi karşılamasını zorlaştırmaktadır. Vatandaşlarımız bir evini onarmak, küçük bir ahır yapmak, tarımsal üretimini sürdürebileceği basit yapıları inşa etmek istediğinde aylar süren bürokratik süreçlerle kimi zaman çözümü olmayan engellerle karşı karşıya kalmaktadır. Yerleşik alan netleşmemiş köylerde imar belirsizliği, mülkiyet sorunları ve ruhsat süreçlerindeki karmaşıklık kaçak yapılaşmayı artırmakta, vatandaşımızı ise ya çaresizliğe ya da köyünü terk etmeye zorlamaktadır. Bu tablo yalnızca kırsal yaşamı değil, tarımsal üretimi ve gıda güvenliğimizi de tehdit eder hâle gelmektedir. Bu nedenle, köy yerleşik alanlarının tespit ve ilan süreçleri hızlandırılmalı, gereksiz bürokrasi azaltılmalı ve bu süreçler yerel düzeyde sonuçlandırılmalıdır. Hisseli mülkiyet sorunlarını azaltacak, üretimi ve yerinde yaşamı teşvik edecek bütünsel bir yaklaşım artık zorunluluktur. Sizi ilgili bakanlıklarla iş birliği içerisinde bu konuda somut çözümler üretmeye davet ediyorum.
Konyaaltı ilçemizin Çakırlar Mahallesi'ndeki TOKİ'nin ihalesini yaptığı ve 18 binden fazla kişinin yaşayacağı büyük ölçekli projede zemin etütleri, jeoteknik raporlar ve taşkın analizleri tamamlanmadan ihale yapılmıştır. Proje dosyasında alana ilişkin bilimsel bir taşkın çalışması yokken "Seller söz konusu değildir." denilmesi ciddi bir çelişkidir. Antalya'da en büyük hasarların taşkın ovalarında yaşandığı bilinirken bu riskin değerlendirilmemesi kaygı vericidir. Bursa Lalaşahin TOKİ projesinde zemin sorunları nedeniyle 2 blokun yıkıldığını biliyoruz. Çakırlar'da benzer bir mağduriyet yaşanmaması için size sormak istiyorum: Onaylı imar planı ve jeolojik, jeoteknik etütler olmadan, parsel bazında zemin etütleri yapılmadan bu ihale neden yapılmıştır? Taşkın ve zemin risklerine karşı güvenlik hangi teknik raporlarla doğrulanmıştır? Kamu güvenliği ve kamu kaynakları için hangi ek tedbirleri alıyorsunuz?
Yine "yüz yılın konut projesi" diyerek 500 bin konutluk yeni bir proje açıkladınız ama 2022 yılında 250 bin sosyal konuttaki İlk Evim İlk Arsam Projesi'nin hak sahipleri belirlenmesine rağmen daha çivi çakmadığınız birçok yer var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz.
AYKUT KAYA (Antalya) - Mesela, Manavgat Karaöz Mahallesi'ne 377 konutun yapılacağı söylendi, hak sahipleri belirlendi ama tek bir çivi bile çakılmadı.
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Sayın Kaya, süreniz doldu.
AYKUT KAYA (Antalya) - Şimdi, başlamadığınız bir TOKİ projesi var. Yeni projeye vatandaşlarımız güvenip... Nasıl güvensin sizin yeni projenize?