| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Siyasi Etik Kanunu Teklifi (2/1000) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .04.2016 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarımızın değerli temsilcileri, kıymetli basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten bugün çok önemli bir yasa teklifini görüşeceğiz. Biraz önce Sayın Başkan da ifade etti, uzun yıllardan beri Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde olan ancak bir türlü yasalaşamayan bir teklifi bugün birlikte ele alacağız. Defalarca bu tür girişimlerde bulunulmuş, çok değişik çalışmalar yapılmış ancak bir türlü neticelendirilememiş olan bir alan. Biz de özellikle 7 Haziran öncesi seçim beyannamemizde ve 1 Kasım öncesi seçim beyannamemizde Siyasi Etik Yasasını çıkaracağımızı ve bu yönde bir çalışma yapacağımızı ifade etmiştik. Aynı zamanda, bu siyasi etikle ilgili çalışmalara, yine Hükûmet programımızda ve bir yıllık eylem planımızda da bu hususlara yer verdik, ki üç aylık reform programı çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir çalışmanın başlatılmasını öngören bir eylemimizde yine programımızda yer almıştı.
Şunu ifade etmek istiyorum: Aslında siyasi etikle ilgili bir yasa, bir anlamda siyasete ve siyasetçiye duyulan güvenin artmasına neden olacak bir çalışmadır, aynı zamanda siyasal kurumların meşruiyetinin de güçlendirilmesine neden olacaktır. O açıdan, bu teklifi ben çok önemsiyorum ve bu teklifi hazırlayan arkadaşlarımıza, başta Ayhan Bey ve Sayın Bostancı olmak üzere, teklifi veren tüm milletvekillerimize ben huzurlarınızda çok teşekkür etmek istiyorum.
Özellikle böyle bir düzenlemenin yapılması, artık Türkiye'nin gerçekten gelişmiş ülkelerin sahip olduğu siyasi etik alanındaki uluslararası standartların da artık Türkiye'ye gelmesine, Türkiye'de yer almasına vesile olacaktır. Aslında, siyasi etikle ilgili, Anayasa'mızda, değişik kanunlarda yer alan hususlarımız var, var ama bunun bir bütün hâlde burada ele alınması son derece önemli ve anlamlı diye düşünüyorum.
Şöyle bir soru akla gelebilir: Evet, milletvekillerine yönelik bir siyasi etik kanun teklifi ama siyasetin başka alanları da var, işte yerel yönetimler var, diğer bazı siyasi otoriteler var. "Neden bu alanda böyle bir çalışma söz konusu değil?" şeklinde bir soru da akla gelebilir. Bu konuda da şunu ifade etmek istiyorum: Adalet Bakanlığımız, birincisi Siyasi Partiler Kanunu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Dolayısıyla, bu tür düzenlemeler Siyasi Partiler Kanunu içerisinde yer alacaktır. Diğer taraftan, yine siyasetin finansmanı çerçevesinde Adalet Bakanlığımız bir başka çalışmayı yürütüyor. Bu çalışmada da yine bazı önemli düzenlemeler yer alacak.
Aslında, bizim medeniyetimizde de gerçekten bu siyasete ve kamu yönetimine yönelik etik ve ahlak ilkelerine çok önem verilmiş ve bu konuda da geçmişimize baktığımızda çok önemli çalışmaların yapıldığını görüyoruz. Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'inde, Nizamülmülk'ün Siyasetname'sinde ve Farabi'nin ideal devletinde de çok açık bir şekilde bunları görmek mümkün.
Tabii ki AK PARTİ hükûmetleri döneminde yine bu çalışmalara paralel bazı çalışmalar da yürütüldü. Bazı hususlar, gerçekten ülkemizin gündemine gelen bazı hususlar da yine geçmiş dönemdeki hükûmetlerimizin gayretleriyle yasalaştı. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin elbette milletvekillerinin katkılarıyla bunlar yasalaştı. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun, aslında bu çalışmaların önemli bir başlangıcı olmuştur diye düşünüyorum. Ülkemizde de siyasi etik konusunu ilgilendiren düzenlemeler, Anayasa ve çeşitli kanunlarımızda, biraz önce ifade ettiğim gibi yer alıyor. Anayasa'mızın 82'nci maddesi ve bu madde doğrultusunda çıkarılan 3069 sayılı Kanun, milletvekillerinin yapamayacağı işleri düzenlemektedir. Bunun yanında milletvekillerinin de tabi olduğu 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu da mal bildirimi yükümlülüğü, hediye alma yasağı hususlarını düzenlemektedir. Ancak siyaset kurumunun en önemli aktörü olan milletvekillerimiz için etik ilkelerinin ihlallerine ilişkin başvuruları da inceleyecek bir mekanizmayı da kapsayacak şekilde müstakil ve bütüncül bir düzenleme önem taşımaktadır. Bu nedenle böyle bir çalışmadan dolayı Sayın Üstün'e ve arkadaşlarına çok teşekkür etmek istiyorum. Böyle bir düzenleme milletvekillerimizi olumsuz, yanlı ve haksız ithamlardan koruyacak ve görevlerini hakkıyla yerine getirmelerine yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.
