KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Genel Müdüre ben de başarılar diliyorum.

Biz Alt Komisyon üyeleri olarak gittiğimizde başka bir Genel Müdürle karşılaşıyoruz, buraya başka bir genel müdür geliyor. Herhâlde hızlı bir değişim var bakanlıklarda.

Şimdi, ben orada şunu dile getirmiştim: Demiştim ki: "Türkiye'de çocuk mahpuslar var 12 ilâ 18 yaş arasında. Bu çocuklar topluma yeniden kazandırılması gereken çocuklardır, ıslah edilmesi gereken çocuklardır. Bu çocuklar çok küçüktür ve çocuk olduklarından ötürü de bir suça iştirak ettiklerinde eğer onun toplumla olan bağını, anne-babayla olan bağını keserseniz o çocukları eğitmeniz ve topluma kazandırmanız mümkün değil." Şöyle bir öneri getirmiştim, demiştim ki: "Bu çocukların, 12-18 yaş grubu çocuklarının yüzde 35'inin hiçbir geliri yok yani hiç parası yok. Bu çocuklar cezaevlerinde büyükleriyle baş başa kalıyorlar ve orada daha kötü eğitimle toplumdan uzaklaşıyorlar. Bu çocuklar acaba aileleriyle ücretsiz mektuplaşabilir mi?" yani 12-18 yaş grubu. Siz bana yanıt yazmışsınız, bilenen yanıtı "Er ve erbaşlar, uzaman çavuşlar, astsubaylar falan, onların mektupları ücretsiz gönderilir, böyle bir imkân yok." denilmiş. Ben burada tabii Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine de sesleniyorum, eğer bu çocukları topluma kazandırmak, ıslah etmek istiyorsak, eğer bu çocukların aile bağlarının kopmasının önüne geçmek istiyorsak en azından mektuplaşmaları konusunda yasal bir engel varsa, bu yasal engeli birlikte Mecliste kaldıralım, eğer PTT mevzuatı içerisinde bu çocukların mektuplarının ücretsiz olarak gönderilmesini ve aileleriyle yazışmalarını sağlarsak PTT sanıyorum çok büyük zarar etmez bu işten ve ekonomik olarak da kayba uğramaz diye düşünüyorum. Yani, batmaz en azından o çocuklar mektuplaşıyor diye PTT batmaz diye düşünüyorum.

Yine, incelemelerde görmüştüm, onu da dile getirdim yani işte PTT'nin 1 milyar 276 milyon TL'si personel ve ücret giderlerine gidiyor ama yüzde 25'lik bir dilimi de, 508 milyon liranın da dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetlerden yararlandırıldığını gördüm. Bu da yüzde 25'lere varıyor PTT'nin giderlerinde. Bu rakamın bir şirket için dışarıdan yararlanmasının ne kadar doğru olup olmadığını sordum. Orada bana verilen yanıtta işte "Şirketin, 508 milyonun temizlik hizmeti, özel güvenlik hizmeti, yardımcı hizmetlerin iş gücü gibi firmalar arasında devam edilmesi düşünülüyor." diye bir yanıt geldi. Yani, taşeron sisteminin PTT'de devam edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ben, burada acaba PTT Genel Müdürünün bu cevabından şunu mu çıkarmam lazım: Hani taşeron sistemi destekleniyor mu yoksa yapılan çalışmalarla taşeron sistemi iktidar tarafından kaldırılacak mı? Burada bir çelişki görüyorum ama siz diyorsunuz ki eğer firma elemanları kadroya alınırsa Hükûmet tarafından, biz bu işi böyle yapacağız diyorsunuz, dolayısıyla dışarıdan hizmet alımındaki rakamda düşme olacak ama hedefinizde, önümüzdeki yıllardaki hedefinizde dışarıdan alınan hizmetlerin düşürülmesi noktasında bir çalışma var mı? Bu önemli.

