| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2025 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, hoş geldiniz; değerli arkadaşlar, hoş geldiniz.
Şimdi, Ticaret Bakanlığı bütçesi, tabii, önemli bir bütçe, önemli bir Bakanlık, büyük bir Bakanlık. Aslında idari yapısının mutlak surette gözden geçirilmesi lazım ama vaktimizin sınırı nedeniyle o kısımlara ben girmeyeceğim. Yani bu Bakanlık böyle mi olmalı; o, bakılması gereken bir şey yani bu kadar Genel Müdürlüğü bir Bakanlığın yönetmesi çok mümkün değil. Bu sistemde, müsteşarın da olmadığı sistemde Bakan Yardımcıları eski müsteşarların statüsündeki bir şey değil, onu hepimiz biliyoruz.
Şimdi, Sayın Bakanın birtakım beyanatları oldu, onlardan bir kısmını buraya koyduk. Cumhuriyet tarihî rekorundan bahsediyorsunuz, 390 milyar dolar. Hayatın normal akışı bu, olağan akış. Yani 1923'teki dolara bir bakın, 1923 yılındaki dünyaya bir bakın, ondan sonra dolayısıyla cumhuriyet tarihinin elbette rekoru olacak. Bu böyle olmazsa zaten bir yanlış var demektir. Kaldı ki hem ithalatı var, ihracatı var, hangisinden geldi, ona ilişkin bir analiz yok.
"Yıllık enflasyon son on yedi ayda 42,6 puan geriliyor." diyorsunuz. Ya, keşke o zaman enflasyon üstüne 100 falan, 150 yapsaydınız daha fazla bir performans göstermiş olurdunuz. Enflasyonun geldiği noktaya bakmıyorsunuz. Yani 42,6 puan düşmüş 75,5 üzerinden. Demek ki 100 olmuş olsaydı, bir 25 daha koyalım, ne olurdu o zaman? İşte 80 puan falan performans olacaktı Sayın Bakan. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Enflasyonda gelen nokta ne? 32,9. Dünyada şeyiz ya, bizden büyük birkaç tane ülke var, onların da ismini hiçbirimiz bilmiyoruz, Ticaret Bakanı olarak muhtemelen siz bile bilmiyorsunuz. Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Yani hakikaten, gerçek anlamda "ülke" diyebileceğimiz kimsenin enflasyonu bizden yüksek falan değil. Ya, bakın, Venezuela bile enflasyonu aşağı çekiyor. Şimdi, gelinen noktaya bakmayıp 42,6 puana atıf yapmanızı ben doğru bulmuyorum. Yani bir de kim vardı? Yani sanki o 42,6 puanı kriter aldığınız dönemdeki iktidarda başka birisi mi vardı? Hani bir de öyle olur da Hükûmet değişir, Bakan değişmiş olabilir ama nihayetinde AK PARTİ hükûmetleri. Yani ekonomist olan Cumhurbaşkanı devam ediyor görevine.
Şimdi, mal ihracat rekorunu kırdığınızı söylüyorsunuz. Bakacağız bunlara, kırmış mısınız? "Son otuz ayın 16'sında geçen yılın aynı ayına göre dış ticaret açığımızı azalttık." diyorsunuz, ona da bakacağız. O yüzden bizim buradaki temel sorumuz şu: Ne kadar doğru? Yani bu söyledikleriniz ve yapılan işler ne kadar doğru anlamında meseleye bakıyoruz. Şimdi bu nominal olarak ihracata bakma hastalığı -çok özür dilerim- size has bir şey değil yani bu sizin Hükûmetinize de has değil işin enteresan yanı.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Dünya payındaki gelişmeye bakalım.
ERHAN USTA (Samsun) - İşte, ona da bakacağız. Çok doğru, haklısınız, ben de ona bakalım diye oradan gitseniz daha güzel olur diyeceğim.
Şimdi yani buna böyle bakmamak lazım, sadece ihracata da bakmamak lazım, bunun ithalat ayağı var. Getir malı, yüzde 2'yle montajla, ondan sonra gönder. İstersen dünya payına bak, öyle değil. Bunlar basit analizler.
Şimdi, önce geriye gelelim arkadaşlar. İhracatın payı nominal olarak baktığımızda artıyor, değil mi? Tamam, güzel, gayet güzel böyle bakınca. Evet, devam edelim. Şimdi, ithalatla birlikte bakıyorsun, ithalatınız ne oluyor Sayın Bakan? Hem de açılıyor arası, bakın, dikkat edin, arası da açılıyor. İthalatın ivmesi daha yüksek. Buna ne diyorsunuz?