Teklifin kapsamına baktığımızda, aslında birçok ülkede olduğu gibi önce etik ilkeler belirleniyor. Bunlar çok genel ilkeler ve bunların detayları da tabii alt düzenlemelerle yerine getirilecek olan hususlar. Yine uluslararası düzenlemelere baktığımızda burada beyan yükümlülüklerinin olduğunu görüyoruz. Yine bu teklifte de beyan yükümlülüğünün yer aldığını görüyoruz. Mal bildirimi, hediye alma yasağı ve üyelikle bağdaşmayan işler de yine bu teklif kapsamında yer almaktadır. Teklifin yasalaşması hâlinde siyasi etik konusunda uluslararası standartlar ülkemiz mevzuatına öncelikle yansıtılmış olacaktır.
Siyasi etik alanında Anayasa'mızda ve TBMM Üyeliğiyle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun başta olmak üzere diğer bazı kanunlarda siyasi etikle bağlantılı hükümler dağınık olarak yer alsa da bu hükümlerin ilk defa tek bir kanunda ve demokratik ülke uygulamaları da dikkate alınarak düzenlenmesi ülkemiz açısından önemli bir siyasi reform olarak teşkil edecektir diye düşünüyorum. Bu konuda öngörülen mekanizmada siyasi partilerin etik kurulları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Etik Komisyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve bürokrasisi geniş bir aktör yelpazesi içerisinde yer alacaktır. Bu durumun siyasi etik alanında kurumsal kültürün gelişmesi açısından olumlu katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum. Hiç kuşkusuz bu konuda getirilen standartların benimsenmesi ve uygulamaya geçmesi, vatandaşlarımızın siyasete, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve genel olarak da devlete güveninin artmasını sağlayacaktır.
Siyasi etikle ilgili, bildiğiniz gibi, uluslararası düzeyde çalışan önemli bir kurum var. GRECO adı altında, Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu adı altında yer alan, Avrupa Konseyi altında yer alan bir grup. Bu gruba 49 ülke üye. Bunlardan 47'si Avrupa Konseyinin üyesi. Özellikle GRECO'nun 4 No.lu Tavsiye Kararı'nda 2017 yılı sonuna kadar milletvekillerinin, hâkimlerin ve savcıların siyasi etik ilkelerinin GRECO'ya üye ülkeler tarafından yasalaştırılmasına yönelik bir tavsiye kararı alınmıştır ve bu çerçevede Avrupa Birliği üyeleri başta olmak üzere bu alanda önemli çalışmalar yürütmektedirler. Ancak biz, özellikle hem seçim beyannamemizde yer vermemiz, ilk üç ayda yapılacak olan reformlar arasında bu hususun yer alması nedeniyle, tabii arkadaşlarımıza da bu konudaki çalışmaları bir an evvel tamamlamalarını, 2017 sonunu beklemememiz gerektiğini, yine vize muafiyetinin gereklilikleri arasında yer alan bir husus olarak bulunması nedeniyle de bunun bir an evvel yasalaşmasının önem arz ettiğini arkadaşlarımızla paylaştık.
Bu açıdan baktığımızda, şu anda aslında Avrupa Birliğine üye birçok ülkede siyasi etikle ilgili bir yasa veya herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bunun örneklerini biraz önce Komisyon Başkanımız ülkeleri de sayarak ifade etti. Elbette Almanya gibi, İngiltere gibi, Birleşik Krallık gibi, Avrupa Parlamentosu gibi ülke veya uluslararası organizasyon parlamenterlerin bazılarında bu yönde düzenlemeler yer almaktadır.
Ben konuşmama son verirken Komisyonumuzdaki verimli tartışmalarla daha da zenginleşeceğini düşündüğüm teklifin siyasi hayatımız ve demokrasimiz için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim.