| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, Değerli Bakan, değerli bürokratlar; hepinize hoş geldiniz diyor ve bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Sözlerimin başında hemen Sayın Bakana bir iki tane soru sormak istiyorum. 2 köprü, 9 otoyolu satacak mısınız? OVP'de var. Sayın Özal'ın ve Demirel'in yaptığı köprüleri satmayı düşünüyor musunuz ya da işletme hakkını devretmeyi düşünüyor musunuz? Bu sorularla başlayayım. Sanki babanızın malı, birini Özal yapmış, birini Demirel yapmış; müflis tüccar gibi, geldi oraya; başka bir şey kalmadı, orayı satacak mısınız onu merak ediyorum.
Bir de Sayın Bakan -tabii, ekonomi muhabirleri de merak ediyor- istediklerinizi yapamadığınız için, hukuk ve adalet olmadığı için istifa edip gitmek istediğiniz ancak Cumhurbaşkanının bırakmadığıyla ilgili söylentiler var; bu konuda ne düşünüyorsunuz? Önce bu sorularla başlayayım.
Şimdi, Başkanlık sistemi 2018'den beri çok kayba sebep oldu. Hanke Yıllık Sefalet Endeksi'ne göre yoksullukta dünyada 5'inci sıradayız. Bizim ligimizi anlamanız bakımından şu tabloya bakın, Sudan, Arjantin, Suriye ve Yemen var bizim altımızda; Türkiye'nin ligi bu. Adalet endeksinde de tam tersi, 2018'de 80'inci sıradayken şu an 118'inci sıradayız; 38 sıra gerilemiş durumdayız. Gıda enflasyonunda 34,87'yle Avrupa'da, OECD ülkelerinde en yüksek 1'inci ülkeyiz, dünyada 7'nciyiz. Geniş tanımlı işsiz sayımız -maşallah- 11 milyon 705 bin, ne işte ne eğitimde olan gençlerimiz var "ev genci" bunlar, sizin yaratmış olduğunuz bir deyim. Düzenli sosyal yardım alan aile 4,5 milyon-4 milyon 700 bin civarında; yaklaşık 20 milyon kişi sosyal yardım olmadan yaşayamıyor. Asgari ücrette AB'deki 29 ülke arasında 26'ncı sıradayız, emekli maaşında Avrupa'da sondan 1'inciyiz, Avrupa ortalaması 1.500 euro, bizim 16.681 lira. Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; bu 16.681 lirayla geçinen emekliye Nobel Ekonomi Ödülü vermek lazım ya da bizim bir ekonomi ödülü yapmamız lazım Sayın Bakan çünkü bu insanlar 16.681 lirayla geçiniyorsa en büyük ekonomist onlar; Mehmet Şimşek'ten de Cevdet Yılmaz'dan da Mehmet Muş'tan da daha büyük ekonomist emekliler. Tanıdığız var mı bilmiyorum, mutlaka vardır.
Yıllık enflasyonda 32,87'yle 1'inciyiz, faizde 39,5'le dünya 1'incisiyiz. Sayın Cumhurbaşkanı, kendi elleriyle soktuğu ekonomik krizden çıkılsın diye daha önce suçladığı -ben şimdi o videoyu gösteremiyorum sizin yüzünüzden Sayın Bakan çünkü Mehmet Muş yasakladı videoyu- Mehmet Şimşek'i getirdi hazinenin başına geçirdi. Peki, geçirdi de... Sayın Bakan, bu manşetlere bir bakın -baktınız mı bilmiyorum- Yeni Şafakla bu ara diyalogunuz, aranız iyi. Buna bakan Mehmet Şimşek sanki CHP'ye geçmiş sanır, vallahi diyorum, vallahi CHP'ye geçmiş sanırlar. Ya bunlar bile inanmıyor Sayın Bakan, bunlar bile inanmıyor, bu nasıl bir şey. Allah aşkına, şuna baksanıza, vallahi gören der ki "Mehmet Şimşek CHP'ye mi geçti acaba?" çünkü sürekli bizimle ilgili manşet yapıyorlar ya.
Bir de ekonomide "nas" deyip nastan niye vazgeçtiniz? "Nas dinimizin gereği." diyordunuz, bu dinimizin gereği nastan niye vazgeçtiniz, onu da sormak istiyorum.
