KOMİSYON KONUŞMASI

VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; ben de bütçenizin hayırlı olmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum ancak Sanayi Bakanlığının bütçedeki payı 176 milyar, yaklaşık yüzde 1 civarında. Bu ne kadar yeterli, onu da sizlerin takdirine bırakıyorum.

Tabii, Türkiye rakamlarla büyürken maalesef sanayi gitgide küçülüyor, daralıyor, özellikle bazı sektörlerde maalesef sıkıntı çok, tekstil gibi.

Türkiye, imalat sanayi istihdamının yüzde 14'ünü sağlayan hazır giyim sektörü istihdam ve ihracatta alarm zilleri çalıyor. Bugün tekstil ve hazır giyim sektöründe ülke tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşıyoruz. Yıllarca Avrupa'nın en büyük tedarikçilerinden biri olan Türkiye son yıllarda yüksek enflasyon, artan enerji, işçilik maliyetleri nedeniyle rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya; üretim zincirleri maalesef başka ülkelere kayıyor. Geçtiğimiz günlerde "The Economist" gazetesinde bununla ilgili bir yorum var, belki okumuşsunuzdur. Ne diyor? Osmanlı'nın ipek başkenti Bursa'nın yüzyıllar boyunca dünya tekstilinin merkezi olduğuna dikkat çekiyor ve Türkiye'nin son otuz yılın en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor "The Economist" ki buradaki bütün rakamlar da ondan farklı değil.

Tabii, bunun çok etkileri var. Özellikle -ben Malatya Milletvekiliyim, Malatya da önemli bir tekstil kenti- çok büyük fabrikalar -ki marka olmuş fabrikalar, Türkiye'nin de gururu olan fabrikalar bu markalar, örneğin Waikiki markası gibi markalar- Malatya'dan gitmeye başladı, istihdam oranları çok düştü. Çok büyük bir fabrikamız vardı "Baykanlar" diye, orada yaklaşık 3.000-3.500 kişi çalışırken ve son teknolojiyle çalışırken rakamlar 600'e kadar düştü ve bunlar Mısır'da yaşam mücadelesi veriyor. Hem Merkez Bankası Başkanının hem de Cumhurbaşkanı Yardımcımızın ifadelerinden, "subliminal" mesajlarından anlaşılıyor ki tekstilden Türkiye çıkmak istiyor, bırakmak istiyor. Tabii ki yüksek katma değerli ürünler üretilsin, teknoloji ürünleri üretilsin ama çok istihdama yol açan bu sektörün öldürülmemesi lazım, ölmemesi lazım. Sadece -bugün Ümit Hoca da söyledi- kapanan fabrika sayısı 7.409, 360 bin kişinin işsiz kaldığı anlaşılıyor. Bu konuda bir tedbirin mutlaka alınması lazım. Dev markalar Türkiye'yi terk ediyor. Özellikle kadın istihdamında çok önemli bir yeri var bizim açımızdan, hem Malatya açısından hem Türkiye açısından çok önemli yeri olduğunu ifade etmek istiyorum bu tekstil sektörünün. Eğer böyle bir karar varsa ki bilmiyorum bir strateji, böyle bir karar var mı; tekstil sektöründen çıkma kararı var mı bilmiyorum. Tabii, burada dolar...

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bilmiyorum ya, ben hem Merkez Bankasının geçtiğimiz haftalardaki buradaki sunumundan öyle anladım hem de Cumhurbaşkanı Yardımcımızın sunumundan böyle anladım. Belki siz tabii Sanayi Bakanısınız, bununla ilgili sanayicilerle oturup konuşmak gerektiğini düşünüyorum çünkü bire bir konuşuyoruz bu insanlarla, çok ciddi sıkıntılar yaşadıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şimdi, tabii, burada konuşuyoruz, Türkiye'ye -biraz önce Ümit Hoca çok güzel sunum yaptı, ondan kalan eksik kısımları da ben tamamlamak istiyorum- 19 Mart darbesinin yaklaşık maliyeti 150 milyar doları buluyor, sizin bütçenizle karşılaştırıldığı zaman da bunun ne anlama geldiğini daha iyi anlaşılıyor. "Sanayinin geliştirilmesi, üretim ve yatırımların desteklenmesi" başlığı altındaki 177 milyarın çok üzerinde bir rakam, AR-GE ve yenilik bütçesinin çok üzerinde bir rakam yani demokrasi dışına bir yönlenince Türkiye'nin ekonomisinin neler kaybettiğini görüyoruz.

