KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkan.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sizin sunumumuzu dinlerken savunma sanayisindeki başarıları biz de takdirle karşılıyoruz ama başlangıcın siz olmadığını ifade etmek istiyorum. Yalnız şunu da bilmemizde fayda var: Türkiye'de Endüstri 3,5'tayız yani dünya Endüstri 5.0'a geçti, hâlâ 3,5'tayız; ona baktığımız zaman gelişmiş ülkelerin gerisindeyiz ama sunumlarda öyle anlatılıyor ki dünyayı yakaladık, uçtuk, gidiyoruz gibi söylemler var; bunu bir kere düzeltelim çünkü Türkiye'nin Endüstri 5.0'a daha geçmesi için uzun süre gerekir. Artık orduların robotlardan kurulduğu bir dünyadayız, bunun için de yapılacak çok iş var ama burada önemli olan bir konuya değinmek istiyorum: Yaşamı cephelerde geçmiş Mustafa Kemal Atatürk ne diyor? "Kılıç ve saban bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi." diyor.

Bakınız, 2026 bütçesinde küresel iklim değişikliğiyle ortaya çıkabilecek ve yüz yıl boyunca da Türkiye'yi etkileyecek konularda bugünden önlemler alınması gerekiyor. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre yüz yıl içinde İç Anadolu'nun çöl olacağı, Akdeniz'de yaşamın biteceği, Afrika'dan 143 milyon insanın göç edeceği anlatılıyor. Biz hâlâ bir çocuk nasıl geliştirelim derdindeyiz, zaten göçlerle dünyanın yaşamı altüst olacak, bunlar verilerle ortada çünkü küresel iklim değişikliğini ıskalayan ülkelerin geleceği karanlık, sulama suyu başta olmak üzere tarımda yatırımlarımızı mutlak surette doğru gerçekleştirmeliyiz. Toplulaştırmasından kullandığımız gübreye, ilaca, girdi maliyetlerine hepsi önemli.

Bakınız, Tarım ve Orman Bakanlığının bütçesi 542 milyar lira. Tarım Kanunu'nu çıkardınız, orada diyorsunuz ki: "Millî gelirin yüzde 1'ini çiftçiye vereceğiz." Vermeniz gereken en düşük miktar 722 milyar lira.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Fazlasını veriyoruz, sübvansiyonları da sayalım.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Siz "Millî gelirin yüzde 1'ini çiftçiye vereceğim." dediğiniz yerde Tarım Bakanlığının bütçesini 542 milyar lirada tutuyorsunuz. Ya, doğrudan destek 168 milyar lira, onu da bir yıl sonra ödüyorsunuz, düşük alım fiyatı uyguluyorsunuz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sübvansiyonları saymıyor musun Ömer Bey?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Düşük alım fiyatının yanında girdi maliyetlerine yönelik bir mücadele içinde değilsiniz. Yemi ve gübreyi sübvanse edin yüzde 50, taban fiyat uygulamasına geri dönün; aracılık sistemini daraltın, raftaki ürünün fiyatı düşer.

Şimdi yeni bir hal yasasının geleceğinden söz ediyorsunuz. 2012 yılında hal yasası çıkarken dönemin Bakanı devrim olarak niteledi; geldik, o devrim gene bitti, bir hal yasası daha geliyor, olay orada bitmiyor, üretimi desteklemek gerekiyor. Üretimi desteklemek için de yapılması gerekenler belli, biliniyor ama uygulanmıyor. Bugün 1 trilyon 117 milyar çiftçilerin bankalara kredi borcu var ama arazilerine, traktörlerine, hayvanlarına da icra geliyor. Kanun teklifi de verdik. Gelin, şu icraları tarım kesiminde durduralım ki üretimin içinde olsunlar zaten sınırlı çiftçimiz var, 2 milyon 300 bin çiftçimiz kalmış. Bakıyorsunuz, ziraat odalarında 5 milyon kayıtlı çiftçi var, ÇKS'li olan 2 milyon 300 bin. Bu yıl bir zirai don yaşadık, "Etkisi olmayacak." denildi, 10 milyon ton meyve kaybımız var. E, kuraklığın etkisi var. Önümüzdeki dönemi doğru planlayamazsak gıdada problemlerimiz oluşur. Mercimekte 2002 yılında ürettiğimizin bu yıl yarısını üretiyoruz, kuru fasulyede durum aynı; gıda güvenliğini sağlamalıyız. Peki, gıda güvencesinin durumu ne? Zehirlenmeleri, her gün televizyonlarda, gazetelerde okur hâle geldik. Denetim yapmaya çıkacak eleman sayısı 8 bin, denetlenecek yer 750 bin, kayıt dışıyla birlikte 1 milyon. Ben çok kere çağrıda bulundum, 2004'te, 2012'de belediyelerinin yetkisi ellerinden alındı. Gelin, şu belediyeleri bu işin içine katın, insanlarımızın can güvenliği açısından belediyeler de denetiminde olsun. Belediyenin zabıtası gidiyor, bozuk tavuğu tespit ediyor, başında bekliyor, tarım ilçe müdürlüğünden görevli gelecek, aksi taktirde el koyamıyor; böyle bir sistem olur mu?

Siz diyorsunuz ki: "Sorulara cevap veriyoruz." Bende sizin cevaplarınızdan çok sayıda var, aynen şöyle yazıyor: "İlgili bakanlığa bu soruyu sorun." E, bu cevap mı oluyor Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım? Çünkü bu sistemde, Cumhurbaşkanına eski sistemden gelen "Soru sorulamaz." ifadesiyle tek yönetici, tek yetkili Cumhurbaşkanına soramıyoruz. "Onun adına siz yanıt verin." diyoruz, siz bizi bakanlara havale ediyorsunuz, sistem içinde "hükûmet" olgusu yok ki.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Cumhurbaşkanlığıyla ilgili değilse, bizim direkt bağlı kuruluşlarımızla...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ama her şey sizinle ilgili, bu bütçe Cumhurbaşkanının bütçesi, bakanların bütçesi değil ki, tek başına Cumhurbaşkanının.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yanlış yere soru soruyorsun, daha nereye soracağını bilmiyorsun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bakın, 1 litre sütle 1,5 kilo yem alınamadığı için bugün gene bir arkadaşımız aradı, "Süt ineklerinin hepsini sattım." dedi yani hayvancılık yapanlar yurt dışından gelen hayvan varlığına rağmen bu işi bırakıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bakın, bütçede...

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz Sayın Gürer.

Şimdi de söz sırası Sayın Osman Cengiz Çandar, buyurunuz lütfen.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Arkadaş, bu beş dakikanız da bende mi hızlı geçiyor, nasıl oluyor, daha yeni işe başladık ya!

(Gülüşmeler)