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Üç yıl önceden daha düşükteyiz.
ERHAN USTA (Samsun) - Üç yıl önce? Ben işte üç yıla bakmıyorum yani siz Mehmet Muş'la sürekli mukayese ediyorsunuz da yani ben oraya bakmıyorum, ben performansa bakıyorum Sayın Bakan. Üç yıl öncenin bir kırılma noktası yok, üç yıl önceyle niye mukayese ediyoruz? "Şu irrasyonel politikalar olduğu döneme atıf yapıyorum." diyorsanız o ayrı bir şey, onu bilmem.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Enerji maliyeti 100 milyar dolar.
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, enerjiye de geleceğim, enerjiye de geleceğim Sayın Bakan, enerjiye de geleceğim, merak etmeyin.
Şimdi, dolayısıyla ne kadar doğru diye sormaya devam ediyoruz, tamam mı? Bakalım, şimdi bir dış ticaret dengesine bakalım. Hiç dış ticaret dengesine bakıyor musunuz?
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Bakıyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi şu: "Kırmızı" yine ihracat efendim, burası da yıllıklandırılmış milyar dolar olarak. Ondan sonra "mavi" olan ihracatımız, "kırmızı" olan ithalatımız, aradaki farka ister yukarıdan bakın, ister aşağıdan bakın. Yani şu grafik kaç yılından başlıyor? 2013. Yaklaşık kaç yıllık? On iki yıllık bir grafik. Şöyle bir baktığınızda, milyar dolar cinsinden millî gelire orana baktığınızda bir miktar farklılaşır ama burada herhangi bir düzelme şeyi gören var mı, bilmiyorum ben. Yani burada ne kadar bir düzelme var? Bunun çok daha iyi olduğu zamanlar da olmuş. Dolayısıyla şunu yapmak gerekiyor, söylemeye çalıştığım şey o: Yani, bakın, burada bana cevap verirken bir kısmını söylüyorsunuz, ama işte kitaba baktık, analizlerinizde yok bu. Yani burada altın var, burada enerji fiyatları var, burada büyüme var, burada dünya ticaretindeki daralma var, artma var, coşma var, değil mi? Burada katma değerli olup olmaması var, teknoloji seviyesi var, bir sürü başka faktör var. Bunları bize izah etmeniz lazım.
Şimdi devam ediyoruz. Dünya ticaretinden alınan pay. Biz bir şeyi gizlemeyiz Sayın Bakan, biz Türkiye iyi yaparsa iftihar ederiz, biz bunu anlatamıyoruz ya! Zannediyorsunuz ki burada hep kötü olanları söyleyeceğiz. Yirmi altı buçuk yılımı Devlet Planlama Teşkilatında geçirdim. Bir teknisyen namusuyla konuşuyorum burada. Buyurun işte. Ama bakın, siz de bakın, ithalattan alınan pay da ihracattan alınan pay da ortada işte. Son dönemde "kırmızı"da -ki güzel, buradan bakınca güzel- onun da köküne inmemiz lazım, onu söylemeye çalışıyorum ve orada ithalatta bir dünya payımız düşüyor ama bu da niye, nasıl düşüyor, ona bakmamız lazım çünkü çok aşırı bir enerji bağımlısıyız bir, enerji fiyatlarının düşmesi bizim ithalatımızı herkesten fazla etkiliyor. İki, Türkiye yavaşlıyor. Üç, altına kısıtlama, sınırlama koyduk. Buradan baktığınız zaman Mehmet Muş'un dönemi en kötü dönem yine. Siz de zaten grafiğinizde onu gösterdiniz, Mehmet Muş dönemiyle mukayese ettiniz hatırlarsanız, Mayıs 2023.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Biz Mehmet Bey'le mukayese etmedik.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, şimdi, bunun anlamı bu, bunun anlamı bu.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Size cevap vermeyeceğim Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Tamam. Hayır, bana cevap verme, Bakana cevap ver zaten. Ben şimdi bak seni tahta oturtacağım. Bak, gel. Gelelim şimdi.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Erhan Bey, biz aynı mahallenin çocuğuyuz.
ERHAN USTA (Samsun) - Tabii, tabii. Mahallenizi bilmem ben, hangi mahallenin çocuğusunuz onu bilmiyorum da ama ben buraya bakıyorum. Bak, şimdi, sizin dediğiniz gibi, yine, TÜİK ve OVP rakamları millî gelire oran.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Mehmet Bey kendisi hazırlamış resimleri.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben gönderdim.