Yine, sizi çok yakından ilgilendiren, sizin de Bakanlığınızın önemli bir paydaşı olan örneğin TÜSİAD'la ilgili yapılan yaklaşım. Yani hakikaten, hem TÜSİAD Başkanının hem İstişare Kurulu Başkanının Türkiye'nin gözü önünde bu muameleye tabi tutulmasının kimseye faydası yok; ne memlekete faydası var ne size faydası var ne ekonomiye faydası var.

Yani, bakın, Sayın Bakanım, gazeteciler cezaevine atılıyor. Örneğin, Fatih Altaylı cezaevinde yatıyor, Fatih Altaylı bu hükümden ceza alsa yatarı bitmiş durumda; peşin cezalandırılıyor. Gazeteciler, iş adamları cezaevinde. Şimdi, bu ülkeye doğrudan yatırım gelir mi? Yani doğrudan yatırım gelmesinin biraz demokrasiyle, hukukla bire bir bağlantısı var.

Bakın, birçok iş adamının malına çökülüyor. Biz "Kimse yargılanmasın." demiyoruz, kara parayla ilgili kimde kara para varsa peşine düşülsün. En büyük mücadelenin kayıt dışı ekonomiyle olduğunu düşünüyoruz biz parti olarak, kayıt dışı ekonomiyle mutlaka mücadele edilmelidir diyoruz ancak bakın, son haftalarda yaşadığımız... Devlet önünü açıyor -yarın Ticaret Bakanlığı bütçesinde konuşacağız bu Can Holdingle ilgili- "Git, bu Ciner Holdingi al." diyor ama "Al." dedikten birkaç gün sonra bir operasyon yapılıyor. Yine, bakın, belediye başkanlarımızın, iş adamlarının, bizim belediyeyle iş yapan iş adamlarının eğer belediyeden kaynaklı bir kazançları varsa yine onlara el konulsun ama insanların yetmiş yıllık, seksen yıllık, yüz yıllık malına mülküne el koyduğunuz zaman kimsenin bir güvencesi kalmıyor. Şimdi, bu iş adamlarına yapılanlardan sonra yurt dışından gelip insanlar yatırım yapar mı? Bunu da sizlerin takdirine sunmak istiyorum.

Bir de bakın, siz de bir açıklama yaptınız TÜSİAD'ı suçlayıp. Siz dediniz ki: "Eski Türkiye yok. Vesayet iklimine yer yok." Ya, vesayetin âlâsı var şu anda, bakın, vesayetin âlâsı var; "yargı kolları" diye bir şey oluşturuldu, vesayetin âlâsı. Kim muhalifse cezaevine atılıyor. Sanatçılara bakın; sanatçılara giyimlerinden dolayı yurt dışı yasağı konuluyor.

Yine, bakın, en büyük problemlerden biri de beyin göçü dedik. Ben, şimdi, hem sizin Bakan Yardımcınızın hem sizin eğitimlerinizi biliyorum yani hangi üniversitede okuduğunuzu, hangi dereceyle girdiğinizi ben biliyorum. Şimdi, sizin yerinizde bir genç, Allah aşkına, Boğaziçini bitirmiş, 13'üncü olarak Boğaziçine girmiş ya da Konya'nın bir köyünden gelmiş, bir yerde okumuş, Boğaziçine girmiş bir insan burada durur mu ya? Özgürlük yok, hukuk yok, bakın, özgürlük yok, hukuk yok. Gençleri burada tutan en büyük şey özgürlük, hukuk.

Şimdi, bakın, burada bürokratlarımız var, çok değerli bürokratlar; Bakan Yardımcılarımız var; Allah aşkına... Bir de bakın, Türkiye'nin geniş kesimleri, beyaz yakalıları yoksullaşmış durumda. Buradaki bürokratlara da -arkanızda- sorun, kaç lira maaş alıyorlar? Boğaziçi mezunu, sizde çalışan birisi kaç lira maaş alıyor? Ya, bu maaşların da düşüklüğü sadece asgari ücretlileri değil bütün beyaz yakalıları ilgilendiren bir konuma gelmiş durumda. Türkiye hızla -beyaz yakalılar dâhil- yoksullaşıyor durumda. Yani, en üst bürokrat -benim bildiğim- herhâlde 200 bin almıyor; bilmiyorum yani eğer başka, yan gelirleri yoksa çok fazla maaş almıyorlar. Bu işlerde tutmak lazım çünkü ülkede geniş kesimler yoksullaşmış durumda.

Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki: "Bir toplu iğne bile yapamıyoruz." Ya, ben bunun yapılıp yapılmadığını tartışmayacağım ama arkadaşlar, bu geçmişle hesaplaşmanın kime, ne faydası var? "Cumhuriyet bir şey yapmadı." deyince size ne faydası var? Cebiniz mi doluyor Allah aşkına, zengin mi oluyorsunuz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Kim öyle bir şey diyor?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Cumhurbaşkanı dedi; "Bir toplu iğne bile yapamıyoruz, geldiğimiz noktaya bak." dedi, ben mi dedim?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Kıyaslama yapmasın mı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, arkadaşlar, bu cumhuriyetle hesaplaşmanın kime ne faydası var? Cebinize mi faydası var, neyiyle faydası var? Laf açtınız: "Cumhuriyet."

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cümleyi toplayamıyorsun, gelip burada ahkâm kesiyorsun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, bakın, bu cumhuriyet sayesinde Sayın Bakan Yardımcısı orada oturuyor, Sayın Bakan orada oturuyor. Bakın, o cumhuriyetin imkânları sayesinde -muhtemelen dershaneye gitmemişsinizdir- o cumhuriyetin sayesinde eşit; Boğaziçinde okumuş, gelmiş, Bakan olmuş; o cumhuriyetin sayesinde. Hepimizin koltuğunu... Bak, sen bir fırıncı babanın evladısın, sen de o koltukta oturuyorsun cumhuriyetin sayesinde. Cumhuriyete düşmanlık yapmanın, hesaplaşmanın ne size faydası var ne ekonomiye faydası var; hiçbir faydası yok.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bizim öyle bir derdimiz yok ki.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şu anda, bakın, bir hukuk vesayetiyle karşı karşıya Türkiye. Hiç kimse iddia etmesin; kimsenin ne mal güvenliği var ne can güvenliği var. Ya, bir insanın otuz bir yıllık diplomasını iptal ettiniz, diplomasını iptal ettiniz. Yakında birisinin nikâh cüzdanını iptal eder misiniz? Vallahi iptal edersiniz ya da en basit...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sahteyse edilir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yahu, sahtenin Allah belasını versin!

Ya da şöyle yapın, bak, toplu bir çözüm buldum size: Ekrem İmamoğlu'nun doğum kâğıdını iptal edin; doğmamış sayalım, kurtulalım, vallahi kurtulalım (!)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Büyük espri (!)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, büyük espri.

Bakın, değerli arkadaşlar, biz "yüksek teknoloji ihracatı" diyoruz, "beyin göçü" diyoruz. Bakın, yirmi beş yıldan beri yüksek teknoloji ihracatımız yüzde 3 seviyesinde; İrlanda'da yüzde 40; İsrail'de yüzde 30; İngiltere, Avusturya, Norveç, Fransa gibi ülkelerde yüzde 20; Meksika, Amerika, Almanya, Kanada, Japonya, İspanya ve daha birçok ülkede 10 ila 20 arasında. Bizim yapmamız gereken en büyük şey, yirmi beş yıldan beri yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatı yüzde 3, bunu artırmak. Bakın, Bakanlık başka ülkenin bakanlığı değil, Bakanlığın iyi yaptığı şeylerden gurur duyuyoruz, seviniyoruz, övüyoruz. Yani bakın, TOGG'a karşı BYD'yi siz savunuyorsunuz, Veli Ağbaba karşı çıkıyor. Size söylüyorum yani size söylemiyorum. Buraya söylüyorum, BYD'ye ayrıcalık getirdiler ya TOGG'a karşı. TOGG'u biliyorsunuz Sayın Bakan, video da çekiyorsunuz TOGG'la.

