| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2025 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, ben konunun başında yılın ticaret olayıyla ilgili düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. "Yılın ticaret olayı." mı dersiniz "Yılın kara para olayı." mı dersiniz? İçinde herkes var; Ticaret Bakanlığı var, siyasetçi var, TMSF var, iş adamları var. Bir büyük yolsuzluğu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Biliyorsunuz, Can Holding olayı var, iddialar vahim. İddia odur ki Sayın Cumhurbaşkanı Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'nde iken İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın "Bizim ülkemizi sizin iş adamları 1,9 milyar dolandırdı." demesiyle başlayan bir şey. Çok ilginç değerli arkadaşlar, aslında bu Can Holding çok bilinen bir holding; geçmişi ta 2002'de yapılan bir operasyona kadar gidiyor. 2002 yılında, yirmi üç yıl önce Gürbulak, Kapıkule, İstanbul, Mersin'de yapılan Duman operasyonunda o dönemki mali boyutu 8 trilyonu bulan bir sigara kaçakçılığı var ve burada, bu Can Holdingden birileri bu işin içerisinde. Şimdi ne oluyor? Sayın Cumhurbaşkanı geldikten sonra, 15 Eylülde bu operasyona başlanıyor. Bu operasyonun ilerisine gidelim, Ticaret Bakanlığını ilgilendiren kısma, aslında bu olayın...
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Çin'deki görüşmelerde Cumhurbaşkanımız ile Pezeşkiyan arasında hiçbir görüşme olmadı, ben oradaydım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - "İddia o dur ki" diyorum, iddia odur ki.
ORHAN YEGİN (Ankara) - İddialar üzerinden konuşma.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne üzerinden konuşacağım?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Belgeler üzerinden konuş.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, söz hakkım gidiyor; bakın, iki dakika gitti.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, tekrar anlatayım ben size: Bu Can Holding olayına aslında Ticaret Bakanlığı yabancı değil, 2022 yılında Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü akaryakıt özel ekipleri tarafından bir operasyon yapılıyor. Bu operasyonla ilgili raporlar düzenleniyor. 2020, 2021 yılları döneminde düzenlenen sahte faturaların 42 milyar, kaçırılan verginin 18 milyar, MASAK'a bildirilen şüpheli para hareketinin 88 milyar olduğu iddia ediliyor. Sonra hiçbir işlem yapılmıyor değerli arkadaşlar, 2025 yılına kadar hiçbir işlem yapılmıyor. Düşünün, 88 milyar var, 2023'te bir şey yok, 2024'te bir şey yok, 2025'te bir şey yok. Ardından bu grup Ciner Grubunu satın alıyor; Habertürk'ün de dolduğu, Show TV'nin de olduğu bir grubu satın alıyor. Burada sorulması gereken sorunun 1'incisi şu arkadaşlar: 2022'de Bakanlık kara para kaçakçılığının farkına varıyor, Ticaret Bakanlığı rapor düzenliyor, Ciner Grubunun televizyonlarının satışına Rekabet Kurulu nasıl izin verir? Soracağımız önemli sorunun biri bu. Bakın, bilinen bir şirket, geçmişi bilinen bir şirket; nasıl verir? Ticaret Bakanlığı bu satışa nasıl müdahale etmez? Ticaret Bakanlığınca hakkında rapor düzenlenen bu firmaya sizin döneminizde antrepo izni veriliyor İstanbul'da, antrepo izni veriliyor. Bu izin nasıl verilir? Yani akaryakıt kaçakçılığı, sigara kaçakçılığı yaptığı iddia edilen bir kuruluşa siz nasıl antrepo izni veriyorsunuz? Burada soracağımız sorunun, zurnanın zırt dediği yer burası. Bu işlerin siyasi bağı olmadan olur mu? Ciner Grubu niye uyarılmaz?
Bakın, değerli arkadaşlar, ifadelere bakalım: Daha önce KRT televizyonunu almaya kalkıyor "3'ü peşin 4 taksit olmak üzere 7 milyona alınmasında bir devlet büyüğümüz aracı oldu." diyor Kemal Can. Yine, "Bir termik santral ve medya grubunun alınmasına sıcak yaklaşmadım, sonra yine bir üst düzey yetkilinin araya girmesiyle Silopi'deki termik santrali hariç tutmak üzere önce 600 milyon lira, sonrasında 575 milyon lira konusunda anlaşıldı." diyor. Yine, ifadesinden söylüyorum, Doğa Kolejinin Can Holding tarafından alınmasına ilişkin soruya "Doğa Kolejinin satın alınması için üst düzey yetkililer tarafından yönlendirme yapıldı." diyor. "Üst düzey yetkililerin yönlendirmesiyle mağduriyetin giderilmesi adına böyle bir adım da bulunduk." diyor.
