KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Ticaret Bakanlığının bütçesi 2026 için 76 milyar 251 milyon yani toplam bütçe büyüklüğünün binde 4'ü, baktığımız zaman geçen yıla göre de yüzde 35,59 oranında artmış, 20 milyarlık bir artış söz konusu; yeterli bir bütçe değil açıkçası. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye baktığımız zaman ayrılan pay yüzde 10,84 yani 8 milyar 270 milyon liralık bir tutar ayrılmış. Bu oran geçen yıl yüzde 11'miş, şimdi yüzde 10,84'e düşmüş; burada da bir azalış söz konusu. Kayıt dışıyla mücadele çok çok önemli. Baktığımız zaman buradaki personel gideri ve SGK'yle ilgili tutar da bu bütçenin yüzde 86'sına tekabül ediyor yani geriye çok az bir tutar kalıyor.

Şimdi, bir taraftan Hazine ve Maliye Bakanlığı, az önce konuşmacılar da bahsetti, esnafı sürekli denetliyorlar yani bir yere gidiyorlar, sabahtan akşama kadar hasılat tespiti yapıyorlar. Bir gidilen şirkete ayda 3 kere, yılda 12 kere gitmek zorundalar ki yüzde 20'yi aşan bir tutar varsa beyan ile tespit arasında, o zaman izaha davet ediyorlar ve uygulamada cezalar da kesiliyor. Burada esnaf çok rahatsız. Buradaki tespitlerle ilgili olarak kesilen cezalar, para cezaları da buna bir çözüm olmamış yani çok ciddi cezalar. Siz de sunumda açıkladınız, bakın, 32 milyon ürün denetlenmiş, 470 bin işletmeye gidilmiş, 2,4 milyarlık bir ceza kesilmiş. Buna rağmen burada kayıt dışıyla ilgili mücadelede istenilen bir sonuç bulunamamış, kayıt altına alınmamış. Kayıt dışı olan yerlerin mutlaka denetlenmeye tabi tutulması gerekiyor. Biz bunu burada görmüyoruz. Zaten para cezaları ülkenin genel sorunu. Ağustos sonu itibarıyla tüm idari para cezaları 1,1 trilyon Sayın Bakan. Yani bunun tahsilat-tahakkuk oranı nedir? İnsanlar sıkıntıda. Ben buradan da sormuş olayım: Kesilen para cezalarının ne kadarı tahsil edildi? Bu rakamı bizimle paylaşırsanız memnun oluruz.

Cari transferler yüksek, 45 milyar 89 milyon, bütçenin de büyük bir bölümünü alıyor doğal olarak. Bunda da hazine yardımları var. Hazine yardımlarının 45 milyarlık bir rakama tekabül ettiğini görüyoruz aşağı yukarı. Bu hazine yardımları nerelere yapılmış? Bu konuyla ilgili bilgi verilirse mutlu olacağız. Sağlıklı kullanılıyor mu, kullanılmıyor mu? Buradan bir cevap bekliyoruz bu konuyla ilgili.

Şimdi, geçen yıl bir e-ticaret yasası hazırlandı ve e-ticaretle ilgili uygulamaya girdi. Şimdi, burada yerli üreticiyi koruyan, yapılan faaliyetlerin vergilendirilmesiyle de tutun haksız rekabeti ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılmasına piyasanın ihtiyacı var. Ama hâlen yerli üretici, dolayısıyla da yurt içi yerleşik pazar yerlerinin korunmadığını, yurt dışı pazar yerlerinden gelen ürünlerin piyasaya hâkim olduğunu görüyoruz ve bunların da vergisel avantajlar sağladığını yani vergi vermiyorlar kazançlarıyla alakalı, bir de ödemeler dengemize olumsuz etki sağlıyorlar, ithalat rakamımızı arttırıyorlar. Yani bir çalışmaya göre 217,9 milyar TL'ye ulaşan e-ithalat hacmi var; bu yıl da yüzde 40 civarında büyüyeceği söyleniyor. Burada da bir firma var. Bu firmadan yerli üreticilerin de büyük rahatsızlığı var; buradan bunu vurgulayalım "Temu" diye bir firma. Bu firma aşağı yukarı Türkiye'de 28 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda, yıllık perakende satış hacmi de 50 milyar TL civarında ve hiç vergi ödemiyor. Biz bunu bu şekil biliyoruz, vergiyle ilgili, pozisyonla ilgili durumun ne olduğunu buradan bizimle paylaşırsanız... Bu konuyla ilgili de düzenlemeler yapılacak mı? Buradaki yerli üreticiyi koruyacak tarzda bir düzenleme olacak mı? Sayın Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan buradaydı; bakıyorum şu anda...