CAVİT ARI (Antalya) - TOGG'u savunmak da bize kaldı sonuçta.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biz savunacağız tabii, memleketin millî... Ya, babalarının malı değil ki memleketin malı. Dolayısıyla bizim hukuka sahip çıkmamız lazım yani bu hukuk olmadığı sürece memleketin gelişmesi mümkün değil. Memlekette demokrasi yok, memlekette sadece size demokrasi var; memlekette hukuk yok, sadece size hukuk var, bir yargı bağımsızlığı yok.

Şimdi, gelelim beni ilgilendiren kendi ilim Malatya'yla ilgili, Sayın Başkan...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Süre bitti.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Süre var, sen merak etme.

Şimdi, 6 Şubat depremlerinin en büyük yıkımını Malatya yaşadı, özellikle Çarşı merkez yerle bir oldu; çok şükür, organize sanayimizde birkaç fabrika dışında... Çok büyük bir cam fabrikamız yerle bir oldu, bir büyük tekstil fabrikası...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İki dakika, buyurun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dolayısıyla Malatya'nın yeniden üretim gücüne kavuşması için, istihdamın artırılması için, sanayinin önünün açılması için sizlerden Malatyalıların beklentisi büyük. Maalesef, hem fabrikada çalışanlar Malatya'yı terk etti hem fabrikalar taşınmaya başlandı, işçi bulmakta zorlanıyorlar, personel sıkıntısı nedeniyle Malatya çok çeşitli sıkıntılar yaşıyor yani özellikle bu konuda büyük desteklere ihtiyaç var. Malatya'nın -biraz önce söyledim- önemli firmaları, önemli tekstil firmaları maalesef Malatya'yı terk ediyor. Burada bir rakam var, 45 binden 30 bine kadar düşmüş işçi sayımız, bu çok önemli bir konu. Malatya'nın organize sanayisi hakikaten bizim de gururumuz Malatya'nın da gururu, oradaki sanayiciler hakikaten kutsal bir iş yapıyorlar, para kazansalar da kazanmasalar da yatırıma devam ediyorlar. Bu konuda desteklerinizi beklediğimizi söylemek istiyorum. Malatya, eylül ayında önceki yılın aynı ayına göre yüzde 45 düşüşle 24 milyon 668 bin dolar ihracat gerçekleştirdi, organize sanayi bölgesindeki fabrikalar artık dünyayla rekabet edemez hâlde.

Şimdi, her bütçede söylüyoruz, mücbir sebep 30 Kasımda sona eriyor. Maalesef, SGK ve vergi kolaylığı sağlayan mücbir sebep 30 Kasımda sona erecek; Adıyaman, Hatay, Maraş, Malatya, Antep, İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde bunun biraz daha uzatılması gerekiyor.

Siz biraz önce sanayiyle ilgili bir şeyler söylediniz, Malatya'yı da içine katıp "Dükkânlar yapıldı." dediniz. Maalesef, toplam 2.400 olan iş yerinin ilk etabı olan 714 iş yeri tamamlandı ve kurası çekildi, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. 2'nci etap olarak 192 adet dükkân daha inşa edilmesi planlanıyor. Malatya Çavuşoğlu bölgesinde bulunan sanayi bölgesinde 2.500 civarında iş yeri var, bunların en az 1.500'ü ağır hasarlı ve orada insanlar, esnaflar hasarlı dükkânlarda işlerini yapmaya çalışıyor. 2.500 sanayi iş yerine ihtiyaç olan bir şehirde depremin üzerinden bin gün geçmiş, sadece 714 dükkân tamamlanmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, mikrofonu son defa iki dakika açıyorum, sonra yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Üstelik bu dükkânlar 200 metre, bundan elli yıl önce yapılan dükkânlar 400-500 metreyken bugünkü dükkânlar çok küçük. Çavuşoğlu sanayisinin Altay Kışlası'na taşınacağına, mevcut yerlerinin sanayi bölgesi olmaktan çıkarılacağını söyleyen sanayi esnafı rezerv alan istemiyorlar, yerinde dönüşüm istediklerini belirtiyorlar. Ayrıca, daha büyük dükkân yapılmasını istiyorlar. Keresteciler, oto tamirciler, mermer atölyeleri bu dükkânlarda -siz de takdir edersiniz ki 200 metrekare dükkânda- iş yapamazlar, bunların dükkânlarının daha da büyümesi gerekiyor.

