KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanımız ve Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokratlar, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanımız, sizin Bakanlığınızı ilgilendiren organize sanayilerle ilgili Antalya Korkuteli ilçemizde bir sorun var. Bu sorun size yansıdı mı, bilmiyorum. Öncelikle, ben Korkuteliliyim ve orada bir organize sanayi kurulmasından memnun olduğumuzu ifade etmek isterim. Her ne kadar ilk başlangıçta yola çıkılan organize sanayi daha çok tarıma dayalı bir organize sanayiyse de son dönemde bir karma organize sanayiye dönüştü. Bir de yeriyle ilgili de hatalı bir seçim olduğunu söylemek isterim ancak buna rağmen şu an tamamlanma aşamasına gelindi.

Şimdi, buradaki sorun ne? Buradaki sorun: Organize sanayide kullanılmak istenilen suyun Korkuteli'nin Taşkesiği bölgesindeki kaynaklardan alınmasına dair verilmiş bir karar var. Bu bölge yani Taşkesiği bölgesi, Korkuteli'nin gerek bölgedeki tarım alanlarında ve gerekse de Korkuteli merkezinde hem sulama hem de içme suyu olarak kullanılan, neredeyse yüzde 70'ine kadar temin edilen bir su kaynağı bölgesi. Öncelikle, Taşkesiği ve Sülekler, Dereköy, Varsak Yaylası diye geçen bölgede yaklaşık 40 bin dekarlık bir tarım alanı var ve yine, o su kaynaklarının devamında, mevcut barajda toplanan suyla da yine, tarım bölgesi olan bizim 9 mahallemizde de 65 bin dekara yakın bir tarım alanında bu sudan yararlanılmakta. Şimdi, eğer organize sanayiye buradan kaynak alınır ise tarım anlamında bölge çok büyük zarar görecektir. Tekrar söylüyorum, organize sanayiye karşı değiliz. Sanayinin gelişmesi bölge anlamında önemli olacak, işsizliğe çare olması anlamında katkısı olacak ancak sizlerden talebimiz -bu konuda yetkili direkt Bakan sizsiniz- organize sanayide kullanılmak üzere DSİ'ye verecek olduğunuz talimatla yeni bir kaynak bulunmasının sağlanması ve tarımda kullanılan suyun burada kullanılmamasını sağlamamız gerekir. Aksi hâlde, bölgemizdeki tarım yok olacaktır. Bu, önemli bir konuydu Sayın Bakanım; bizim için üzerinde çalışmanızı ilçe olarak talep ediyoruz.

Biraz önce bir arkadaşımız gündeme getirdiği için ben de tekrar hatırlatayım istedim, aslında bu sene konuşmak istememiştim ama... Şimdi, Sayın Bakanım, geçen seneki konuşmamızda da... Uzaya bir astronot gönderdiğinizi biliyoruz; 2023'te, tam seçim arifesinde gönderdiniz. O zaman da söyledim, hâlâ da cevabını vermediniz. Astronotun uzayda 13 tane önemli proje yaptığını söylediğiniz, bu projelerin ne olduğunu ve faydasının ne olduğunu bir türlü öğrenemedik ama şunu görüyoruz hâlâ: Bu şahsın okulları ziyaret ettirilerek gezdirildiği, efendim özellikle de seçim döneminde o astronot kıyafetiyle okullarda ve birçok yerde ziyaretler gerçekleştirilip siyasetçiymiş gibi oralarda görüntüler yaratılmasının doğru olmadığını tekrar ifade ediyorum. O dönem için yani 2023 yılı için bütçenin yaklaşık yüzde 2'sine tekabül eden bir para harcandı; 1 milyar 650 milyon civarında. Bunun karşılığında ne elde ettik, onu sormak istiyorum çünkü o parayla gerçekten sanayide, teknolojide o kadar daha önemli işler yapılabilirdi.