ERHAN USTA (Samsun) - Mehmet Bey gönderdi.
Bunu biraz espri olsun diye koyduk oraya.
Şimdi, mesele şu: Bakın, arkadaşlar, anlatabiliyor muyum? Bu ülkede Ticaret Bakanları... Eskiden Dış Ticaret Müsteşarlığından sorumlu olan bakanlara -tamam mı, yani isim vermeyeceğim- MHP dönemindekiler de bizim o zaman ağabeylerimiz olan bakanlara da biz bunu anlatamadık, ya varsa yoksa ihracat tek nominal rakam üzerinden başka bir şey konuşmuyorlar; bunun ithalatı yok, ihracatın kalitesi yok, içerisindeki katma değer yok, şu yok, bu yok. Ya, bu hastalıktan kurtulmak lazım Sayın Bakanım ya! Vallahi yakışmıyor, şu döneme yakışmıyor, şu pırlanta gibi bürokratlara yakışmıyor. Yani, bürokratların bunu size bu şekilde söylediğini ben düşünmüyorum.
Şimdi, bu çok tehlikeli bir gidiş. Bakın, yine bu da ithalatla falan birlikte düşünülmesi lazım. Arkadaşlar, 2002 yılında, madem öyle milyar dolar cinsinden, millî gelir olarak 15.1'le almışsınız ihracatın millî gelir içindeki payını 2028 OVP'sinde "16,3'e düşecek." diyor. Ne oldu? Bu kadar konuştuğunuz, "Efendim, ihracatla şunları yaptık, bunları yaptık, ettik." dediğiniz işler ne oldu? Ne oldu ya? Bu OVP söylüyor. Bu OVP'den herhâlde haberiniz vardır. İtirazınız var mı bilmiyorum OVP'deki rakamlara. Bu işte arkadaşlar, hikâye bu, Türkiye'nin ihracat hikâyesi bu Nilgün Hanım, anlatabildim mi? Evet, Mehmet Muş, tabii, şey oldu. Mehmet Muş'la ben daha fazla kavga ettim, onun hatası daha fazlaydı. O şimdi kendisini biraz düzeltti buraya geçerek, çekerek.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tahriklere gelmiyorum değerli arkadaşlar. Cevap vermeyeceğim.
ERHAN USTA (Samsun) - Evet, bir sonrakine geçeceğim.
Şimdi, şöyle bakalım, dünya ne yapmış? Arkadaşlar, bakın, böyle dünyaya bakmayıp sadece propagandaya, sloganlara bakınca, ben de yani bir AK PARTİ'li şey olsam -"milletvekili" deyip arkadaşlara sataşmayayım da- bir AK PARTİ'li olsam, hiçbir şeye bakmadan, sadece Bakanların söylediğiyle hakikaten "Uçuyoruz, kaçıyoruz..." Arkadaşlar, bakın, şimdi, burada "outline" olan ülkeleri de çıkardık. 2023 ihracatları bölü 2003 ihracatları, tamam mı, milyar dolar cinsinden kaç kat artmış diye bütün dünyaya şöyle bir bakın arkadaşlar dedim. "Outline" olanlar dediğim çok fevkalade artanlar var, bilmem kaç yüz katına çıkanlar var, onları filan artık, onlar bize emsal ülke olmasın diye. Bakın, yirmi yıllık dönemde Vietnam ihracatını 16,7 katına çıkarmış, Gürcistan 12,1 katına, Azerbaycan 11,6, Romanya 9,8, Hindistan 8,6, Çin 7,8 katına çıkarmış; aşağı doğru sayıyoruz, Türkiye 4,9 katına çıkarmış. Güzel mi? Güzel ama bakın, bizden iyileri de var, bizden çok kötüleri de var.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - 4,9 doğru değil, 7,3 kat geçen yıl, bu yılki artışla 7,6 katı oluyor. Onu düzeltin.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hayır. Burada hiçbir yanlışlık yok. Bunlar, bakın, kaynakları Dünya Bankasıdır, bütün...
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - 2002-2024.
