| Komisyon Adı | : | (10/434,2104,2716,2717,2718,2719) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun, Komisyonun bugünkü gündemine, engelli hakları alanındaki gelişmelere, bugünkü toplantıda sunum yapacak kurumlara, Komisyonun Trabzon'da gerçekleştirdiği ve cuma günü Kahramanmaraş'ta gerçekleştireceği bölgesel toplantılara ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2025 |
BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Bugün yine bir Komisyon toplantısı vesilesiyle bir aradayız ve çok kritik başlıkları bugün hep birlikte değerlendireceğiz: Adalet, fırsat eşitliği ve hak arama yolları. Adalet Bakanlığımız, mevzuatın hazırlayıcısı, yargı sisteminin çatısı, hak arama yollarının ana adresi; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, ayrımcılıkla mücadele ulusal eşitlik kurumu ve izleme mekanizması; Türkiye Barolar Birliği Engelli Hakları Komisyonu ise sahada, adliye koridorlarında, iş yerlerinde, okullarda nerede hak ihlali var ise o süreçte her engelli bireyin yanında bir savunucu olması gereken bir güç. İşte, bugün hep birlikte bu 3 kıymetli alanı temsil eden değerli paydaşlarımızı dinleyeceğiz. Bu tabloyu son derece kıymetli bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Biliyorsunuz, ülkemiz engelli hakları alanında 2005 yılında çok önemli bir eşiği aştı. 1 Temmuz 2005'te yürürlüğe giren 5378 sayılı Kanun bizim için tam anlamıyla bir dönüm noktasıdır, bir milattır. O günden sonra, engellilik artık bir tıbbi konu değil sosyal boyutları olan bir hak meselesi olarak ele alınmaya başlamıştır. Bu kanunla birlikte engelli bireyin tanımı netleştirilerek ayrımcılık yasağı hukuk metinlerine açık bir şekilde girmiştir. Erişilebilirlik devletin ve yerel yönetimlerin bir ödevi, bir görevi hâline gelmiştir; eğitimde kaynaştırma ve bütünleştirme politika belgesi olmaktan çıkıp bir hukuk düzeninde yer almıştır; istihdamda kota sistemi güçlendirilmiş, korumalı iş yerleri tanımlanmış, evde bakım hizmetleri yasal zemine oturtulmuştur; en önemlisi ise bireylerimizin topluma etkin katılımı devlet politikası olarak kabul edilmiştir. Bugün üretimde, sporda, sanatta, akademide, kamuda, her alanda engelli bireylerimizin imzası olan, güçlü bir şekilde imzası olan binlerce başarı hikâyesiyle karşılaşıyoruz ve bu başarı hikâyelerinin sayısının her geçen gün arttığına da şahitlik ediyoruz. Değerli arkadaşlar, bunlar çok ama çok kıymetli ve biliyoruz ki kıymetli olduğu kadar bunları hep birlikte daha yüksek noktalara taşımak da hepimizin sorumluluğu. Elbette yasa çıkarmak çok kıymetli ama tek başına yetiyor mu? Yetmiyor; o yasayı hayata geçirmek, denetlemek, gerektiğinde güncellemek ve gerektiğinde yeni ihtiyaçlara göre geliştirmek gerekiyor. İşte, bugün Adalet Bakanlığımızdaki arkadaşlarımızdan bu çerçevede bir yaklaşım bekliyoruz. Mevzuat düzeyinde geldiğimiz noktayı, yargı uygulamalarında karşılaşılan güçlükleri, engelli bireylerin adalete erişiminde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini duymak istiyoruz. Örneğin, engelli birey bir hak ihlali yaşadığında, adliyeye gittiğinde neyle karşılaşıyor? Adliyeye gittiğinde ifade verirken, duruşma salonunda, uzlaştırma süreçlerinde, ara buluculukta erişilebilirlik nasıl tesis ediliyor? Ceza infaz kurumlarında, çocuk adalet sisteminde, aile mahkemelerinde engelli bireyler için ne tür özel düzenlemeler var, bunlar ne kadar uygulanabiliyor?
Diğer tarafta, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu... Az önce de bahsettim, kilit bir aktör, ayrımcılıkla mücadele noktasında çok önemli bir kurum. Eğitimde, istihdamda, kamu hizmetine erişimde, barınmada, sağlıkta engelli bireyler için ayrımcılık yasağının ne kadar karşılık bulduğunu Kurumumuzdan dinlemek istiyoruz. Başvuruların sayısı, niteliği, sonuçları, hangi alanlarda yoğunlaştığı, hangi alanlarda sistematik birtakım sıkıntıların olduğunu bizimle paylaşmanız çok kıymetli çünkü ayrımcılık yalnızca bireysel bir haksızlık değil toplumda duvarlar oluşturan, âdeta görünmez duvarlar oluşturan, güveni zedeleyen yapısal bir sorun. O yüzden, bu duvarları yıkmak için, görünmeyen duvarları yıkmak için güçlü mekanizmalara ihtiyacımız var, net tavra ve kararlı uygulamalara ihtiyacımız var.
