| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, bakan yardımcıları, bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün önümüzde duran bu bütçe bir mali belge olmanın ötesinde yirmi üç yılın sonunda halkın cebinden alınan her kuruşun kimin kasasına gittiğinin açık itirafıdır. Bu bütçe "Zengini daha zengin nasıl yaparız." düşüncesinin yasal ama meşru olmayan planıdır.
Bakın, rakamlar ortada: 2026 yılında bütçe açığı 2 trilyon 712 milyar lira olarak öngörülmüş, bütçe açığının millî gelire oranı yüzde 3,5'e dayanmış durumda. Bütçenin en büyük kalemi olan Hazine varlık ve yükümlülüklerinin yönetimi programının yaklaşık yüzde 90'ı faiz ödemelerinden oluşuyor. Bir zamanlar "Faiz lobisiyle mücadele ediyoruz." diyenlerin bugün o lobinin en sadık veznedarı hâline geldiğini görüyoruz.
Peki, bu faiz yükü neyle finanse ediliyor? Elbette vatandaştan kesilen vergilerle. Toplam vergi gelirleri 13 trilyon 783 milyar lira, bunun yüzde 61'i dolaylı vergilerden geliyor. Yani benzine zam geldiğinde, ekmeğe KDV eklendiğinde, elektrik faturasına ÖTV bindiğinde bu bütçeyi hazırlayanlar ellerini, avuçlarını ovuşturuyor. Gelir vergisinin yüzde 65'i patrondan değil maaşlı çalışanlardan kesiliyor. İşin özü bu ülkede vergiyi işine Mercedes'le gidenler değil dolmuşla, otobüsle, metroyla gidenler ödüyor. Bu bütçeye marketten çocuğuna 1 litre süt alan da özel uçağına yakıt alan da aynı oranda vergi katkısı sunuyor. Bu ağır tablo karşısında Sayın Bakana "Sosyal adalet nerede?" diye sormak istiyorum. Devletin kasasına girmesi gereken 3 trilyon 597 milyar liralık vergi gelirinden daha şimdiden vazgeçilmiş durumda. Zengine aflar, indirimler, muafiyetler sunuluyor ama yoksuldan bir kuruş eksik kalırsa haciz gönderiliyor. Bugünkü ekonomi yönetimi Robin Hood romanını tersten okumuş olacak ki fakirden alıp zengine vermeyi marifet biliyor. Kişi başına 150 bin lira, toplamda 13 trilyon vergi toplanan bir ülkede normal şartlarda açlığın, yoksulluğun konuşulmaması lazım ama bırakın konuşmayı biz bunu direkt olarak yaşıyoruz.
Açlık sınırı 27 bin lira, yoksulluk sınırı 91 bin lira. Yirmi üç yıldır tek başınıza iktidardasınız. Emekli 16 bin lirayla, asgari ücretli 22 bin lirayla geçinmeye çalışıyor. Engelli, dul, yetim 3 bin ile 7 bin lira arasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. İnsanlarımızı evladına okul harçlığı vermek ile elektrik faturasını ödemek arasında bir tercih yapma noktasına getirdiniz. Tam altı sene önce ekonomik krizin ateşini yakan damat Bakan "Mart şubattan, nisan marttan, mayıs nisandan daha iyi olacak." demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan iki sene önce "Sonbaharda her şey düzelecek." diyordu. Kaç mevsim geldi geçti, yıllar birbirini izledi, yine ekonomik kriz bitmedi.
Sarayın hissettiği enflasyon yüzde 32, sokağın yaşadığı enflasyon yüzde 132. Anlıyoruz ki siz bu vizyonla, bu yönetim anlayışıyla vatandaşın sorununu kökten çözemeyeceksiniz. Vatandaş refaha kavuşmak için Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını bekleyecek ama en azından bu süre zarfında vatandaşın yükünü biraz olsun hafifletmek için derhâl mevcut gelir vergisi dilimleri düşük ve orta gelirli çalışanları koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Vergide adalet sağlayacak reformlar bir an evvel hayata geçirilmelidir. Emekli maaşı ve asgari ücret enflasyon oranından bağımsız bir şekilde, insani yaşam koşulları gözetilerek yeniden düzenlenmelidir. Yatırım ortamı için en temel güvence olan yargı bağımsızlığı tesis edilmelidir.
"Millî Ekonomi Modeli" olarak pazarlamaya çalıştığınız deli saçması politikalarınız yüzünden bugün halkımız yerli krizi millî bir şekilde yaşıyor ve şimdi bu bütçeyle bir kez daha vatandaştan sabır dileniyorsunuz. Sizin anlayacağınız dilden anlatmak istiyorum: Bu milletin sabrının da bir bütçesi var Sayın Bakan ve o bütçenin açığı artık dayanılmaz boyutta. Size verilen tüm krediler bitti. Sizin verdiğiniz çekler karşılıksız çıktı, Hükûmetiniz iflas etti, millet sizden umudunu kesti ve önümüzdeki ilk seçimde de tahsilatını yapacak. Bu ülke bir avuç imtiyazlının değil, alnının teriyle geçinen milyonların ülkesidir ve biliyoruz ki bu ülkenin yönünü değiştirecek güç, önümüze gelecek ilk sandıkta Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kendini gösterecektir.
Saygılar sunuyorum.