ERHAN USTA (Samsun) - 2003-2023. Orada 2002 verileri yok. Orada verilerde eksiklik var. Sayın Bakan, kaynaklarıyla filan birlikte veriyoruz. Bir yılda mı oldu yani bir yılda mı, bir yılı katınca mı her şey düzelecek? 2003-2023 bölü 2003 üzerine yazdığımız şeyi söylüyorum. 4,9 katına çıkarmışsınız. Bakın, çok daha iyileri var, kötüler de var; fazla, çok fazla kötü yok. Kötü dediğimiz de Japonya, doymuş, doyan ülkeler yani daha ne yapsın ihracatta, adam yapmış, etmiş falan, tamam mı? 156 ülkenin ortalaması tam tesadüfi olarak 4,9. Sizi tebrik ederim, en azından 156 ülkenin ortalamasının altında kalmamışsınız ama daha fazla bir performanstan lütfen bize bahsetmeyin.
Ha, şimdi, gelelim ithalat ayağına. Bu 156 ülke 4,9 kat ihracatını artırırken ithalatını 4,6 kat artırarak yapmış bunu ama siz 5,3 kat artırarak yapmışsınız. Evet, anlatabildim mi? Analiz böyle yapılır. Bu iki tarafa da birlikte bakarak yapılır. Arkadaşlar, şimdi, şurada bir şey var diyebilir misiniz? Yani alıyorsun malı, tamam mı? Uç örnek olsun diye söylüyorum, "Sanayicimiz böyledir." diye demiyorum ama montajın da bir gerçek olduğunu biliyoruz. Alıyorsunuz 100 dolara, üzerine bir kılıf geçiriyorsun, bir şey yapıyorsun, 101 dolara satıyorsun. İthalatımız 100, ihracatımız 101-105, neyse, tamam mı? İthalat kısmına bakmadan ihracat dersen, "Ya, fevkalade iş yapmışız, bir anda 100 birimlik ihracat yapmışız." dersin. Bu işlere ithalatla birlikte bakılır. Bakın, görüyor musun? O ülkelerle ihracat performansımız aynı, 4,9; ikimiz de öyle artırmışız ama onlar ithalatlarını daha sınırlı artırarak bu ihracat performansını göstermiş, biz daha yüksek bir ithalat yaparak bu performansı göstermişiz Sayın Bakanım.
Şimdi, evet...
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Bir soru sorabilir miyim size?
ERHAN USTA (Samsun) - Hiç problem değil, çok da memnun olurum ama Sayın Başkan, bunu ilave edersiniz, değil mi?
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - İhracat örneğini verirken Vietnam, Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerdeki gibi asgari ücret 100 dolar olsun istiyor musunuz?
ERHAN USTA (Samsun) - İstemiyorum.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Sosyal hakların olmadığı, çevre kurallarına uyulmayan bir düzen istiyor musunuz?
ERHAN USTA (Samsun) - İstemiyorum.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - O zaman mukayese yanlış. 4,9'da itiraz ederim, 7,3 çünkü devletin kayıtlı...
ERHAN USTA (Samsun) - Ha, 156 ülke ortalaması.
Şimdi, birazdan, tamam, onların hepsine...
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Nalıncı keseri gibi kendimizi yontmayalım ama haklı eleştirilerinizi değerlendirirken biz şey yapalım.
ERHAN USTA (Samsun) - O zaman arkadaşlarınız girecek, Dünya Bankasının data setine "Siz benim rakamımı yanlış kullanıyorsunuz." diyecek.
Şimdi, bakın, şöyle bir şey yapmam: Ben geçen gün burada, hatırlıyor musun İsmail Bey, yüksek teknolojili ürünlerin payını Dünya Bankası datasından yüzde 5,1 olarak verdim ihracat içerisindeki payını. Hâlbuki, TÜİK rakamı kaç? 3,6 ama bütün diğer dataları Dünya Bankasından aldığım için Dünya Bankasının sınıflandırmasını verdim. Biz böyle dürüst davranıyoruz. Öyle bir şey yok. Dünya Bankasının verisi bu. Buna girsin arkadaşlar, akşama kadar çok vaktimiz var, merak etmeyin. Arkadaşlar, burada, Raif burada, bak, Raif bu işlerin kurdudur.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Güzel güzel anlatıyorsunuz, yılların iktisatçısısınız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Söz vereceğim Sayın Bakan size de.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Türkiye'nin ihracat payının 2 katından fazla arttığı gerçeği de var.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, ben boşa konuşuyorum, vallahi boşa konuşuyorum, bırakacağım sunumu.