Sayın Bakan Yardımcım, bu konuyla ilgili de sizin bir açıklamanız var. Buradaki ürünlerin Türkiye'ye girişinde kanserojen madde olup olmadığıyla ilgili bir inceleme yapılmadığını ifade etmişsiniz konuşmanızda. O ifadenizin arkasında mısınız? Eğer böyle bir inceleme yapılmıyorsa, bu da ayrı bir vahim durum. Bu konuyla ilgili açıklamayı sizlerden bekleyeceğiz.

Şimdi, uyuşturucu olayıyla ilgili Türkiye'nin çok önemli problemleri var. Gerçekten, global kriz, etrafımızdaki savaş ve çatışmalarla beraber ülkemiz uyuşturucu ticaretinde hedef ve transit bir pazar hâline gelmiş. Bunu ben demiyorum, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığının yaptığı bir çalışma var, rapor var, burada tespit edilmiş. Birtakım limanlarımızda, havaalanı dâhil, Mersin, Antalya, Ambarlı, bunları da sayabilirsiniz, buralarda yakalanan uyuşturucu maddelerin miktarlarında çok ciddi artışlar var. Bir yerde 4 ton, bir yerde 1,8 ton. Hakikaten çok devasa büyüklükte uyuşturucu tutarlarından bahsediyoruz; Türkiye kaynaklı, Güney Amerika'dan geliyor, Türkiye'den Avrupa ülkelerine dağılıyor. Yine, İran sınırından gelen bazı sentetik ürünler ve -isimlerini telaffuz etmiyorum şu anda burada- bazı uyuşturucu maddelerle ilgili laboratuvarlar dahi kurulmuş. Sıvı hâlden kristal hâle gelmesiyle ilgili laboratuvarlar da Türkiye'de muhtelif yerlerde var. Bunlarla ilgili de mücadele devam ediyor hem Bakanlığınız tarafından hem Emniyet teşkilatı tarafından. Ama ben şuna bakıyorum: Şimdi, ödenekle ilgili, Kayıt Dışı Ekonomi ve Kaçakçılıkla Mücadele Genel Müdürlüğü diye bir müdürlüğünüz var, DKH yani devamında, önünde daha doğrusu... Burada kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye yatırım ödeneği olarak ne ayrılmış diye baktım Sayın Bakanım, 686 milyon yani bu rakam çok az. Zaten bütçede, tüm genel bütçede yatırım harcamalarında geriye düşüş var oransal olarak. Sizin şimdi teknik cihazları, bunları almanız gerekiyor, güçlendirmeniz gerekiyor uyuşturucuyla mücadele açısından. Şimdi, bu mücadeleyi yapabilmeniz için bu ödenek çok yetersiz.

Ben buradan bütün Komisyon üyelerine de sesleniyorum: Bakanlık burada iken bu ödeneği bir an önce artıralım, yaklaşık en az 3 kat artması lazım benim çalışmalarıma göre rahat bir çalışma olması açısından. Çünkü bakın, uluslararası bir operasyon yapılmış, 5 ülkeyi ilgilendiriyor. Bu ülkelerle ilgili aşağı yukarı 234 şüpheli gözaltına alınmış baskında. Bunun 225'i Türkiye'de, geri kalan 5 ülkede de 9'u var, yurt dışında yaşayan ve el konulan varlıklar 13 milyar yani 341 milyon dolar civarında. Şimdi, bu el konulan tutarların da mal varlıklarının da -hem maddi mal varlıklarından bahsediyorum hem "cash" bahsediyorum- nasıl değerlendirildiği, buradaki yakalama unsuruyla ilgili olarak ayrıca bir yapı oluşturup Bakanlığınıza, gümrük muhafaza müdürlüklerine gerekirse bu tutarların aktarılmasıyla ilgili bir çalışma yapılmasında fayda var. Ben bunu buradan öneriyorum Çünkü burada herkesin emeği var. Hangi kurumların emeği varsa Emniyete de size de bu tutarların da mutlaka aktarılması gerekiyor yani. Bu uyuşturucuyla ilgili, bu uyuşturucu belasıyla ilgili, gençlerimizi bu bağımlılıktan kurtarmakla ilgili, ölümlere son vermekle ilgili hepimize görev düşüyor; bunu özellikle vurgulamak istedim.

