| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .11.2025 |
İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkan.
Basın emekçilerini, Bakanlık heyetini ve bütün salondaki hazırunu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, bütçe sunumunuz sömürü ve kaynak yağmasını anlatan bir distopya filminin 2026 senaryosu gibi. Büyük sermaye ve saray düzeninin yeni sanayi üzerine yaptığı bir propaganda filmi vizyonda diyebiliriz, başrolünde de Bakanlığınız ve siz varsınız. Filmin ilk bölümünde bütün yerli ve millî örtüsüne rağmen uluslararası sermayeye bağımlılık var; başta imalat sanayisi olmak üzere dışa bağımlılık büyük oranda devam ediyor, savaş sanayisi dışında ciddi bir ilerleme yok, savaş, silah sanayisinde de başta Bayraktarlar olmak üzere birkaç kapitalisti dünyanın en zenginleri arasına taşımaktan öteye gidemiyorsunuz. Onun da işçilere, emekçilere, halka bir faydası yok, zararı var. Filmin ikinci bölümünde ise bütün kaynaklar yerli ve yabancı tekellerin kasasına akıtılıyor. Bütçe sunumunuzca onlarca kez "yerli" kavramını kullanıyorsunuz ama orada bir eksiğiniz var, o yerlilerin hepsinin önüne "yerli burjuva" "yerli kapitalist" "yerli sermaye", "yerli sömürücü zevat" demeyi akıl edememişsiniz ama biz size bunları tamamlamanızı öneriyoruz çünkü bunu yapmayarak gerçeği saklamaya çalışıyorsunuz, mızrak çuvala sığmıyor Sayın Bakan.
Kaynakların nasıl ve kimler için, kimlerin kasasına aktararak kullandığınıza da kısaca bakalım. Bunu, İstanbul Sanayi Odasının bilgilendirme bülteninden size aktarıyorum: Gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, faiz veya kâr payı desteği, yatırım yeri tahsisi, makine desteği, sigorta primi işveren hissesi desteği, sigorta primi desteği. Sadece 6'ncı bölge için bunu uyguluyorsunuz, asıl büyük pastayı ise tekellere yediriyorsunuz, biraz da KOBİ'lere veriyorsunuz, saray düzenine ses çıkarmasınlar istiyorsunuz ama işçilere, emekçilere gelince ortada kölelik koşullarında gerçekleşen istihdam artışından başka hiçbir şey bulunmuyor. Anahtar dergisinin ekim sayısında kendi imzanızla yayımladığınız bir makalede verdiğiniz bilgiye göre, son yirmi üç yılda sanayi sektöründe çalışan sayısı 3,9 milyondan 6,7 milyona çıktı yani özetle "Büyük sermayeyi besledik beslemeye devam edeceğiz, küçükleri de unutmamaya çalışıyoruz." diyorsunuz ama hiç anımsamadığınız, hep unuttuğunuz 7 milyona yakın sanayi işçisi var, bütçe sunumunuzdaki fotoğraflarda arka fon dışında bir yer içermiyor sunumunuzda. Onlara da "Ucuz köle olarak sömürüye, sömürtmeye devam edeceğiz." diyorsunuz. Yerli, millî sanayi atılımının bütün alametifarikası bu.
Size sanayide çalışan işçilerin, emekçilerin gerçeklerini hatırlatmak istiyorum: Düşük ücret başta geliyor, bunların başında geliyor, ortalama ücret, yoksulluk sınırının yarısı kadar, asgari ücret giderek yaygınlaşıyor; ağır çalışma koşulları, uzun çalışma saatleri, angarya, aşağılama, hakaret, iş cinayetleri, esnek, güvencesiz çalışma, işten atma, kırıntı hâlinde sendikal haklar, özgürlükler söz konusu, onlar da ayaklar altında yani sanayide tam bir sermaye terörü esiyor, bu konuda gerçekten çığır açtınız. Ne yapıyorsunuz Sayın Bakan? Uluslararası yatırım anlaşmalarında yabancı tekellere, sömürücülere grev yasağı garantisi mi veriyorsunuz? Örneğin, TOGG'u çok övüyorsunuz; piyasada bir daralma yaşandı, ilk iş, 200 TOGG işçisini kapı önüne koymak oldu. Arkasından yine TPI, bir Amerikan tekeli, 2500 işçi; KFC gibi bir gıda devinin çalışanı 7 bine yakın işçi konkordato nedeniyle; binlerce, on binlerce işçi kapıya konuyor sanayimiz büyüyecek diye. Tokat'ta Şık Makas işçileri aynı şeyi yaşıyor, 2.500'e yakın işçi. "Bacasız fabrikalarımız" diye övündüğünüz turizm sektöründe çalışma saatlerini uzatıp hafta sonu izinlerini bile gasbettiniz.
Bu bütçe planınız, IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist sömürücü kuruluşların; TÜSİAD, MÜSİAD gibi; TİSK gibi yerli sömürücüleri, onların örgütlerini memnun ediyor ve onların alkışını alıyorsunuz, buna emin olabilirsiniz ama işçilerin, emekçilerin yırtıp çöpe atması gereken bir sermaye planından başka bir özellik taşımıyor, böyle bir bütçe planından öteye gitmiyor.
Gerçek bir yerli sanayi hamlesi için ilk yapılması gereken nedir biliyor musunuz? Yerli ve yabancı tekellere tanınan bütün ayrıcalıkları iptal etmelisiniz, bunlara son vermelisiniz; tekellerle yapılan sözleşmelerin, büyük, dev tekellerle yapılan sözleşmelerin gizlilik şartlarını kaldırmalı ve içeriklerini bütün halka açıklamalısınız; yerli, yabancı bütün tekellere ücret, sendikal haklar, çalışma süreleri ve tatil düzenlemeleri konusundaki uygulamalarını resmî internet sitelerinde yayımlamayı zorunlu hâle getirmelisiniz. Planlı ve gerçek anlamda yerli, işçi ve emekçilerin çıkarına bir sanayileşme için film değil, emekçilerin gerçeğini görmeye ihtiyaç var.
Teşekkür ederim.