Ya, var gerçeği, o gerçeği söylüyorum da ithalattaki gerçeğe ne diyorsun? Gel geri arkadaşlar, gel geri; oo, biz boşa konuşuyoruz ya! Hâlâ bunu söylüyor şimdi. Ben bunu söyledim zaten. Tamam, artmışsın, 0,6'lardan 1,1'lere getirmişsin. İthalatın ne olmuş diyorum. İthalatın daha hızlı gitmiş. Bak, onu da izah ediyorum Sayın Bakanım, ya, hakikaten bir anlaşamıyor muyuz? İzah ediyorum size, diyorum ki: Son iki yıldaki düşüş bu kalıcı bir düşüş değil, kendinizi aldatmayın. Buna "kalıcı düşüş" diyenlerin hepsi yanıldı, mahcup oldu, sonra bakanlığı bıraktılar gittiler; tekrar buraya gelseler onlara bir şeyler söyleyeceğiz. Son iki yıldaki düşüşün nedenleri şu diyorum size, sayıyorum tek tek, siz de bana sayın. Diyorum ki: Enerji fiyatları, Türkiye'nin yavaşlaması yani ekonomi yavaşlaması... Şimdi, birazdan koyacağım onları, büyümeleri de mukayese etmek lazım bunları. Enerji fiyatları olursa, yavaşlarsan, bir de ithalatta, altın ithalatına sınırlama getirdiğinde ithalatımız bir miktar sınırlandı ama burada yapısal hiçbir şey yok.
Arkadaşlar, bürokratlar burada, 1 tane örnek isteyeceğim sizden, geçmişte ithal ettiğimiz -son iki yıl için söylüyorum- şu anda Türkiye'de ürettiğimiz 1 tane mal söyleyin bana, ara girdi söyleyin. Bak, 1 tane, bu kadar iddialı konuşuyorum, 100 bürokrat var burada. Şimdi, bunu yaptıysan bana senin yapısal bir değişikliğin olabilir.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ben söyleyeyim, şırınga iğnesi var.
ERHAN USTA (Samsun) - Savunma sanayisi dediğiniz 8 milyar dolar. Girdi olarak söylüyorum, ithalattan konuşuyorum. Bak, girdi olarak söylüyorum, tamam mı? Girdi olarak. Geçmişte bana şöyle 10 milyon dolarlık bir şey söylemeyin. Yoğun olarak ithal ettiğimiz "Bugün artık biz üretiyoruz, bizim ithalatımız yapısal olarak düzelmiştir." diyebileceğiniz bana 1 tane ürün söyleyin, böyle bir ürün söyleyemezsiniz.
Ya, milletin derdi var, onları anlatacaktık, burada bana onları anlattırmadınız.
Bak şimdi, nüfus, Türkiye dünyada 18'inci, 19'uncu ülke nüfus açısından baktığınızda, tamam mı? Millî gelirde bu hastalık herkeste var. İşte, 16'ncı ülkeyiz, 19; gidiyor, geliyor işte, şu anda 17'yiz, bu yıl 16 olma ihtimalimiz var, tamam mı? Buna bakan yok, ya, nüfusta da zaten aynıyız.
Şimdi, nominal mal ve hizmet ihracatı bakımından Türkiye 2023 yılında 26'ncı sıradaymış. Şimdi, geliyorsunuz, tamam mı? Fakat bir de bunlara 85 milyon nüfusu olan, bu Suriyelileri falan da sayarsan 95 milyon nüfusu olan bir ülkeyiz. Elbette ürettiğimiz mal ne olursa olsun kalitesiz de üretsek, katma değersiz de üretsek elbette birilerinden fazla olacak. Kişi başına bakacaksınız, kişi başına. Kişi başına millî gelirde kaçıncısın? 75'inci sıradasın. Kişi başı gelirde, mal ve hizmet ihracatında neredesiniz? 167 ülke içerisinde yine 75'inci sıradasınız.
Şimdi, mal ve hizmet ihracatı/GSYH, tamam mı? Burada da yine bakın oranlara, Türkiye'nin oranına bakın, başka ülkelere bakın. Hani dediniz ya az önce, böyle hani polemik falan yapıyorsunuz, böyle demagojiye falan kaçan bir durum. İrlanda, bak şimdi İrlanda'ya. İrlanda'da sosyal haklar yok mu? Bak şimdi Slovakya'ya, Hollanda'ya, Slovenya'ya, Belçika'ya; sosyal haklar yok mu? Görüyor musun adamların mal ve hizmet ihracatlarının millî gelir içerisindeki paylarını? "Öyle mi olsaydık?" falan diyorsunuz, bana hemen gidip bir tane uç örnek veriyorsunuz. Görüyor musunuz mal ve hizmet ihracatlarının millî gelir içerisindeki paylarını? Onların bir sürüsü demokratik, gayet de güzel işçi haklarına bilmem neye riayet eden ülkeler. Öyle yapmayacaksınız yani cebinizde birkaç tane daha taş bulundurun ki ondan sonra bir taş atın bize.