Yine, Bilgi Üniversitesinin alınmasına yönelik soruya "Üst düzey devlet yetkililerinin bilgilendirmesiyle Bilgi Üniversitesinin alınması konusunda bize yönlendirmede bulunuldu." deniyor ve "Toplam 90 milyon dolara satın alınmıştır." deniyor.
Yine, savcı "Üniversitede üzerinde örgütlü yapıya eleman kazandırıldığı ya da kara para aklandığı iddialarını nasıl açıklıyorsunuz?" diyor. Kemal Can çok manidar bir yanıt vermiş yine: "Yönetim kadrosu üst düzey devlet yetkililerimizin yönlendirmesi, onların onayıyla oluşturulmuş bir olaydır." diyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, Can Holdingin yaptığı işlemlerin tamamında devletten izin alınması gerekiyor; enerji işleri için EPDK'den, televizyon işi için RTÜK'ten, üniversite için YÖK'ten, okul için Millî Eğitim Bakanlığından izin alınıyor, hepsi de iktidarın kontrolünde. Bu koşullarda nasıl izin veriyorsunuz? Bakın, Ticaret Bakanlığının bir raporu var ortada, Ticaret Bakanlığı bunun farkında.
Bir şeyi daha hatırlatayım size: Bu firma, Ticaret Bakanlığı Ticaret Bankasını ihaleye çıkarıyor, o dönemki Ticaret Bakanlığının vermiş olduğu belgelerle, bilgilerle bu grup Ticaret Bankasının ihalesine alınmıyor.
Değerli arkadaşlar, akla şu geliyor, hani bir tecrübeniz var ya, Rıza Sarraf tecrübeniz. Rıza Sarraf biliyorsunuz, eş başbakandı, bakanların yarısının maaşını o veriyordu. Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğunu yapmıştı, 28 yaşında bir namussuz âdeta Türkiye'yi teslim almıştı, âdeta Türkiye'yi teslim almıştı.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Cari açığı kapatıyordu ağabey.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Cari açığı kapatıyordu, bakanların elinden ödül alıyordu. Ne oldu? Amerika'nın uyguladığı ambargo hâlâ başımıza dert, aklıma şey geliyor, herhâlde bu İran ambargosunu deldiği için acaba Trump'tan mı korktunuz diye düşünüyorum. Trump'tan mı korktunuz? Keşke Trump'tan korkacağınıza biraz da bu konularda Allah'tan korksanız değerli arkadaşlar.
Şimdi "yılın ticaret olayı" diyoruz, bakın, yılın kara para olayı. Bunun siyasi boyutu var, medyaya TMSF atılması var. Basit bir işlem değil. Demokrasi var, seçim var, Tele1 var, Habertürk var. Değerli arkadaşlar, bir kumpas da var. Madem böyle bir grup, Ticaret Bakanlığı biliyor, devlet biliyor, sizler biliyorsunuz, neden uyarmadınız Ciner Grubunu örneğin? Neden bu satışların önünü açtınız? Burada da pis kokular geliyor. Tekrar söylüyorum: Bu üst düzey devlet yetkilisi kim? Burada bir siyasi bağ var mı? Siyasi bağ olmadan böyle bir satışın olması Türkiye'de mümkün mü? Bu konuları soruyorum. Bu, çok önemli bir olay ve maalesef sadece bir şey üzerinden gidiliyor. Bakın, TMSF şu anda medya patronu olmak... Yarın seçimleri ayağı var. Değerli arkadaşlar, bunun açığa çıkarılması lazım. Bakın, burada siyasetçi olmadan olmaz. Devlet büyükleri kimdir? Bu devlet büyüklerinin ortaya çıkması lazım. Bu konunun, Can Holding olayının araştırılması lazım.
Şimdi, ben biraz da bu konularla ilgili konuşayım, esnaf meseleleriyle ilgili konuşayım.
Sayın Bakan, konuşmanızda enflasyon kelimesi hiç geçmiyor. Acaba matbaada mı düştü, yoksa Türkiye'de enflasyon mu yok?