Şimdi, tabii, bu tabloda düşen bir şey var -Allah var şimdi- enflasyon düşmüş, sizin konuşmanızda enflasyon düşmüş. Nasıl düşmüş? "Enflasyon" kelimesi düşmüş; 2 defa "enflasyon" demişsiniz, 4 kez "dezenflasyon" demişsiniz yani enflasyon düşmüş bu tabloya, bu konuşmanıza göre Sayın Bakan, onu da ifade etmek istiyorum.
Bakın, bu kur korumalı mevduat sistemi hakikaten Türkiye'nin başına bela bir kaynak aktarımı oldu, ondan kurtulduk.
Şimdi, bakın, bunun Plan ve Bütçeyle ne ilgisi var diyeceksiniz ama 19 Mart operasyonu direkt bütçeyi ilgilendiriyor. Sizin kemer sıkarak, reel ekonomiye geçerek yapmış olduğunuz birçok birikim bir gecede yok oldu gitti Sayın Bakan, bir gecede yok oldu gitti. Bakın, siz önemli bir danışmandınız -daha önce ara verdiğinizde sanırım yatırım danışmanıydınız- şimdi Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, hukukun olmadığı, TÜSİAD Başkanının, önemli iş adamlarının sabaha karşı gözaltına alındığı, gazetecilerin cezaevinde olduğu, iş adamlarının cezaevinde olduğu, milletin malına çöküldüğü bir ortamda size danışanlara Türkiye'ye yatırımı tavsiye eder misiniz? Elinizi vicdanınıza koyun cevap verin.
Bakın, değerli arkadaşlar, bizim kültürümüzde, bizim âdetlerimizde aileye sataşılmaz, ne olursa olsun aileye sataşılmaz. Ya, Allah aşkına bakın, "Kira geliri ve emekli maaşıma el konuldu, mağdurum." diyor. Bunu kim diyor? Yetmiş yıldır ticaret yapan, inşaat malzemesi satan, müteahhitlik yapan Hasan İmamoğlu söylüyor. Tüm mal varlığına el konulmuş, kredi kartı kullanamıyor, simit alacak kredi kartı yok bu insanların. Aileye sataşılır mı, ayıptır ya! Bakın, Dilek İmamoğlu'nun -Ekrem İmamoğlu'nun eşi- diplomatik pasaportu iptal edildi. Sayın Bakan, bakın, bu hepinizi ilgilendiriyor, bu hepinizi ilgilendiriyor. Geçmişte bu memleket neler gördü neler; Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ terör örgütü üyesi oldu, terör örgütü lideri oldu, iki ağırlaştırılmış müebbet aldı. Dolayısıyla bakın, bu hukuk herkese lazım. Bunu da sizin vicdanınıza havale ediyorum Sayın Bakan. Bu olmaz, hakikaten olmaz, ayıptır ya, günahtır, böyle vicdansızlık olur mu!
19 Mart hakikaten Türkiye'ye hem yabancı sermayenin gelmemesine neden oldu hem de dolar bir günde 36'dan 40 liraya çıktı, zararın, kaybın 150 milyar olduğu söyleniyor. Hakikaten hukukun askıya alındığı bir dönemle karşı karşıyayız. Bugün gazetecilere yapılan operasyon... Ya çağırsan, telefon açsan, davet etsen gidecek bu gazeteciler, gazeteciler gidecek. Belediye başkanlarımıza sabahın 5'inde operasyon yapılıyor, Vatan Emniyette beş gün bekletiliyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, bunların bir faydası var mı memlekete? Bunların bir faydası yok; ekonomiye de faydası yok, fakir fukaralığın giderilmesine de faydası yok. Ben sizin yerinizde olsam CHP'yle uğraşmaya harcayacağınız enerjiyi ekonomiyi düzeltmeye harcarım. Partiyle uğraşıyorsunuz, belediye başkanlarımızla uğraşıyorsunuz, biraz ekonomiyle uğraşın, yoksulluğu bitirmeye uğraşın.
Bakın, Sayın Mehmet Şimşek'in programının sonuçlarına kısa kısa bakalım, tabloya bir bakalım: Yıllık enflasyon siz geldiğinizde 38,2 imiş, şu anda 32,9'a gelmiş.
