KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; herkesi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Kısa konuşacağımı söyledim.

Yaklaşık olarak on saattir burada Ticaret Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz. Sanıyorum, en fazla kullanılan kelimeleri böyle derlemeye çalıştım: Rekabet, gümrük, ithalat, ihracat, sermaye, iç ticaret, dış ticaret, enerji, küresel sermaye, milyarlar, milyonlar, reel, rekabet, iç piyasa, girdi maliyeti, çıktı maliyetiyle dolu böyle konuşmalar yapıldı. Elbette çok değerli, çok anlamlı konuşmalar bunlar ama ben size bugün başka bir şeyi anlatacağım, dün yaşadığım bir olayı anlatacağım. Belki anlatacağım olay birçoğunuza hikâye gibi gelecek ama bu bir hikâye değil.

Dilekçe Komisyonunda kurulan bir Alt Komisyonumuz vardı, Akran Zorbalığını Önleme Komisyonu; bu Komisyonun üyeleri olarak biz dün Ankara ilimizde okullarımızı ziyaret ettik. Altındağ ilçesinde 2 okulumuza gittik, Çankaya ilçemizde de 2 okula gittik. Çankaya ilçesindeki bir okula gittiğimizde bir lise sınıfını ziyaret ettik ve ziyarette öğrencilere dedik ki: "Biz Türkiye Büyük Millet Meclisinden geliyoruz. Bizden bir isteğiniz var mı? Bize bir öneriniz, eleştiriniz var mı?" Söz alan lise öğrencilerinden birisi dedi ki: "Kantin fiyatları çok yüksek. Bazı arkadaşlarımız var, ailelerinin parası var; bazılarının ailesinin parası yok. Kantin fiyatlarını düşürür müsünüz?" Sonra, bunun üzerine başka bir öğrenci, başka bir çocuk söz aldı, dedi ki: "Ama Mecliste okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilmesiyle ilgili bir öneri geldi, o öneri reddedildi." Değerli arkadaşlar, aslında bu 2 öğrencinin, bu 2 çocuğun söylediği şeyler sözün bittiği yerlerdi. Evet, o çocukların dünyasında rekabet yok, ithalat yok, ihracat yok, iç piyasa yok, dış piyasa yok, girdi yok, çıktı yok. Değerli arkadaşlar, biz bugüne kadar şunu hep söyledik, dedik ki: "Emekli aç." Siz anlamadınız, dinlemediniz. Dedik ki: "Asgari ücretli aç." Siz dinlemediniz, anlamadınız ama dün Çankaya'da, Ankara'nın göbeğinde ve sözüm ona Ankara'da ekonomik durumu en iyi olan yurttaşların yaşadığı bir okulda bir öğrenci "Mecliste çocuklara, öğrencilere bir öğün yemek verilmesi teklifini sizler reddettiniz." dedi ve söyleyecek sözümüz yoktu değerli arkadaşlar. Şimdi burada Ticaret Bakanlığına bütçe ayırsanız ne olur, ayırmasanız ne olur? Milyonları, milyarları konuşsanız ne olur, konuşmasanız ne olur? Yine, ekonomi şahlansa ne olur, şahlanmasa ne olur? Değerli arkadaşlar, önerimiz şu: Artık uçmayı bırakın, birazcık ayaklarınız yere bassın. Bu ay içerisinde yapılan ve önümüzdeki ay da devam edecek olan bütçe görüşmelerinde eğer biz dün Çankaya'daki o lise öğrencisinin derdine derman olamayacaksak, vallahi, batsın yapacağımız bütçe. Ama şunu söyleyeyim: İçiniz rahat olsun, gönlünüz rahat olsun iktidar vekilleri; orada biz sizin adınıza utandık, biz sizin yerinize utandık diyorum, başka da söyleyecek bir şey yok arkadaşlar.