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - 42,5 puan oluştuğunu söyledim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Enflasyon yok, bak, ben anlatacağım onu da. Şimdi reel ekonomiye geçtik ya siz de Bakan olunca, reel ekonomiye. Eskiden reel değildi ya, eskiden "Ce-Ha-Pe" zihniyeti iktidardaydı ya. Hani Nebati, hatırlarsanız. Bakın, Mehmet Şimşek başlangıçta enflasyon 38 iken iki buçuk yılda sadece 33'e düşmüş, iki yılda sadece 33'e düşmüş. Bakın, değerli arkadaşlar, perakende... "Bir eksikliğimiz var." diyorsunuz bakın. Perakende ticaretinde cezaları katlayarak, sürekli denetime giderek, esnafa sopa göstererek enflasyonla mücadele edilmez. Devlet enflasyonla mücadeleyi önce hukukla yapar. Esnafı sıkan ve polisiye tedbirleri artıran düzenlemeler bugüne kadar çare olmadı, bundan sonra da çare olmaz. Hal yasası, AVM yasası, perakende ticaret yasası ne oldu? Örneğin, bu esnafla mücadele edeceğinize Türkiye'nin en büyük sorunu olan kayıt dışıyla mücadele etseniz olmaz mı? Fukara berberin, züccaciyecinin, bakkalın alacağı ne var? Zaten bakkalların anası ağlamış, anası ağlamış. Niye? Çünkü sizin döneminizde "3 harfliler" dediğimiz 7 başlı ejderhalar -biraz önce Talat ağabey söyledi- keşke sadece caddede 3 tane olsa, ara sokaklarda, her ara sokakta...
NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Her sokakta.
VELİ AĞBABA (Malatya) - ...her sokakta birer ikişer tane değil, üçer beşer tane 3 harfli canavar var. Şimdi, bakkallar, o fukara bakkallar onların yanında asgari ücretle çalışıyorlar yani bununla ilgili hiçbir şey söylenmedi.
Sayın Başkanım, değerli Bakanım; biz Malatya'da depremi yaşamış bir iliz. Bakın, burada deprem yaşayan arkadaşlarımız da var. Bizim şehrimiz belki kamuoyuna çok yansımasa da maalesef iktidar partisinin yetkilileri "Reis üzülür." diye "Bizde her şey güllük gülistanlık." dese de Malatya'da deprem çok ağır şekilde yaşandı, çarşımız yerle bir oldu Malatya'yı gördüyseniz, çarşımız âdeta yerle bir oldu. Sadece çarşımız mı? Doğanşehir, Doğanşehir hâlâ ayağa kalkmış değil. Akçadağ ilçemizin önemli bir bölümünde dükkânlarımız yıkıldı. Malatya Yeşilyurt ilçesine bağlı -Malatya'yı bilenler bilir- "Çırmıktı" dediğimiz eski Yeşilyurt'umuz ve Gündüzbey'imizde hâlâ bir adım atılamadı, onlar da perişan. Toplam 39 lokasyonda 3 bin esnaf, konteyner yapıldı, hâlâ ekmek peşinde ama hâlâ dükkânlar teslim edilebilmiş değil, depremin 1.000'inci günündeyiz. Depremin üzerinden bin gün geçmesine rağmen o şehir merkezinde yapılan yerde 152 tane ofis teslim edildi, diğer dükkânların teslim edilmesi hâlâ bekleniyor. Maalesef "3'üncü kışa mı gireceğiz?" diye insanlar konuşmaya başladı.
Bir başka sebep, mücbir sebep hâlinin uzatılmasını bütün Malatya istiyor, bütün deprem bölgesi mücbir sebebin uzatılmasını istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, tamamlayın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım...
Şimdi, bir başka konu var; biliyorsunuz, bizim kayısımız bir dünya markası, Türkiye dünya kuru kayısı ihracatında Malatya sayesinde tek başına yüzde 80'ini sağlıyor. Maalesef, bu dönem tüm kabuklu ürünlerimizin tamamı; bademimizin, cevizimizin, kirazımızın tamamı yandı. Malatya dondan yüzde 100 etkilenen tek il. Şimdi, Türkiye kayısısının ithalatı yasak biliyorsunuz, Özbekistan...
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Don lobisi." diyordun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Söyleyeceğim, o donu siz söylüyorsunuz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Don lobisi." diyordunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Onu da Allah'a havale ettiniz, o da Allah'ın suçu...
Başkanım, üç dakika da sataşmalardan...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sataşma olmadı.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen...
Devam edin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bakın, Türkiye'de kayısının ithalatı yasak; Özbekistan, İran gibi ülkelerden Türkiye'ye kaçak yollardan kayısı getirildiği iddia ediliyor. Bu konunun tüm yönleriyle ele alınarak incelenmesi gerekir sizin Bakanlığınız tarafından. Eğer kaçak kayısı girişi varsa, engellenmezse gelecek yıl kayısı tutmazsa ihracatımız darbe alır.
TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - O konuda rahat olun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bilmiyorum, ben iddia ediyorum; Malatya'da bir şehir efsanesi "Özbekistan'dan, İran'dan vesaire kayısı geliyor." deniliyor. Amerika'dan Brezilya'ya kadar ihracat yapıyoruz, dünya kuru kayısı ihracatının yüzde 80'ini biz karşılıyoruz. Başka ülkelerden getirilen kalitesiz kayısılar Malatya'nın kayısısına darbe vurabilir, sahte kayısı Malatya'yı vurabilir çünkü bizim kayısımız hakikaten çok kaliteli yani dünyanın en kaliteli, en güzel kayısısını biz üretiyoruz. Bu konuda sizin dikkatinizi çekmek istiyorum gümrük konusunda, ithalat konusunda.
