KOMİSYON KONUŞMASI

HAYATİ TEKİN (Samsun) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Benden önceki konuşmacıları da dikkatle dinledim. Çoğunun yaklaşımlarına katılıyorum.

Sayın Bakanım zaten başta izah ederken ülkemizin içinde bulunduğu şu kritik ortamda sanki bu Komisyonu dört dörtlük oluşturmamız mümkün değil. Biraz "Kol kırılır, yen içinde kalır." cinsinden ayarlamak zorundayız anlayışına veya hissiyatına ben kapıldım. O zaman akla şu geliyor: Gerçekten de biraz önce Murat Bey'in dediği gibi, Avrupa İnsan Hakları komisyonları bizleri inceleniyor ise ve yakın takipte ise gerçekten biz biraz kendi kendimizi kandırır vaziyetteyiz, onları zor kandırırız. Çünkü, kuruluşa baktığım zaman gerçekten de burada çok ağırlıklı, zaten işi başından aşmış olan veya aşacak olan üyelerden oluşuyor. Ayrıca, bu üyelerin de hesap verilebilir veya şeffaflığından korkarcasına "Şöyle şöyle seçilir üniversiteden ama onun içinde de Bakan istediğini seçer." gibi çok güvensiz ve illa ki elimin altında, cebimde olsun bu Komisyon dercesine bir yaklaşım hissediyorum.

Biraz önce, Sayın Bakanımın da bahsettiği gibi, çağdaş ülkelerde güzel örnekler var. Elbette ki Sayın Bakanımın dediği gibi, yine anladığım odur ki kervan yolda düzülecek. Önce, elimizin altında tutacağız Komisyonu, yavaş yavaş biz onu ihya edeceğiz zaman içinde olgunlaştıkça veya ülkemizin içinden geçtiği tehlikeler azaldıkça ama tehlikeleri de gerçekten de kolluk kuvvetlerimiz çekiyor en büyük sıkıntıyı. Bu gerçeği de görmek lazım. Uzaktan atmak hoş oluyor, tabii ki hepimiz için geçerli. Sıcak ortamın içinde yaşayan polisler ve askerlerin bire bir neler çektiğini bir kendileri biliyor, bir Allah biliyor. Allah yardımcıları olsun. Şehitlere bu vesileyle rahmet, gazilere acil şifalar diliyorum.

Elbette ki biz Avrupa Birliği ülkelerine özensek bile bu Komisyonu şu anda net bir şekilde layıkıyla oluşturma şansımızın olmadığını, buradan geçeceğini, Meclisten de onaylanacağını ama gün geldikçe yavaş yavaş bu kurulması gerekli olan bu Komisyon -geç kalmış belki de 23'üncü Dönemde bu iş bitmeliydi- belki bugün biraz daha olgunlaşırdı veya gelecekte olgunlaşırdı.

Çağdaş ülkelere baktığımız zaman, çağdaş ülkeler bizi yargılarken en fazla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ülkemizde insan hakları ihlallerinin yoğun bir şekilde yaşandığını ve bunları denetleyecek özellikle bağımsız ve şeffaf kuruluşun olmadığını vurgulayarak bizi birçok yerde zanna istinaden cezalandırıyor. Bizim de kuracağımız bu Denetim Komisyonunu şeffaf, hesap verebilir ve bağımsız oluşturmamız gerektiği kanaatindeyim.

Ayrıca, yine, HDP'den sayın arkadaşımız konuştuğunda Fransa örneğini verdi. Fransa örneğini pek bizim ülkemize uyacağını zannetmiyorum çünkü ombudsman yöntemini kullanıyorlar orada, bizim ülkemizde böyle bir birim oluşmadığı için biraz zor ama anlıyorum ki biz bu Komisyonun Avrupa Birliğine uyumlu olması için İngiltere'yle beraber çalışmışız. İngiltere'ye baktığımız zaman sadece İçişleri Bakanlığının bunu finanse ettiğini görüyoruz ve diğer kısımlarında yani devlet kurumlarından hiç kimseyi almadığını özellikle Komisyonun oluşumunda devletle alakasının kimsenin olmadığını... Kararlarında hatta o kadar kendilerine güveniyorlar ki anladığım kadarıyla kararları mahkemede dahi yargılatmıyorlar, kararları mahkeme dahi değiştiremiyor ve kurulacak olan Komisyonun üyelerinin asla kolluk kuvvetlerinden bulunmaması öneriliyor. Burada dikkatimi çeken ve burada gene yazmadığımız, bizim CHP Grubu olarak yazmadığımız yalnız çok önemli bulduğum şöyle bir husus var, sanki bizde eksik: Kolluk Gözetim Komisyonunun yani kuracağımız Komisyonun kendi takip ekibini kurması. Şimdi, biraz önce de bahsettiğim gibi burada bahse konu kişiler zaten mesaisi yoğun kişiler. Peki, herhangi bir olayın vuku bulduğu yeri, oradaki pozisyonu incelemek için kim gidecek, kim takip edecek, sadece evrak üzerinden mi bakacak? Öyleyse, burada takdir sizlerindir yani bu konuda Sayın Bakan ve değerli ekipleri bu konuda çalışıp bir şey önermeli bence. Yani, kimlerle işin evrak üzerinde değil de geride fiilî olarak oluşmuş olan suç niteliğinin nasıl ve neden oluştuğunu inceleyecek ekip nerede? O ekibe bu komisyonun yoğun bir şekilde ihtiyaç duyacağını tahmin ediyorum.

Yine, biraz önce bahsettiğim, arkadaşlarımızın da bahsettiği gümrük muhafaza elemanları, cezaevi gardiyanları, özel güvenlikçilerin de toplumun değişik kesimlerinde sivil kesime özellikle yaşattığı birçok üç kağıttan, avantadan, ukalalıktan kaynaklanan, her gün yaşanan birçok sorunlar olduğunu gazetelere, basına yansıdığında veya yaşadığımızda görüyoruz. Bunların da bir denetim altına alınması gerekir diye düşünüyorum.

Şimdilik, bu kadar. Açıldıkça konular tekrar görüşlerimizi iletiriz.

Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim, saygılar sunuyorum.