Teknoloji paylarına bakın Allah aşkına ya! Teknoloji paylarına bakın; kişi başına düşen kaç? 940 dolar kişi başına düşen, yüksek de değil orta ve yüksek teknoloji ihracatımız. Kaç İrlanda'da? 22 bin dolar. Hollanda'da 21 bin küsur dolar, İsviçre'de, Slovenya'da her birinde 14-15 bin dolar orta ve yüksek teknoloji kişi başına ihracatları var, bizimki 940 dolar. Evet, yüksek teknolojili ürünlerin payı; hiçbir şey yapamadınız burada. Bakın, serisi burada 2000 yılından itibaren. Görüyor musunuz? Aldığınızda, 2002'de, 6,2'ydi ihracat içerisindeki payı. OECD tanımıdır bu, yüksek teknolojili ürünlerin payı 6,2. Gidin, o yılın yıllık programlarına bakın. Şimdi geldiğimiz noktada 3,7. Nerede? Evet, devam edelim arkadaşlar.
Şimdi, yaptığınız iş ne kadar doğru? Zaten sorumuz hep o: Ne kadar doğru? Yani size temel sorulacak soru: Konuştuğunuz, söylediğiniz, yaptığınız işler ne kadar doğru? Millî gelir yukarıya gidiyor, 2025 tahminlerinizde. Neyle, neyi mukayese ediyorum? Geçen yıl OVP'de ne dediniz? Bu yıl şimdi gerçekleştirme tahmini olarak OVP'ye yılın bitmesine üç dört ay kala ne koydunuz? Şimdiki tahminde orijinal OVP'ye göre millî gelir 104 milyar dolar artmış, ihracatınız 5,8 milyar dolar düşmüş, ithalatınız biraz, 2 milyar dolar düşmüş, ondan sonra dış ticaret dengeniz bozulmuş; 89 milyar dolardan 93 milyar dolara çıkmış, ondan sonra ihracatın millî gelire oranı 1,6 puan düşmüş. Böyle bir yanılma olmaz arkadaşlar. Bakın, mutlak rakamlardaki yanılmalara yine bir şey demem ama ihracatın millî gelire oranı orijinal program ile şu anda yılın 8'inci, 9'uncu, 10'uncu ayına geldiğimizde elimizde o dataların olduğu zaman ki tahmin arasında ihracatın millî gelire oranı 1,6 puan düşmez. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir Bakan görevinde kalamaz arkadaşlar, kusura bakmasın kimse.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Onu bekliyor zaten.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Haklı.
ERHAN USTA (Samsun) - Enerji ithalatı da düşmesine rağmen bu oluyor; tamam mı?
Şimdi, ihracat 2026 tahminleri için de söyleyelim.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ne anladın da haklı?
VELİ AĞBABA (Malatya) - İstifa etmesi lazım.
ERHAN USTA (Samsun) - Arkadaşlar, polemikleri sonra yaparsınız.
2026 yılı tahminleri... Yine millî gelirde çok fazla değişiklik yok. Bakın sapmalarınıza ya! Geçen yıl da... Çünkü 2026'yı söylediniz, orta vadeli şey yapıyoruz ya. Buradaki sapmaları artık ben sunumu vereceğim zaten incelersiniz.
Şimdi, hemen öbür şeye geliyoruz. "Cari açık düzeliyor." demek ne kadar doğru? Hiç bu kalabalık tabloyu anlatmayacağım size ama sadece bir... Arkadaşlar, bakın, 2013'ten itibaren... Hazırda TCMB'nin sayfasında onlar olduğu için oradan öyle aldık, tamam mı? Şu dalgalanmalara bir bakın toplam cari açıktakinde. Bir 40 milyar dolar olmuş, 5 milyar dolara düşmüş, artıya gitmiş, eksiye gitmiş, bilmem ne olmuş. Şimdi, bizim arkadaşlar cari açıktaki işlere bakarak -2021'in Temmuz, Ağustos, Eylülünde de bu oldu- dört ay cari fazla verdik diye cari fazla verilecek zannetti. İkaz ettik, ikazımıza aldırılmadı. 2022 yılında en yüksek cari açıklardan bir tanesini verdi Türkiye. Şimdi, diyorsunuz ki: "Ya, cari açığımız düşüyor." Hatta siz geçen yıl çok iddialı söylediniz "Sorun olmaktan çıktı." dediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, buyurun.