Tabii, Türkiye Barolar Birliği Engelli Hakları Komisyonu bugün aramızda. İşin sahadaki yüzü ve bir hak ihlali yaşandığında ilk temas kiminle kuruluyor? Avukatlarla kuruluyor. Bu nedenle, avukatların eğitimi, barolardaki engelli hakları merkezlerinin ne durumda olduğu, güçlü olup olmadığı, gerektiğinde güçlendirilmesi; ücretsiz hukuki yardım imkânlarının etkin ve verimli kullanılması çok ama çok kritik bir konu. Engelli bir birey iş yerinde, okulda, hastanede bir sorunla karşılaştığında; bir kamu binasında erişilebilirlik sağlanamadığında, bir hizmete başvuruda geri çevrildiğinde bu durumun hukuki takibi ne derece yapılabiliyor; biz bugün sizlerden bu anlamda sahada karşılaştığınız örnekleri, yapısal sorunları, elbette iyi uygulama örneklerini ve bu noktadaki yaklaşımınızı, beklentilerinizi, çözüm tekliflerinizi dinlemek istiyoruz.
Tabii, değerli arkadaşlar, Kıymetli Komisyon üyelerimiz; bugüne kadar Komisyon olarak engellilik meselesine sosyal yardım penceresinin çok ötesinde bir anlayışla yaklaştık. Biz bu meseleyi temelde bir hak ve eşit vatandaşlık konusu olarak ele alıyoruz. Erişilebilirlik sadece bir rampadan ibaret değil, bir asansörden ibaret değil; erişilebilirlik adalete erişimi, bilgiye erişimi, şikâyet mekanizmalarına erişimi, savunma hakkına erişimi kapsıyor. Bir hak ihlali gerçekleştiğinde engelli bireyin hakkını arayabileceği yolların fiilen net ve açık olması gerekiyor.
Elbette Türkiye olarak bu anlamda çok ciddi mesafeler aldık ve her gün biz yeni konularla karşılaşıyoruz, yeni ihtilaf alanları karşımıza çıkabiliyor, yeni soru işaretleriyle karşılaşıyoruz. Dijitalleşme, yapay zekâ, uzaktan çalışma, yeni istihdam modelleri, afet yönetimi, yaşlanma ve artan engellilik durumları; bütün bunlar hukuk sistemi olarak hak koruma mekanizmamızın da güncel olmasını zorunlu kılıyor. İşte, biz Komisyon olarak bu sürecin tam ortasındayız, yürütme ile sahadaki gerçeklik arasında bir köprü inşa çabamız var. Ben bugünkü sunumların bu köprü için önemli bir aşama olduğunu ifade etmek istiyorum.
Şimdiden, vereceğiniz bütün bilgiler için, katkılarınız için teşekkür ediyorum. Tüm Komisyon üyelerimize bu anlamda şükranlarımı ifade etmek istiyorum.
Tabii, bu hafta yoğun çalışacağız ve onun akabinde cuma günü Kahramanmaraş'ta bölgesel toplantı gerçekleştireceğiz. Biliyorsunuz, en son ve ilk bölgesel toplantımızı Trabzon'da Karadeniz Bölgesi olarak başlattık. Rize Valiliği hariç tüm valiliklerimiz katılım gösterdi, sivil toplum katılım gösterdi, belediyelerimiz bu anlamda katılım gösterdi ve aynı şekilde 11 ilden oluşan Kahramanmaraş odaklı deprem bölgesini konu alan, hem deprem sonrası engellilikle ilgili konuları gündem yapacağımız hem diğer konuları tartışacağımız, dinleyeceğimiz, ortak aklı en güçlü şekilde ortaya koyacağımız bir toplantıyı inşallah Komisyon olarak Kahramanmaraş'ta gerçekleştireceğiz; onun akabinde, hem Komisyondaki bilgi alışverişimiz hem de bölgelerdeki istişare toplantılarımız devam edecek.
Bugün süre noktasında çok dikkatli olmamız gerekiyor zira sunumlarımız kapsamlı, davetlimiz çok; o yüzden süreyi de her bir kurum için totalde on beş dakika olarak belirledik ve bu noktada da tüm sunumların akabinde de değerli üyelerimizin katkılarını alacağız.
Evet, Adalet Bakanlığıyla başlıyoruz zannediyorum. Öncelikle sizleri bir tanıyalım.