NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Bakan, bütçeyi konuşurken yalnızca betonun, binanın, projelerin değil, doğanın, suyun, toprağın ve bu ülkeyi bizimle paylaşan canlıların korunmasını sağlayacak bir iradeyi görmek istiyoruz. Biz dağlara buğday atan, su içmesi için yalaklar yapan merhametli bir ecdadın evlatlarıyız. Belediyeler baskıyla toplamaya mecbur bırakılmışken sahipsiz hayvanların yaşamını korumak için imkânsızlıklar içinde mücadele ediyor. Hayvanları Koruma Kanunu'nda "Hayvanların yaşam hakkı devlet güvencesi altındadır." hükmünün bütçede bir karşılığının olmadığını görüyoruz. Konuşmanızda "yuvamız" kelimesini defalarca kullandınız, keşke o masum ve çaresiz canlılar için de tek bir cümle kullanabilseydiniz. Deprem bölgesinde sahipli canlarımız vardı, evlerde ve bahçelerde yaşayan, onlar da sahipsiz yuvasız kaldı. Bu kitapçıkta yapılan binaların resmini görüyoruz, çok çok kıymetli, keşke canlarımız için de "Yaşam alanı yaptık." diyerek kitapçıklarınıza bir fotoğraf koyabilseydiniz. Dünya sadece bize ait değil, yaşadıkları yerleri gasbedip bina yaptık, sonra sokakta "Çekil oradan." diyerek o canlara zulmetmeye başladık. Merhametiyle bilinen Türk milletine yakışmıyor. Ne zaman onlarla ilgili bir kelime konuşmaktan çekinir oldunuz? "Milletimizin duasını almak için çalışmaya devam edeceğiz." dediniz. Peki "Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi bir ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır. Sonra hepsi Rabb'lerinin huzurunda toplanırlar." diyen Yaradan'ımızın rızası için bu katliama ne zaman dur diyeceksiniz? Belediyelere "Yetki sizde." deniliyor ama gerekli kaynak aktarılmıyor. Bu bir yetki devri değil, sorumluluktan kaçış değil midir Sayın Bakanım? Bakan, barınakların durumu ortada, altyapı yok, personel yok, kapasite yok, en önemlisi arazi yok. Yetmezmiş gibi, soğuk hava depoları olmadığı için ölen hayvanların cesetleri çöp konteynerlerinde, hafriyat alanlarında bulunuyor. Bu, hem bir vicdan yarası hem de toplum sağlığı için ciddi bir çevre sorunu değil midir?

Sayın Bakan, birkaç soruya açık yanıt bekliyoruz eğer bizi dinlerseniz. 5199 sayılı Kanun gereği Bakanlığınızdan belediyelere kaynak aktarımı yapılmış mıdır? Hayvan bakımevleri için Hazine arazisi tahsisleri neden bu kadar yavaş ilerliyor? Neden her belediyede farklı uygulamalar var? Neden merkezi standart yok? Neden düzenli veri paylaşılmıyor? Biz sadece eleştirmek için değil, çözüm üretmek için de buradayız.

Sayın Bakan, orman yangınlarında insanlarımızı ve sayısız canlarımızı kaybettik. Keçiler ormanda patikalar açar, bu politikalar bir su kaynağına ya da bir köye çıkar. Yangın anında hem insanlarımız hem de hayvanlarımız bu yolları takip ederek canını kurtarabilir. Aynı zamanda, keçiler alt dalları ve istilacı sarmaşıkları tüketerek yangının hızla yayılmasını engeller. Ormanlarda keçi besiciliğini teşvik etmenizi bekliyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Rızvanoğlu, buyurun.

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Yani, konuşmamın bir anlamı kalmadı, Sayın Bakana yine sesimizi duyuramadık.