Şimdi, esnaf pozitif ayrımcılık istiyor. Bakın, hâlen konteyner iş yerlerinde faaliyet gösteren esnafa uzun vadeli ve faizsiz kredi imkânı sağlanamadı, mutlaka hibeler verilmelidir diyoruz. Esnafın ÖTV'siz araç desteği talebi var, 2016 yılında uygulanan ÖTV'siz araç desteğinin deprem bölgesinde ticari taşıma yapan esnaflar için yeniden uygulanmasını istiyoruz. Deprem ve pandemi nedeniyle araçlarını yenileyemeyen şoför esnafına bu imkân tanınmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - AFAD ve Maliye tarafından beyana alınan ham madde, teçhizat, makine, ekipman, gıda zararlarının karşılanması konusunda esnafa bilgi verilmedi. Zayi malların akıbeti açıklığa kavuşturulmalı ve zararları devlet tarafından yenilenmelidir.
Dün söyledim, Küçük Sanayi Sitemizle ilgili çok ciddi problem var. Esnaf hâlâ ne yapacağını bilmiyor, 1.500'e yakın esnafımız ağır hasarlı binalarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Yine, KOSGEB destekleri konusunda dün söyledim, bugün de söyleyeyim. Maalesef KOSGEB destekleri de yeterli değil.
Esnafın bir başka meselesi, BAĞ-KUR primleri yüksek, en düşük BAĞ-KUR primi 8.971 lira, emekli maaşının 16.681 lira olduğunu düşününce bu miktar hakikaten çok yüksek geliyor. Şimdi, çalışırken esnafımız aç, emekli olurken de aç kalmaya mahkûm. Büyükşehirlerde, 30 binden fazla olan ilçelerde hizmet veren mükellefler gerçek usul kapsamına alındı, 1 Ocak 2026'dan sonra yürürlüğe girecek. Büyükşehirlerde bu kapsama giren küçük esnaf ve işletmelerin KDV muafiyeti bitecek, tıpkı orta ve büyük işletmeler gibi aylık olarak KDV beyanını ödeyecek. Basit usulde gelir vergisi yılda 1 kez ödenir, geçici vergi ödemesi yapılmazdı. Şimdi, yıllık gelir vergisine ek olarak geçici vergiyi üç aylık olarak ödeyecek. Şimdi, esnafımızın... Bakın, biraz önce arkadaşlar konuştu, Merkez Bankası verilerine göre 17 Ekim haftası itibarıyla bankalarca açılan kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları şöyle: İhtiyaç kredileri için yüzde 62, taşıt kredileri için yüzde 36, konut kredileri için yüzde 37, ticari krediler için yıllık yüzde 52,5 yani esnaf ve işletmeler hâlâ yıllık yüzde 50'nin üstünde faizle kredi kullanıyor. Bu faizler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bitti.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, çok laf attılar, Sayın Bakan dahi laf attı bana.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bitti, Sayın Ağbaba, lütfen toparlayın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitireyim, bir dakika...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Açmayacağım mikrofonunuzu.
Buyurun, toparlayın.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Özellikle laf atmadık Başkanım.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kendiyle kavga ediyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, lütfen...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bakın, keşke bu enflasyon rakamlarını hesaplarken... Örneğin, eşiniz hanımefendiye sorsanız geçen sene çantayı kaça almış, bu yıl kaça almış, ayakkabıyı kaça almış? Siz alışveriş yapıyor musunuz, bilmiyorum, zaman bulabiliyor musunuz? Eşiniz mi alıyor size ayakkabıyı? Deyin ki geçen yıl ayakkabıyı bana kaça aldın, bu yıl kaça aldın? Geçen yıl alışverişte bir poşet gıdayı kaça dolduruyorduk, bu yıl kaça dolduruyoruz?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz "Enflasyon yok." mu diyoruz Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Geçen yılki enflasyonu en çok kim bilir biliyor musunuz; ne TÜİK bilir ne Ticaret Bakanı, bunu Ticaret Bakanı eşi hanımefendi sizden iyi bilir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi, son...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım, haksızlık oldu burada.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, yok yani hakkaniyeti muhafaza etmeye çalışıyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Haksızlık oldu Başkanım, fazla verdiniz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, kimseye fazla vermiyorum, bu değerli görüşleriniz zaten inanılmaz katkı sunuyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Niye, mazot mu yakıyorsun?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hepinize ayrıca teşekkür ediyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Mazot mu yakıyorsun, elektrik mi harcıyorsun, versen ne oluyor yani?