| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 04 .11.2025 |
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, bu bütçe görüşmeleri boyunca sizlerden üç temel şey duyduk. Bunlar "Dışa bağımlılığı azaltacağız, rekabet gücünün arttıracağız, kalkınma sağlayacağız." Şimdi, bunu kırk kere söyleyince ülkeyi IMF'ye, Dünya Bankasına, uluslararası finans kurumlarına göbekten bağladığınız gerçeği değişmiyor Sayın Bakan. Siz, bu bütçe öncesinde büyük patron örgütleriyle bir araya geldiniz, talep listesini aldınız, adına da "Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi" dediniz, şimdi karşımızda, biz bunun adının aslının "tekelci sermayenin kalkınma hamlesi" olduğunu bir kere de burada söylemek istiyoruz.
Şimdi, bakın, Resmî Gazete büyük patronlara kıyak bültenine dönmüş durumda âdeta. Arazi bedava, vergi muaf, prim karşılanıyor, elektrik, su ucuz, "yeşil dönüşüm" adı altında ayrıca fonlar saçılıyor. Mayısta yeni teşvik sistemi, temmuzda uyumlu vergi düzenlemesi, üstüne Maden Yasası, üstüne İklim Yasası... Ne güzel, millî parkları da siyanürlü madenciliğe açtınız. Atıkların denize boşaltılması izni çıktı. "Enerji yatırımı" diyerek köylüyü yerinden etmiş durumdasınız. Köylünün tarlası, işçinin sağlığı, doğanın bütün dengesi, yerin altı üstü, her şey sermayeye peşkeş malzemesi. Siz, şimdi, bu bütçeyle büyük sermaye kulübüne özel VIP teşvik sistemini garanti ediyorsunuz. Tekelci sermayenin istediği, IMF'nin yazdığı, sarayın uyguladığı model açık bir biçimde bu. Sonra da halka diyorsunuz ki "Millî kalkınma hamlemiz var, sabredin, dişinizi sıkın, itaat edin." Vallahi sabır tükendi. Sayın Bakan, siz de sabrın tükendiğinin gayet farkındasınız herhâlde çünkü bütçede biraz önce söylendi, bakın, "işçi" kelimesi bir tek kez bile geçmiyor ama işçi korkusu bütçenin ruhuna işlemiş durumda. İşçiyi bir risk olarak yazmışsınız bu bütçeye Sayın Bakan. Kıdem tazminatı, toplu sözleşme, grev hakkı, sendikal örgütlenme; bunların hepsi bu bütçede maliyet kalemi olarak kodlanmış. Bol teşvik, yüksek teknoloji, ihracat rekorunun istihdam sağlayacağı masalını anlatıyorsunuz sürekli. Mesela "Türkiye, otomotiv üssü oldu." diye övünüyorsunuz. Bakın, bu ülkede ürettiği otomobili almak için üç yıl hiç yemese içmese, ücretini biriktirse o otomobili alamayacak işçiler var. MESS'e bağlı fabrikalarda işçilerin bu yılın ilk sekiz ayında 210 bin lira kaybettiğini size hatırlatmak istiyoruz. Renault bir işçiden yılda 900 bin lira, Ford Otosan 1,5 milyon lira kâr etti. TOFAŞ brüt kârlılığı arttırmış. Nasıl yapmış bunu? Toplu sözleşme öncesi toplu işten çıkarmalarla yapmış. Makine geliyor, işçi sayısı azalıyor, bant hızlanıyor, fabrika büyüyor ama işçi aynı ücretle daha büyük sömürüyle yaşamaya mahkûm edilmiş durumda. Siz de kalkmış buna rekabet gücü diyorsunuz.
Gelelim yeşil dönüşüm masalınız, rüzgâr türbini üreten Amerikan tekeli TPI Composites'te binlerce işçi KOAH, astım, kimyasal zehirlenmeyle on iki yıl boyunca çalıştırıldı. İşçiler greve çıkınca koca Amerikan devi, 2.800 işçinin çalıştığı 2 fabrikayı paravan şirkete devredip kaçtı. Aynı model yine sizin yeşil dönüşümünüzün alametifarikalarından Smart Solar'da da yaşanıyor. Güneş paneli sistemleri üreticisi Smart Solar altı ayda 532 milyon lira kâr elde etmiş. Şirkete devlet kasasından 1 milyar 325 milyonluk teşvik aktarmışsınız. Şimdi, kalkmış o patron, işçilerine diyor ki "Yatırım maliyetim çok, size yüzde 6'dan başka zam yok." Bakın, yatırımın yükünü bile işçiden çıkarıyor patronlar.
Ülkenin her yerinde sizin büyük tekelleri ihya etme hamlelerinize karşı büyük bir öfke birikiyor. Köylüler, açgözlü şirketlerin önüne dikiliyor. İşçiler, yasak kararnamelerinize rağmen haklarını istiyor. Esnaflar, küçük işletme sahipleri, onları gözden çıkardığınızın gayet farkında. İşte, bütçe kaleminizin en önemli kalemi olan rekabet riski herhâlde tam olarak bu; haklarına sahip çıkan yurttaşları bir risk kalemi olarak görüyorsunuz, böyle davranıyorsunuz. Bütçede güvenlik harcamalarının tam da bunun için arttırıldığını bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Patronları ihya, halka sopa bütçenizi kabul etmiyoruz Sayın Bakan.