İki dakika mikrofonunuzu açtım.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Onu burada ağır bir şekilde eleştirmiştim biliyorsunuz. Cari açığımız evet, toparlanıyor biraz ama kalıcı bir toparlanma değil Sayın Bakan; problem o. Altın ve enerji hariç cari dengemize bakın. Tabii, altın ve enerjiyi dışarıya koyunca fazlalarımız var. Bir örnek olsun diye söylüyorum odaklanmak için. Altın ve enerji hariçte ocak-ağustos rakamına bakın. 2022 yılı mesela, yaklaşık 29 milyar dolar; hem ihracattan hem ithalatından altın ve enerjiyi dışarı attığımızda. Neyimiz var? Fazlamız var. Şimdi, 26 milyar dolar. 2022 sizin de söylediğinize göre son dönemin dış ticaret açısından en kötü olduğu dönem. Siz de onu söylüyorsunuz çünkü mukayeseyi oralarla yapıyorsunuz. Bakın ama sizin şimdi altını ve enerjiyi aldığımda da analiz... Söylemeye çalıştığım bu arkadaşlar, anlatabiliyor muyum? Altını ve enerjiyi dışarıya aldığında senin cari fazlan 2022'den kötü. Nasıl "Düzeldi bizim cari açığımız." diyebiliyorsunuz bana? Yani ya, siz gidiyorsunuz yarın ama ülkenin sorunları kalıyor. "Cari fazla vereceğiz." diyenler gidiyor ama millet bu cari açıkla baş başa kalıyor. Anlatabildim mi? Meseleye böyle bakmak lazım. Üstelik 2022'de de 5,4'lük büyüme var, şu andaki büyümemiz de 3,3 olarak tahmin ediliyor. Büyüme düşmüş ama sizin iki kalemi dışarıya aldığımızda cari dengeniz 2022'ye göre ciddi ölçüde bozuluyor. Bunu görmek lazım. Bütün söylemeye çalıştığım o.
Şimdi, biz illeri gezdik benim başkanlığımda bir İYİ Parti heyeti olarak; oradaki sorunlardan, bize iletilen hususlardan birkaç şeyi sizlere aktarmak istiyorum. Bir tanesi Sayın Bakan, Ticaret Bakanısınız, bu kredi kartı kesinti oranı. Bak, sizin adınıza ben çalıştım. Bu iddialı bir tablo, şu anlamda iddialı bir tablo: Bak, 1,64'ü zemine yazdık. Şunu söylüyorum şey olarak: Finansmanı on beş gündür çünkü ekstrenin ilk gününde de alışveriş vardır, son gününde de değil mi arkadaşlar? On beş gün olarak alıyoruz kabaca. O 1,64'le bankalar Merkez Bankasından kullandığı kaynağı... Bak, şu politika faizi sonrası var ya, ertesi gün geçen yani hemen parasını aldığında 2,66'yla başlayan satıra şey yapacağım, oraya odaklanmanızı istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, iki dakika daha veriyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - 2,66; kendi kredi kartı, başka kredi kartı falan filan diye şey yapıyor, vaktim olmadığı için oraya girmeyeceğim ama şu: 1,64'le aldığı parayı kredi kartları üzerinden 2,66'dan 3,73'e kadar bir oranla satıyor bankalar kredi kartı kullandırması ve ertesi gün vatandaş parasını alması durumunda. Politika faizi düştü. Bakın, politika faizi düşüşü öncesi ve sonrası... Politika faizi düştü, ya, düşüşten sonra adamlar mesela, bakın, iyi müşterilerde, başkasının kredi kartında birden 2,2'ye çıkardılar komisyon oranlarını. E, siz Ticaret Bakanısınız, gidin, bunların mücadelesini verin. Bunun dışında zaten POS kesinti ücreti alıyor, ÖKC kesinti ücretleri alıyorlar, başka bir sürü ücret alıyorlar.