Yine, ben şeyi merak etmiştim, "Sizden zimmete ne kadar para geçti, ne kadar kayıp paradan söz ediyorsunuz? O konuda rakam nedir? Bu rakamın açıklanmasında emniyet, suistimal, sigorta açısından bir tedbir var mı? diye sormuştum. Siz bana açıklamışsınız, 2014'te 2 milyon 184 bin TL, 17 personeli aldık demişsiniz. 2015 yılında yine 2 milyon 573 bin, 20 merkezde 24 personeli aldık diyorsunuz, işte soruşturma falan, bir sürü rakamalar vermişsiniz. Asıl merak ettiğim şu: Madem 2002'yi baz aldınız siz, ben 2002 itibarıyla, yıllar itibarıyla zimmet çizelgenizi istiyorum. Bu paralar nerelere gitti, ne kadar insan hakkında zimmet çıkarıldı, bu paraları geri alma ihtimali var mı alabilecek misiniz ve zimmetlerin önüne geçmek için PTT olarak nasıl bir tedbir alacaksınız? Gördüğüm kadarıyla 2 milyon 420 bin, 2 milyon 573 bin, 2 milyon 184 bin, her sene böyle bir rakam oluşuyor, bunu da önlemek lazım diye düşünüyorum.

Ben yine bir soru sormuştum, Aziz Bey hemen bana, İstanbul eski İl Başkanı olduğu için bilgi vermişti ama ben yine bunu göstereyim size. Şu fotoğrafları biliyorsunuz, biliyorsunuz değil mi?

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Anlatılmıştı o konu.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Anlatmıştı, ben onu soracağım şimdi, başka bir yönüyle soracağım. Yeni Türkiye, yeni güç, Esenler İlçe Başkanlığı, AK PARTİ'nin ampulü ve üzerinde de PTT Kargo yazıyor. Şimdi, burada, filo yönetiminde kiralanan araçlar konusundan söz etmiştik. Siz, bana verilen yanıtta demişsiniz ki bu Özdicle Ticaret Limitet Şirketi, 2011 tarihinde sözleşme yapmıştık biz bunlarla, 2014 Mayısında bitmiş bunun sözleşmesi. "Yan taraftaki bütün PTT logolarını sökmüş bu arkadaşlar ama Adalet ve Kalkınma Partisine bu arabaları verirken de o üstteki logolar unutulmuş." denildi bana. Tamam, bunu böyle kabul ediyorum, öyle olmuş olsun ama ben şimdi soruyorum: Özdicle Ticaret Limitet Şirketiyle daha sonra herhangi bir sözleşme, anlaşmanız var mı? Yani, bu firmanın Adalet ve Kalkınma Partisine yakınlığını merak ediyorum. Acaba PTT'yle yaptığı çalışmanın, beş yıllık çalışmanın sonucunda seçim çalışmalarında promosyon olarak mı bu kullanıldı? Bu firma tarafından Esenler İlçe Başkanlığına ya da Adalet ve Kalkınma Partisine o tarihte kesilmiş bir faturası var mı, anlaşması var mı bunu da merak ediyorum ben. Aslında, PTT gibi önemli bir kurumun...

BAŞKAN - Sayın Sertel, bunu Sayın Genel Müdürümüz nasıl bilebilir ki?

ATİLA SERTEL (İzmir) - Genel Müdüre değil de ben buradaki Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlara soruyorum. Onu ayırt eder o, bon onu ona sormuyorum.

Yani, bunu araştırıyorum niye biliyor musunuz arkadaşlar? Temiz siyaset lazım. Yani, kurumlar üzerinden ampulü unutulmuş bir araç PTT aracı olmamalı, ampulle donatılmış bir araçta da PTT'nin logosu olmamalı diye soruyorum. Yani bu önemli, hassasiyet gösterilmesi gereken nokta. Siz yapmasanız da vatandaş bunu öyle görünce devlet imkânları kullanılıyor gibi görülür ve bu temiz devletimize zarar gelmesin diye söylüyorum bunu. Yani, çok temiz, her tarafımız tertemiz, aman ha sakın, dikkat edin bir sıkıntıya düşmeyin diye söylüyorum. Şakası bir yana, bunu çok ciddi bir biçimde merakla takip edeceğim çünkü bu Türk siyasi hayatında herkesin verebileceği hesabı olmalı ve bu konuda da verilen hesapların da doğru, yerinde olması gerektiği için söylüyorum.

Teşekkür ediyorum.