2018 yılından bu yana OSB'miz 6'ncı bölge teşviklerinden faydalanıyor, Cazibe Merkezleri Programı kapsamında uygulan 6'ncı bölge teşvik destekleri süresi 31 Aralık 2025 tarihinde sona erecek; deprem sonrası yeniden ayağa kalkma mücadelesi veren bölgenin illerinin üretimi, ihracatı, istihdamı adına büyük bir önem gösteriyor. 6'ncı bölge teşvik desteklerinin süresinin uzatılmasını sizden rica ediyor Malatyalılar. Teşviklerin sona erecek olması hem mevcut yatırımcıyı hem de yatırım düşüncesi olan iş insanlarımızı tedirgin ediyor. Malatyalılar önlerini görmek istiyorlar. Bu konunun da önemli bir konu olduğunu söylemek istiyorum.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Uzattık teşvikleri.

VELİ AĞBABA (Malatya) - 6'ncı bölgeyi?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Haberi yok.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Takip etmiyor ki.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Uzattık.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne zaman uzattınız?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Yeni teşvik sistemini ilan ederken...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şöyle, yatırım teşvik sisteminde şöyle, ona da geleceğim Sayın Bakan, Orhan Yegin biraz sabredebilirse... Ben seçim bölgemle ilgileniyorum; Orhan Yegin gibi gelip Mecliste oturmuyorum, onu da söyleyeyim; ben her gün bölgemde geziyorum.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Orhan Bey'in seçim bölgesi Ankara.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ankara işte, gitmiyor Ankara'ya, gören yok.

Yeni teşvik sisteminde yapılan düzenlemeye göre Hatay 4'üncü bölgeden 5'inci bölgeye aktarılmış, Adıyaman 6'ncı bölgede kalmış, Kahramanmaraş 5'inci bölgeyi almış, Malatya da 4'üncü bölgede bırakılmış diyor. Ama ayrıca Malatya yeni sistemde...

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Malatya'da 6'ncı bölgeyi uyguluyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Uygulayacağız, peki.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Uyguluyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Devam edecek mi?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MEHMET FATİH KACIR - Süreyi de uzattık, 30 Mayısta da ilan ettik.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Peki, ben o zaman bu sözümü geri alıyorum, eğer 6'ncı bölge... Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum Malatyalılar adına.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben de teşekkür ediyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, çok önemli, iki dakikalık bir şey, hemen bitiriyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yok, bitti, bitti.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok önemli bir konu.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şöyle; Sayın Ağbaba, hepsi önemli, ben herkese aynı uygulamayı yapıyorum, sabah da aynısını yaptım; istirham ediyorum sizden de.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Peki, şöyle, o zaman ben teşekkür edeyim, müsaade edin teşekkür edeyim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun teşekkür edin, teşekkürde sorun yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - OSB'de yer yok, onu söyleyecektim. Bir de, Sayın Bakan, bu atık su sorunu devam ediyor; Malatyalılar size dua ediyorlar, niye dua ediyorlar? Yani dua etmiyorlar, biraz beddua ediyorlar, "Bu atık suyla bizim bostanımızı kurutanları Allah'a havale ediyoruz." diyorlar. Kaç yıldan beri 2'nci organize sanayinin arıtması yapılmadı, yapılmıyor. Geçen sene söyledim, bu sene de söylüyorum, inşallah, gelecek yıl bana söyletmezsiniz. Tepeköy, Suluköy, Sütlüce, Şahnahan, Topraktepe; bütün bölgede vallahi bostan ekemiyorlar, renkli renkli akıyor sular.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir atık suyu yapamadık, bu konuda Malatyalılar sizden şikâyetçi.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, teşekkür ediyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir de, deprem bölgesine harcama yapılmaması konusunu da Sayın Bakanın dikkatine sunmak istiyorum; Malatya ve deprem bölgesine daha pozitif ayrımcılık yapmanızı bekliyor, bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kadar önemli meseleleri sona bırakmayın lütfen, daha ön tarafta konuşun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Diğerleri önemsiz mi?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Diğerleri boştu...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye, değerli arkadaşlar...

Değerli arkadaşlar, mutlaka onlar da önemli, daha kısa yapsanız süreyi daha efektif yapabilirsiniz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, cebinizden ne çıkıyor, maliyeti mi var size?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, var maliyeti tabii bana.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne maliyeti?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İçeride görüşeceğiz birazdan, maliyeti göstereceğim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Enerji mi harcıyoruz?