Kalkınma ajanslarıyla ilgili eleştiriler yapılmaya başlandı artık. Ben de o eleştirileri yapmak isteyenlerden birisiyim. Antalya İl Genel Meclisi Başkanı olarak 2009 yılında Antalya'da Burdur, Isparta, Antalya üçlüsünün oluşturduğu BAKA'nın yani Batı Akdeniz Kalkınma Ajansının kurucu yönetim kurulu üyesiyim, öncelikle onu da söyleyeyim ve beş yıl orada görev yaptım. Kendimiz görev yaptığımız sırada dahi siyasi tercihlerin yapılmasının önüne geçemedik; o dönem dahi siyasi tercihlerle teşvikler uygulanmaya devam edildi. Örneğin, belediyelerde ayırımcılıklar yapıldı ve yine siyaseten her ne kadar "Seçici kurullardan, komisyonlardan geliyor." denilse de orada farklı tercihlerle teşvikler verildi, bunu biliyoruz. Şimdiki dönemde de çok farklı olmadığını duyuyoruz, biliyoruz. O nedenle, artık, kamu kaynaklarının... Buralarda bölge için çok etkili projelerin hazırlanmadığı bir kurumun daha fazla sürdürülmesinin çok faydalı olduğunu ben de düşünmüyorum. Ha, bu arada orada çok yetkin, değerli, iyi eğitim almış genç arkadaşlarımız vardı; o birikimlerin daha iyi yerlerde de kullanılmasında da fayda olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, sunum kitapçığınızda tarım, sulama, kültür ve sosyal içerme, turizm ve kırsal kalkınmayla ilgili desteklerinizden bahsettiniz Sayın Bakan; sunum kitapçığınızda var. Aslında bunları önemsiyoruz, gerçekten de çok önemli konular. Özellikle kırsal kalkınmayı çok önemsiyoruz. Kırsal kalkınma tarımla, sulamayla ve bölgenin kültür geleneklerinin yaşaması yönüyle de çok önemli ve bu anlamda da kırsalın desteklenmesini, kırsaldaki kalkınmanın desteklenmesini biz de canıgönülden istiyoruz ve gerçek anlamda da desteklenmesi taraftarıyız. Bu anlamda, şunu ifade etmek istiyorum: Bakın, bir tarafta kırsal nüfus her geçen gün azalmakla birlikte tarımdan çıkan insan sayısı, çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi tarımdaki istikrar konusu. Tarımdaki istikrar konusunun da yine altında yatan en büyük etkenlerden bir tanesi de şu Sayın Bakan, her ne kadar Tarım Bakanı olmasanız da: Döneme göre para eden, döneme göre değerlenen ürünler var yani öyle ürünler var ki bu sene çok para ediyor, gelecek dönem herkes ona yöneldiğinde bütün çiftçiler batıyor veya da bazen mevsime göre az, bazen de çok ürün elde edildiği çeşitler var. İşte, burada, Sanayi Bakanı olarak... Özellikle tarım ürünlerinin hasat zamanında düşük rakamlarla satılması değil sanayide kullanılmasının imkânları yaratıldığı takdirde, o ürün piyasada o an için para etmediği takdirde sanayide sanayi ürünü olarak kullanılması hâlinde para edecektir. İşte, o zaman da çiftçi, bir alım garantisiyle üretmeye devam edecektir. Bunun özellikle desteklenmesi gerekir. Bu anlamda da hem size hem de sizin aracılığınızla yerel yönetimlere vereceğiniz desteklerle onlara görevler düşmekte. Örneğin, işte, meyve kurutma fabrikaları, sebze kurutma fabrikaları bunların birer örneği; soğuk hava depoları bunların birer örneği. Yani, kısacası, bir mantarı -ki parantez açayım, mantar üretiminde yine Korkuteli ilçemiz ülkemizin yüzde 50'sine kadar bir üretim potansiyeline sahiptir- üretiyor ilçede; taze üretimi varsa para ediyor, satamazsa ertesi gün çürüyor. İşte, bu üretimin garanti edilmesinin ve bir anlamda üreticinin kendini garantiye alabilmesinin yolu şu: O ürünün sanayileşmesinin sağlanması lazım. Bu noktada, AR-GE çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Ve yine tekstil, hazır giyim ve deride yaşanan sıkıntılardan bütün arkadaşlarımız bahsettiler. Ben şunu söyleyeyim Sayın Bakan: Örneğin mobilya sektörü. Bugün bir mobilya almaya gidin, sipariş teslimini kırk beş gün sonraya veriyorlar yani size en erken teslim süresi kırk beş gün. Neden? Çünkü eskiden mağaza depolarına alıp koyma imkânı vardı satıcıların; şimdi artık esnafın onu alıp koyacak ekonomik durumu olmadığı için bir taraftan depolama imkânı kalmadı, bir taraftan da artık diğer ham madde girişleri, vesaire, o ürüne hemen ulaşmanın zor olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bir dakika süre veriyorum.

Buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Yani, bunun talebin fazlalığı falan olduğunu hiç zannetmiyorum. Her şeyin üretimden sonra kırk beş gün gibi -en erken o da- bir sürede teslim edildiği günleri yaşıyoruz; bu da üretim sorunu olduğunu bana göstermekte.

Sonuç itibarıyla, Bakanlığımızın bütçesinin daha yüksek bir bütçe olması önemliydi. Biz her yönüyle ülkemizin sanayisinin ve teknolojisinin gelişmesi gerektiğini savunan anlayıştayız. Bu anlamda, mevcut bütçeyle size başarılar diliyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, görüyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisi bugün ne kadar yapıcı bir muhalefet ortaya koyuyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Her zaman öyleyiz, karşımızdaki Bakana göre değişiyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Allah Allah! Bakana göre mi sizin muhalefetiniz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen Varank'ı koysan karşımıza ne hâle gelir!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, halef selef işine girmeyelim burada.

CAVİT ARI (Antalya) - Öyle ama, öyle.Biz karşıdaki Bakanın buraya bakışına göre oraya bakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, bugün önemli konuşmalar var, tarihî bir gün yaşıyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Sayenizde.