| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 01 .12.2025 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, öncelikle Komisyonumuza hoş geldiniz.
Sözlerime başlamadan önce, geçtiğimiz dönemde beş yıl süreyle bu Komisyonda birlikte görev yaptığımız, olaylara daha gerçekçi yaklaşabilen, demokratik kurallara daha uygun yorumlar yapabilen, gerektiğinde kendilerini de eleştirmekten çekinmeyen, bu siyasi olgunluğa daha hâkim birisi olan Giresun Milletvekili Cemal Öztürk'ü bugün kaybettik. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum, sevenlerine ve AKP camiasına başsağlığı diliyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, birlikte burada sizlerle de güzel bir çalışma dönemi geçirdik. Bu dönemki bazı milletvekili arkadaşlarımız kendi düşüncelerini anlatmadan öte bizlere burada ayar vermeye çalışıyorlar, öyle bir anlayışları var. Benden önceki konuşan arkadaşlar da burada düşüncelerden çok "Nasıl ayar verebiliriz?" moduyla bir konuşma daha gerçekleştirdi. Şimdi, öncelikle şunu söyleyeyim: Bakın, TOGG millî bir araç ise bu aracın siyasete alet edilmemesi gerekiyordu. Baştan beri bizim söylediğimiz buydu. Efendim bunun yok, işte, protesto edilen, eleştirilen kapsamda olduğuna dair söylemlerde bulunuldu. Öyle bir şey yok, tamamen iftira; öncelikle onu söyleyeyim. Bizim TOGG'la ilgili düşüncemiz şu: Bu araç öncelikle millî bir araç ise ve siyasallaştırılmaması gereken bir araç ise biz bununla ilgili eleştirimizi nerede yaptık? Seçim öncesi TOGG'un meydan meydan dolaştırılmasına, cami önlerinde cuma namazları çıkışında TOGG'un sanki sergilenecek bir meseleymiş gibi oralarda dolaştırılmasına karşı çıktık. Siz arabayı alır da seçim öncesinde cami cami dolaştırırsanız, meydan meydan dolaştırırsanız tabii ki bu davranışa karşı çıkarız. Yoksa eğer bu araç yerli ve millî bir araçsa hepimiz sahip çıkarız. O nedenle, bugün savunma sanayisine de aynı yaklaşımı sergiliyoruz. Dolayısıyla orada her başarı millî bir başarıdır ve o başarının altına siz, siyaseten sadece AKP'nin bir meselesi gibi yaklaşırsanız siz kendiniz siyasallaştırmış olursunuz. Bu yaklaşımın doğru olmadığını savunuyoruz baştan beri. Bu meseleler millî meseledir, millî davranış sergilenmesi gerekir. Bir partinin meselesi olarak sergilerseniz böylelikle siz kendiniz meseleyi daha siyasallaşmış hâle getirirsiniz. Böylelikle de TOGG'u daha doğmadan ölü doğumla baş başa bırakmış olursunuz.
Şimdi, yargıyla ilgili bilip bilmeyenler de konuşuyor. Bakın, Mehmet Moğultay diye bir ifadede bulundu. Keşke Mehmet Moğultay gibi bir bakanın uygulamaları bugün devam edebilseydi. Mehmet Moğultay ve o dönemde yargıya güven yüzde 80'lerde, 90'lardaydı. Bugün nerede güven? Yargıya güven bırakmadınız. Daha geçen hafta İsmail Ergüneş diye birisini buraya HSK Başkanı yapmaya çalıştınız, başaramadınız. E, o zaman işsiz kalmasın, boşta kalmasın, Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı yaptınız; ya, daha geçen hafta yaşandı bu. Yani siz bu siyasi kimlik taşıyan arkadaşı seçtirebilseydiniz, HSK üyesi yapacaktınız, seçtiremediniz, Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı yaptınız. Nasıl bir yargıdan, nasıl bir tarafsız yargıdan, adaletten bahsediyorsunuz? Bugün yargı siyasallaşmış durumda mı? Evet. Yargı iktidarın etkisi altına girmiş mi? Evet. O nedenle de bugün çıkın sokağa, sorun bakalım, yargıya olan güven nerede? Sürünüyor. Yargıya bugün güven yüzde 20'lere inmiş. Esas bunu düşünmek zorundayız, buna kafa yormak zorundayız. Biz yargıyı ne hâle getirdik? Yargıya güven kaldı mı? Yargıya insanlar inanıyor mu? Tarafsızlığına, bağımsızlığına kim inanıyor? Bugün kimse inanmaz duruma geldi, bunun üzerine düşünmek lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) - Eğer yargıya güven yok olsa da bu ülkede maalesef ki yatırım da olmaz, hiçbir şey de olmaz. Şimdi, arkadaşımızın bir tanesi dedi ki: "İşte biz bizden olan, olmayanları sona erdirdik." Yahu, esas bugün "yüzde 50 bizdense, yüzde 50 karşıdan" anlayışını sürdüren bir anlayış var, bu anlayış doğru bir anlayış değildir. Bu anlayışı bugün her yere sirayet ettiren, her yerde hissettiren bir yapıyla, bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Diğer konuların çözümü, işte, herkese eşit yaklaşan, herkesi kucaklayan bir iktidarla olması gerekirken, efendim, sınavı dahi 1'inci kazanmış, 2'nci kazanmış, hâkim, savcılık sınavında, öğretmenlik sınavında derece yapmış gençlerin atanmadığı bir ülkede bunların olmayacağını ifade ediyorum.
Bütçeniz hayırlı uğurlu olsun.