Bir de ekonomiyle ilgili, şimdi, biliyorsunuz, herkes bahsetti tekstil sektörüyle ilgili yurt dışına giden fabrikalar var. Özellikle son bir yılda 160 fabrika Mısır'a gitmiş; Mısır, Fas, Cezayir, hatta Bangladeş'e giden var yani. Şimdi, bir de mobilya sektörü buna eklenmiş. Şimdi, biz mal ve hizmet ihracatı yapacağımıza artık bu fabrikaları, tesisleri söküp yükleyip bu ülkelere götürüyoruz. Bu, sektör olmuş, lojistik firmalarının da artık gelir kaynağı olmuş. Mesela, bir fabrika 200 tırla götürülüyor. Şimdi, buna mutlaka çözüm bulmamız lazım, önlememiz gerekiyor. Mal ve hizmet ihracatına yönelik lojistiklerin artması ve gelir elde edilmesi lazım.

Şimdi, Amerika'ya gidildi, Sayın Cumhurbaşkanı ve heyet ziyaret etti, Cumhurbaşkanımız heyet hâlinde, gitmeden önce de gümrük vergileriyle ilgili, ithalatla alakalı yani Amerika'dan gelen ürünlerle ilgili bazı sektörlerde ve ürünlerde gümrük vergisini sıfırladık. Karşılıklı ticaret anlaşması gereği Amerika Birleşik Devletleri de bizim buradan ihracatımızla ilgili gümrük vergilerinde ayarlama yapacak mı? Yani genel bir artırım oldu, sıkıntı var. Türkiye nispeten diğer ülkelere göre daha az bir orana tabi ama bizim de bu ürünlerle ilgili gümrük vergisinin sıfırlanması veya minimum düzeye inmesiyle ilgili bir çalışma yapmamız mutlaka gerekiyor.

Ben değişik bir konuya değinmek istiyorum ayrıca, zombi şirketler olayına yani kaynakların, hem banka kaynakları olsun hem devlet kaynakları -teşviklerden bahsediyorum- aktarıldığı şirketler. Bu şirketler maalesef hayatlarını devam ettirirken bu finans kaynaklarıyla devam ettiriyor. Fiilen esasında çok sıkıntılı durumdalar, batık durumdalar, Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı maddesinin uygulanması gereken durumdalar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika daha veriyorum.

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim.

Fakat bunlar verimli alanlara gitmesi gereken, sağlam firmalara gitmesi gereken kaynakların kendilerine gelmesini sağlıyorlar tavassutla, siyasi baskılarla. Bunların rakamları da kimi çalışmaya göre, IMF'nin çalışmasına göre yüzde 13, TOBB'a göre yaklaşık 2,5 milyon şirket olduğuna göre yani 325 bin, Toplumsal Çalışma Enstitüsüne göre de yüzde 20'yi bulduğu yani 500 bin sayısı. Bu önümüzdeki dönemde bizim için çok büyük sıkıntı olacak. Güney Kore ve Japonya'daki zombi şirketlerin geçmişini inceleyip Türkiye'de bu konuyla ilgili özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığının, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ve Ticaret Bakanlığının mutlaka önlem alması gerekiyor.

Son olarak da yüksek teknoloji ürünlerinde savunma sanayisi ürünleri hariç bir çalışma yapıldı mı? TÜİK'le böyle bir çalışmaya ihtiyaç var. Yani savunma sanayisindeki yüksek teknoloji ihracatını çıkartıp diğer yüksek teknoloji ürünlerinde bir çalışma yapılması faydalı olacaktır.

Teşekkür ederim.