KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, kurumların değerli temsilcileri, sevgili basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir göndermeyle başlamak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım konuşmasında "Tabii ki eleştiriler olacak ama bunlar kişiselleştirilmeden, hakarete varılmadan yapıldığında bunlardan yararlanacağız." dedi. Bunu sevindirici bir gelişme olarak görüyorum çünkü Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın 27'nci Dönemdeki Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı döneminde sunum yapan, bütçelerini sunma göreviyle Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen Bakanların bir kısmı bu sınırlarda hareket etmiyordu. Bunun büyük zorluğunu da Sayın Başkan yaşıyor idi. Buradan ders çıkarılmış olmasını ve ifade edilmiş olmasını sevindirici buluyorum.

Bir başka nokta Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğiyle ilgili. Burada da sevindirici bir gelişme olduğunu umuyorum. Daha önceki Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri uyarılarımıza rağmen maalesef değiştirilmeyen, vazgeçilmeyen ticari bir yönetim kurulu üyeliği gibi yani ayrıca gelir elde eden bir görevde de ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine hiç yakışmayacak bir tutum içerisindeydi. Uyarılarımıza rağmen bu değiştirilmemişti ama Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri değişti. Şimdiki Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterimizin böyle bir yanlışa düşmeyecek olması da tabii ki sevindirici olacak.

Cumhurbaşkanlığı bütçesiyle bağlantılı olarak bugün Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı bütçeleri de görüşülmüş oluyor yani bir anlamda devletin güvenlikle ilgili bütçesi de Cumhurbaşkanlığı bütçesi içerisinde önemli ölçüde yer ediyor. Güvenlikle ilgili büyük bir bütçe ayırıyoruz ama bu bütçeyle güvenliğimiz ne durumda, bir de ona göz atalım.

Değerli milletvekilleri, Değerli Başkanım; güvenliğimiz maalesef güvenli değil. Güvenlik kuruluşlarımız güvenlik içinde değil. Özellikle dijital dünyanın gelişmesiyle birlikte siber alandaki güvensizliklerle neredeyse bilgilerimizin işportaya çıkmış bir hâliyle karşı karşıyayız. Dijital devlet işgal edilmiş durumda, devletin ve milletin güvenliğiyle ilgili çok mahrem ve kozmik bilgiler işportaya düşmüş. Devletin güvenlik ve istihbarat kurumlarına emanet edilen, kamu kurumları ve vatandaşlara ait ele geçirilemeyen, sızdırılmayan veri neredeyse kalmamıştır. Daha da acı olanı, güvenlik ve istihbarat kurumlarımız kendi kurumlarının çok gizli bilgilerini koruyamaz duruma düşürülmüştür. Kişisel verilerin ele geçirilmesiyle ilgili yargılamalarda güvenlik kurumlarımızın lojmanlarına ait bilgiler, lojmanlarda ikamet eden personelin listesi, sorgu sistemine ait fotoğraflar ve "gizli" gizlilik derecesine sahip belgelerin maalesef yer aldığını görüyoruz. Gizlilik derecesi en yüksek olması gereken İstihbarat Kurumumuzun verileri çeteler tarafından ele geçirilebilecek duruma gelmiştir. Kendi gizli bilgilerini koruyamayan güvenlik kurumlarımızın yarattığı bu boşluk ülke ve toplum güvenliğinin korunması konusunda ciddi güvensizlikler yaratmıştır. Savunma sanayi firmalarının gizli bilgileri yurt dışında bazı internet sitelerinde dolaşıma girmiş, mesajlaşma uygulamaları ortamında satışa sunulmuştur. ASELSAN'ın ürettiği askerî teçhizata ait üretim bilgileri, miktarları ve teknik özellikleri de sızdırılabilmiştir.

Güvenliğin denetiminin ne durumda olduğunu da değerlendirecek olursak yeni kurulan Siber Güvenlik Kurumunun Meclis tarafından denetlenemediğini, yine bir başka güvenlik kurumu olan Sahil Güvenlik Komutanlığının da denetim dışı olduğunu ifade etmek isterim.

Sonuç itibarıyla, güvenlik kurumlarımızın güvenlik görevi sağlama ve hizmetlerini yürütme olan kurumlarımızın bile güvenliklerini sağlayamadıkları bir ortamla karşı karşıyayız.