Şimdi, meşhur Arap turistler var, Arap turistler, sağ olsunlar, geliyorlar ülkemize. Uyanık taksiciler var, gezdiriyorlar Arap turisti, gezdiriyorlar, gezdiriyorlar, gezdiriyorlar, aynı yere geliyorlar. Biraz da sizin yaptığınızı ona benzetiyorum. Geldiniz, üç sene gezdiniz, ekonomiyi yönettiniz, yönettiniz, geldiğimiz nokta gene aynı Sayın Mehmet Şimşek.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Verdiğimiz para ne olacak?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, bunun bedelini kim ödüyor? Bunun bedelini Arap turist ödemiyor, bunun bedelini fakir fukara ödüyor. Geldiğimiz nokta aynı değerli arkadaşlar.
Bakın, sevgili Orhan Bey diyor ki: "Altından vazgeç." Bakın, değerli arkadaşlar, asgari ücret yıl bitmeden -32,87 düşüşle- 7.265 lira eridi, yumurta 6,6 liraydı, asgari ücretli bugün 1.100 tane yumurtayı kaybetmiş durumda. Ekmekten 484 kilo, peynirden 29 kilo, dana kıymadan 12,5 kilo kaybetmiş durumda.
Şimdi, hızlı hızlı geçeyim. Bunları daha sonra Mehmet Muş inşallah söz verir, orada konuşurum ben.
Bakın, arkadaşlar, ne yaptınız bu süreçte? 2023'ten sonra getirilen yeni vergileri ve mevcut vergilere yapılan artışları hatırlayın. Burada konuştuk MTV artışını, KDV oranlarının artırılmasını; yüzde 8 olan yüzde 10'a, yüzde 18 olan yüzde 20'ye yükseltildi. Yurt dışından getirilen telefonlardan alınan vergi 6 bin liradan 20 bin liraya yükseltildi. Yargı, noter gibi tüm maktu harçlara yüzde 50 artış yapıldı. Şans oyunları 2 katına çıkarıldı. Tüketici kredilerinden alınan BSMV yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkarıldı. Yurt dışı harcı 150 liraydı, bin lira oldu. Finans faaliyetlerinden alınan harçlar yüzde 50 oranında artırıldı. Silah ruhsatlarından alınan harçlar yüzde 100 artırıldı. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV beyannamesi, muhtasar beyannameleri, bunların hepsinde artış oldu. Şimdi, arkadaşlar, bir bakın, bunların neticesinde ne oldu? Enflasyon mu düştü, ne oldu bilmiyorum.
TÜİK Başkanı burada mı?
TÜİK BAŞKANI ERHAN ÇETİNKAYA - Evet.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam.
Bu TÜİK Başkanının öz geçmişine baktım -söylemesi ayıp- Malatyalı, 1981 doğumlu, iyi de eğitim almış. Bu enflasyonu en iyi kim bilir biliyor musunuz? Evli misiniz Erhan Bey? Enflasyonu en iyi TÜİK bilmez, Erhan Bey de bilmez, eğitimi iyi falan ama, eşi bilir. En iyi enflasyon hesaplamayı Sayın Mehmet Şimşek, kusura bakmayın, siz bilmezsiniz, eşiniz bilir. Hani 2024'te sizi ikna ederek eşiniz alışverişe götürmüştü ya... Allah aşkına, ben şimdi
TÜİK Başkanına sorayım, o kadar istatistik falan harcamanıza gerek yok, emek vermeyin, eşinize sorun, geçen ay domatesi kaça alıyormuş, bu ay kaça alıyormuş, geçen yıl ayakkabıyı kaça alıyormuş, bu ay kaça alıyormuş, vallahi, enflasyon orada çıkar. Yormayın, insanları da yormayın. Ben bürokratlarla uğraşmam ama Erhan Bey'i de yormayın, İstatistik Kurumunu da yormayın. Enflasyon belli, eve gidin, sorun yenge hanımlara, enflasyon kaç, açıklar. Vallahi açıkladığınız bu enflasyonu görse yengeler sizi terlikle kovarlar. Niye? "Ya, hiç görmüyor musunuz, pazara, sokağa çıkmıyor musunuz?" diye sorarlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İki dakika verdim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu meseleye kimse inanmıyor yani TÜİK'e kimse inanmıyor, Başkanından bağımsız -hemşehrimiz olduğu için söylüyorum- kimse inanmıyor. Maalesef bu toplumun, fakirin fukaranın, sağcının solcunun inandığı kurumları da bir bir yok ettiniz. ÖSYM'ye kimse güvenmiyor, TÜİK'e kimse güvenmiyor, yargıya kimse güvenmiyor. Bunlar ekonomiyi ilgilendiriyor mu, ilgilendirmiyor mu? Vallahi direkt ilgilendiriyor, ekonomiyi direkt ilgilendiriyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, memleket âdeta bir çete cumhuriyetine dönüştü. Bakın, memlekette Merkez Bankası Başkan Yardımcısının 100 milyon dolandırıldığı iddia ediliyor arkadaşlar. Bakın, ben dolandırıldı demiyorum, dolandırıldığı iddia ediliyor. Ya, kimse güvenir mi Merkez Bankasına? Bir kart çıkarıyorsunuz, ödeme sistemi çıkarıyorsunuz, orada dolandırıcılık var yani burada, memlekette kimsenin kimseye bir güveni kalmadı, memlekette kimse kimseye inanmaz durumda.