Şimdi, tacirler... Yine gezdik, gördük, dinledik, konuştuk. Tacirlerin, sanayicilerin çok ciddi sıkıntısı olduğunu biliyoruz. Tekstil sektörü, özellikle hazır giyim ve tekstil, mobilya, deri, oralarda çok ciddi sıkıntı var, feryat ediyorlar. Bakın, Türk hazır giyiminin dünya hazır giyim içerisindeki payı otuz beş yıl aradan sonra, Başkanın söylediğini söylüyorum "İlk kez yüzde 3'ün altına indi." diyor. Ben rakamını test etmedim, Başkanın söylediğini söylüyorum. Yine, Avrupa Birliği pazarında da -en büyük pazarımız- "Yüzde 5'in altına indik otuz yıl aradan sonra." diyor, buna bakmak lazım. Vatandaş bize sordu gittiğimiz yerde "Arkadaş, devlet bizi gözden mi çıkardı?" dedi. Bu kadar net soruyorlar. Şimdi, bu mesele, finansmana erişim problemleri, enerji maliyetleriyle ilgili problemler, kayıt dışı ekonomiden aslında vatandaş da firmalar da şikâyet ediyor, kayıtlı firmalar özellikle, nitelikli iş gücü açığı gibi meseleler var. Dolayısıyla, bu sorunların çözülmesini istiyorlar.
Üzerinde özellikle durmak istediğim iki tane mesele var burada: Bir, şu döviz dönüşüm desteğini zaten son güne kadar ne olacağı belirsiz bıraktınız. Böyle bir şey olmaz. Adam nasıl fiyat verdi ya? Son yirmi günde "Döviz dönüşüm desteği kalkacak mı, kalkmayacak mı?" diyen ihracatçı nasıl fiyat verdi? Niye bunları düşünmüyoruz? Uzatacaksanız bunu bir ay önce niye uzatmıyorsunuz? Neyse, uzatıldı Allah'tan. Yüzde 3 yetmez Sayın Bakan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, teşekkür ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - "İki artı iki." dediniz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İki artı iki verdim.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, çok kesildi.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hiç kimse kesmedi sizi, çok dikkatli dinledi Sayın Usta.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, iki dakika daha verin, ne olur?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya, biliyorsunuz meseleleri.
Teşekkür ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi şu: Tamam, diğer esnafın var, hallerle ilgili problemler var, perakendeciler kanunuyla ilgili problemler var. Ya, yönetmelik 2018'den beri önünüzde bekliyor. Hadi kanunu bekliyor, bunları niye halletmiyorsunuz? Bunların detaylarını ve vatandaşların... Ama esas sormak istediğim, söylemek istediğim bu konkordatolar tamam mı, kimisi haklı kimisi haksız, onu bunu bilmem ama burada özellikle... Burada bizim önerimiz şu: Birkaç farklı öneride bulundum ama en son...
(Uğultular)
ERHAN USTA (Samsun) - Çünkü bir tane firma yaşayabilecek firmaları da bozuyor ve onların parasını vermediği zaman...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, teşekkür ederim.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir de döviz dönüşüm desteği yüzde 3'ten... Tamam, kurda aşırı bir değerlenme var yüksek faizden dolayı, hani Türkiye iyi işler yaptığı için falan değil.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ederim.
ERHAN USTA (Samsun) - Dolayısıyla hiç olmazsa burada 5 puan artırılması ihracatçıyı, sanayiciyi bir miktar rahatlatacaktır diyorum.
Esnaf ve sanatkârların hal kanunuyla ilgili, e-ticaret, Trendyol'la ilgili...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, diğer milletvekilimiz bekliyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Trendyol konusu sizin önemsediğiniz bir konu.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben milletvekiliyim artık, Bakanlığı bırakmışım yani.
ERHAN USTA (Samsun) - Kanunu bozdunuz, işi bitirdiniz, lütfen, o kanunu geri düzeltin. Daha detayları var, millet mağdur oluyor. Adam bana "yüzde 40" dedi ya! "İnsaf, Trendyol benden yüzde 40 komisyon kesiyor." dedi. Çünkü ne yaptılar Trendyol'u? Buradan çıkardı, sizin oy verdiğiniz kanunda da Trendyol'u hâkim yaptılar, tamam mı, artı 46 milyar lirada 1,5 milyar civarında paramızı Trendyol'a peşkeş çektiler. Ondan sonra Trendyol gitti, vatandaşı mağdur ediyor; küçük kafeciyi mağdur ediyor, yemek getireni mağdur ediyor, mal üreteni mağdur ediyor, böyle bir şey olmaz ya! Bir tane arkasında duran yok, bu Trendyol kanunu nasıl geçti? Biriniz Allah rızası için...