KOMİSYON KONUŞMASI

FATMA ÖNCÜ (Erzurum) - Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri, çok değerli sivil toplum katılımcıları; Fatma Öncü ben, AK PARTİ Erzurum Milletvekiliyim. Aynı zamanda, bildiğiniz üzere, AK PARTİ çatımızın altında 4 engelli milletvekiliyle değerli arkadaşlarımızın haklarını temsil etmeye çalışıyoruz. Biz yirmi üç yıldır bu alanda başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere... Kendilerine her daim minnettarlığımı sunuyorum çünkü 50 yaşında olan bir engelli olarak ve dokuz aylıkken parmakları yanan bir engelli olarak hemen hemen birçok hükûmetin dönemine tanık olmuş ve engellilerin isminin dahi olmadığı, hiçbir haklarının savunulmadığı bir dönemden bugün çok şükür ki kariyer planlamasını konuşuyoruz, kaymakamlık ve valilik haklarını konuşuyoruz, olma haklarını konuşuyoruz, görme engelli bir hâkim kardeşimi ben dünyada tanıtıyorum ve çok şükür ki AK PARTİ sayesinde kendi kitlemizin sesini dile getirebiliyorum. Bunlar bizim için hayal bile değildi. Özellikle taşrada engelli kardeşlerimiz sosyal anlamda çok büyük sıkıntılar yaşarken bugün bakım merkezlerinin kalitelerini konuşmaya başladık, bugün millî eğitimdeki kaynaştırmalı eğitimin kalitesini tartışmaya başladık, "Daha iyiyi nasıl çözebiliriz?"i konuşuyoruz. Ortak iradeyle kurulmuş bir Komisyonda çok değerli Jülide Bakanımız, Sayın Mehmet Kasapoğlu Bakanımız kendi bakanlıkları döneminde de bu alanda büyük farkındalık yaratmış, bireylerle beraber, kişilerle beraber, Komisyonda diğer partilerin katılımcılarıyla beraber çok önemli bir yol almayı hedefliyoruz birlikte, beraber.

Çok çok teşekkür ediyorum, hakikaten bugün çok güzel şeyler öğrendim her birinizden, sunumu yapan bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Hem temas ettiğiniz konular hem farkındalığınız hem de birçok engel grubunun yaşadığı sorunları beraber, birlikte yeniden öğrendik.

Bu arada, Yücel Vekilimiz bir konuda da sürekli aynı şeyi dile getiriyor ve çok haklı. Değerli arkadaşlar, "engelli birey" dediğiniz -çok özür diliyorum Sayın Bakanım, hemen keseceğim, herkesin süresi belli, hak yemek istemiyorum ama bu önemli- "engelli" diye kategorize edilmemeli. Aslında birey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu sürece tüm insan hakları ve anayasal zeminde eşit, adil her konuda, "sağlıklı" diye nitelendirdiğiniz vatandaş ne ise o da aynı. Dolayısıyla ayrıcalıktan ziyade devletin bakım, yardım vatandaşın ihtiyaçlarının karşılanması boyutunun belirlenmesi, hizmet kalitesini de ona göre sınırlaması gerekiyor. Bunun en başında da tanım çok önemli, "engelli" diye nitelendirdiğiniz kişi kim? Dün de söylemiştim, bana göre "engelsiz" diye bir birey yok, dünyada yaratılan hiçbir birey, "birey" olarak tanımladığınız mükemmel sınırın içinde değil. Dolayısıyla en başta aslında biraz tanımı da konuşmak lazım ama ben yine de sunumdan dolayı herkese çok teşekkür ediyorum.

Saygılarımı sunuyorum.