KOMİSYON KONUŞMASI

SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, kıymetli milletvekilleri, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz, bugün, yalnızca ekonomik bir darboğazdan geçmiyor. Bugün, devlet yönetiminin aklı, etiği ve kamu sorumluluğu maalesef ciddi ölçüde aşılmış durumda. Ülkemizdeki yönetim sisteminde kaynakları dar bir çevrede yoğunlaştırarak kurumları ve milyonlarca vatandaşı siyasal bir merkezin etrafında olmaya zorlayan bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. Oysa "devlet yönetimi" dediğimiz şey, siyasi tercihlerle değil, kurumsal hafızayla, hukuki mekanizmalarla ve şeffaf bir bütçe disipliniyle yönetildiğinde anlam bulur. Vatandaştan alınan vergi, devlet ile millet arasındaki en hassas sözleşmedir ve bu yönetimde hemen her gün bu sözleşme ihlal edilmektedir. Bu ülkede halk vergi verdiği hâlde geçinememekte ama belli bir grup vergiden muaf, orantısız bir biçimde zenginleşmektedir. Devlet, şatafatın ve israfın ön plana çıktığı bir mekanizmaya dönüşmektedir.

Sayın milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; devlet varlığını borçlu olduğu milleti esas alan kurumlarının gücü ölçüsünde güçlüdür. Bugün, karar süreçleri birkaç kişinin iradesine sıkıştığı için, siyasi sadakat önceliklendirildiği için hata payı büyümekte, denetim işlevsizleşmekte; israf, şatafat, kamu zararını katlamaktadır. Bürokrasi, hukukun üstünlüğüne değil, merkezin siyasi reflekslerine göre hareket etmeye zorlandıkça Türkiye sadece bugününü değil, geleceğini de kaybetmektedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarının tarafsızlığı, gücü ve milletiyle olan ilişkisi Cumhuriyet Halk Partisinin en temel önceliğidir. Zira, Cumhuriyet Halk Partisi bu cumhuriyeti de devleti de kuran partidir. Ülkedeki hukuksuzluğa, kutuplaşmaya ve antidemokratik her yaklaşıma karşı olan mücadelemizin sebebi de budur, devlet aklının aslında milletin aklı demek olduğunu vurgulamamızın sebebi de budur. Bizim iktidarın kurumları yönetme biçimiyle sorunumuz var, devletin idaresinde ki bu önemli kurumların siyasileşmeleriyle sorunumuz var. Mücadelemiz, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devleti oluncaya kadar, devleti tekrar millet oluşturuncaya kadar devam edecek. Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin milletteki karşılığının bu denli yüksek olmasının tek bir sebebi var, o da Türk milletinin ideolojik saiklerden uzak, kurucu değerlerine dayanan, ifade özgürlüğünün olduğu, refaha dayanan bir yaşam istediği gerçeği. İktidarı, sistemde kendisine alan yaratan güç gruplarından devleti arındırmaları gerektiği konusunda uyarıyor, adaletin ve hukukun devletin asıl ihtiyacı olduğunu buradan da vurguluyorum. Savunma Sanayii Başkanlığı, veya Millî İstihbarat Teşkilatı gibi hayati önemdeki kurumlarımızın da bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı bütçesinin milletin menfaatleri doğrultusunda kullanılmasını temenni ediyor, Komisyonu saygıyla selamlıyorum.