Şimdi, bir Papara gerçeği var. Biliyor musunuz bilmiyorum, Papara'yı bilirsiniz herhâlde siz. Cep telefonuyla falan oynuyor musunuz? Sanal kumar falan oynuyor musunuz? Oynuyorsunuzdur mutlaka, ortalama tutuyor.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Siz biliyor musunuz?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi yok, ben hiç bilmem, hiç bilmem. Biz eskiden -bu Millî Piyango Başkanı da gördü- Millî Piyango'da tombala çekerdik yılbaşında, günah sayardınız, şimdi memleketi kumarhaneye çevirdiniz. Bakın, bir tombalayı günah sayardınız, şimdi memleket kumarhane. Doğru mu, yanlış mı, bilmiyorum rakamı; sektörde kapatılan hesapların, Merkez Bankası denetim raporuna atfen yasa dışı faaliyet sebebiyle kuruluşların kapatılan e-para hesap sayısının 21.088 olduğu, sektörde kapatılan hesapların yüzde 94'ünü oluşturduğu söyleniyor, sistemde yaklaşık yüzde 94'ünün Papara'dan geçtiği iddia ediliyor. Nasıl bir denetimsizlik, nasıl bir güvensizlik, anlatılır gibi değil. Bakın, Uber'i de buradan ödüyor, Papara'dan ödüyor, sanal bahis de buradan ödeniyor. Bu sanal bahis konusunda da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitti mi sürem?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İki dakika daha var, sonra bitiyor.
Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam.
Sanal kumarın da sebebi kim, biliyor musunuz? İnsanların alışkanlıkları değil. Sanal kumarın sebebi bu memleketi kötü yönetenler. Sanal kumarı niye oynuyor insanlar? İnsanlar hesaplarını kiraya veriyor. Bakın, insanlar hesaplarını sahte bahis sitelerine kiraya veriyor. Kiraya veriyor, oraya o parayı atıyor ve birçok mağdur var. Size geliyor mu, bilmiyorum. Millet, aileler kan ağlıyor; anneler, babalar kan ağlıyor, insanlar intihar ediyor. Bu sanal kumar meselesinin sebebi de kötü yönetim, insanların hedefinin olmaması, insanların geleceğe umudunu bağlamaması nedeniyle millet sanal kumara yöneliyor.
Bu ekonomi düzelir mi? Umudumuz var mı diye soracak olursanız vallahi umut yok. Umudumuz yok, bakın, hâlâ şatafat, israf devam ediyor, hâlâ hukuksuzluk devam ediyor. Her gün yeni bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalıyoruz. Memlekette can, mal güvenliği kalmadı. Bakın, bir gece yarısı, 18 Martta Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal ettiniz, 19 Martta tutukladınız. Milletin tapusuna konuyorsunuz, tapusuna. Yetmiş yıllık, seksen yıllık, yüz yıllık tapusuna konuyorsunuz. Gelip yabancı yatırımcı burada yatırım yapar mı? Bakın, milletin namus güvenliği de kalmadı. Hep söylüyorum, yarın bir gün birinin nikâh cüzdanını iptal eder misiniz? "Etmeyiz." diyemeyiz, ediyorsunuz çünkü. Yapmadığınız hukuksuzluk kalmadı. Dolayısıyla bu bütçeyle, bu rakamlarla ekonominin de düzelmesi mümkün değil, yoksulluğun da yok edilebilmesi mümkün değil.
Tekrar bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum. Alacaklı sözümü daha sonra kullanırım inşallah.