| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkanım.
Sayın Bakanım, size 2 tane mektup okuyarak konuya girmek istiyorum: "Aldığım maaş 18 bin lira emekli maaşı ve bir artı bir daire için ödediğim kira aylık 10 bin lira. Ev kirasıyla ciddi anlamda zorlanıyorum, markete haftada bir kez korkarak gidiyorum, dört yıldır sabah kahvaltısı yapmıyorum. Kızım bu yıl fen lisesini bitirdi ve üniversite sınavında iyi bir derece yaparak İngilizce eğitim veren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandı. Lütfen, bin lira da olsa az çok demeden maddi yardımınızı bekliyorum." Mustafa Bey böyle yazmış.
Diğer bir mesajda da diyor ki: "Sayın vekilim, bu mesajı yazarken çok düşündüm ama başka çarem de kalmadı. Artık bittim, tükendim. Ailemin, eşimin, çocuğumun, herkesin hayatını mahvettim. Bankaya borçlarımdan dolayı artık nefes bile alamıyorum. Tek başıma çıkamıyorum, sizlerden yardım istiyorum." Suat Bey de böyle yazmış. 5 bine yakın ortalama mail alıyoruz. Size bir önerim var: Ülkenin içinde bulunduğu durumun ne olduğunu daha iyi anlamanız için yalnız sizin adınıza bir mail açın, çarşıya pazara çıkmayın, durumu görürsünüz.
Emeklinin maaşı yetmiyor, asgari ücretli açlık sınırının altında, geçinemiyor.
Taşerona 2026 yılında yine kadro görünmüyor.
Staj ve çırak TÜİK'te işçi sayılıyor, sigorta kartı veriliyor ancak yaşlılık sigortası başlatılmıyor, en az dört yılı çalınıyor, onlarla ilgili de burada bir düzenleme 2026 yılı için görünmüyor.
EYT çıktı ama kademeli bir geçiş olmadı, bir günle on yedi yıl kaybedenler var. Bu bütçede bu kesimlerle ilgili de bir düzenleme yok. Siz bu kesimlere nasıl bakıyorsunuz, öğrenmek istiyorum.
Çiftçilerimizin ise yaşadıkları mağduriyet her geçen gün katlıyor. Çiftçilere millî gelirin yüzde 1'i 2026 yılında 722 milyar yaparken ayırdığınız destek 168 milyar lira ama başka bir kötülük yapıyorsunuz, düşük alım fiyatıyla çiftçiyi tüccarın eline mahkûm ediyorsunuz ve bu yüzden üretim düşüyor. 2023 yılından bugüne hububatta 10 milyon ton geriye düşmemiz var, buğdayda 4 milyon tonu bulmuş. Böyle giderse arz açığı katlayacak, ithalatçı olmaya devam edeceğiz. Meyvede bir yıllık kaybımız 8 milyon ton, kayıt dışıyla 10 milyon ton. Mayıs ayında Merkez Bankası Başkanı buraya geldi "Zirai donun etkisi olmayacak." dedi, Tarım ve Orman Bakanı "Arz açığımız oluşmayacak." dedi, sonra da ortalık ekonomik anlamda bozulunca gerçek olan, adalet ve hukuktan kopmuş yönetim tarzının yarattığı sorun zirai don ile kuraklığa endekslendi ama zirai donda da TARSİM'e kayıtlı olanlara dahi alması gereken destek verilmedi.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Verildi, verildi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - ÇKS'si olmayan çiftçilere şu anda zirai don desteği de verilmiyor; bahçelerine bakamıyorlar, gübre alamıyorlar, ilaç atamıyorlar, budama yapamıyorlar, gelecek yılları da kaybediyoruz. Şu anda bankalara çiftçilerin borcu 1 trilyon 117 milyar lira. 10 binden fazla araziye icra gelmiş, bine yakın traktör icra yoluyla çiftçinin elinden alınıyor. Sayın Bakan, gideceğiniz bir şehir olursa yediemin depolarına bir uğrayın, traktörlerin orada bağlı olduğunu görürsünüz. 2024 yılında 3 milyar 600 milyon lira takipteki borç şu anda 10 milyar lirayı bulmuş.
Çiftçinin, işçinin, esnafın, emeklinin, dar gelirlinin içinde olmadığı, verginin, faizin ve geniş kesimlerin yoksulluğunu artıran bir bütçe teklifiyle geldiniz. Bu ülkenin insanlarına bu kadar niye zulmediyorsunuz? Yokluğu ve yoksulluğu derinleştiriyorsunuz; çocuklar okullara aç gidiyor, orada yemek yemeden dönüyor.
Farklı biçimde yarattığınız olumsuzlukların ülkenin genel dokusunu bozduğundan haberiniz var mı? Boşanmalar arttı, madde bağımlılığı arttı, yuvalar dağılıyor, aile yuvası kurmak isteyen gençler ondan vazgeçmişler. Ülkenin içine düşürüldüğü durumda önemli ölçüde sorunlar katlanmış. Bu ülkeyi nereye sürüklüyorsunuz? Bu anlamda yapılanları biz yerinde gidiyor, görüyoruz. Bakın, size bir önerim var: Şu Devlet Demiryollarının yüksek hızlı trende kadrosuz, düşük maaşla çalıştırdığınız elemanların derdi var ama başka bir iş yapın, gelin, Antalya'dan Ankara'ya, İstanbul'a demir yolu projesi geliştirin de en azından sera ürünleri, gıda ürünleri nakliyeyle gelen artıştan muaf olsun, bu bölgelere demir yoluyla gıda taşıması yapalım. Gıdada arz açığımızın artmasının yanında sorunlarımızın giderek derinleştiğini belirteyim. Bir gün cepte para yoksa rafta ürün olması bu ülkenin hayrına değil diyor, teşekkür ediyorum.